Bilinçsiz yapılaşma ve plansız yerleşimlerin de küresel ısınmayı tetikleyen diğer faktörler arasında yer aldığına dikkat çeken Baktır, “İçinde bulunduğumuz son 10 gün içerisinde Batı Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere dünyanın birçok yerinde 40 derece ve üzeri sıcaklıklar yaşanıyor. Ekolojik denge bozuldu ve sıcaklıklar çok sayıda insanın ölümüne neden oluyor” dedi.
Baktır, tarımsal faaliyetlerin de artan sıcaklık dereceleri nedeniyle olumsuz etkilendiğini söyleyerek, “Yaz aylarındaki bir –iki derecelik sıcaklık artışları dahi tarımı olumsuz etkiliyor. Bitkilerin soğuk gibi sıcaklığa karşı da belirli tolerans sınırları vardır” hatırlatmasında bulundu.
Bitkilerin belirli sıcaklıklara dayanmasına eşik değeri dendiğini açıklayan Baktır, sıcaklık artışının eşik değerlerin üzerinde uzun süre devam etmesi durumunda ise bitkilerin geçici veya kalıcı solgunluğa maruz kalacaklarını söyledi.
Baktır, bitkilerin geçici solgunlukta dirençlerini kaybettiklerini belirterek, “Ürün verim ve kalite bakımından ciddi anlamda zarar görür, hatta pazarlama değerini kaybeder” dedi.
Kalıcı solgunluk durumunda ise bitkilerin yeniden yaşama dönmelerinin mümkün olmadığını belirten Baktır, “Bu nedenle sıcak havalarda bitkilere gündüzleri su verilmemelidir. Sulama işlemleri sabahın erken saatlerinde veya akşam geç saatlerde yapılmalıdır” bilgisini paylaştı.
Baktır, gündüz yapılan sulamaların bitkilerin haşlanmalarına neden olduğunu belirterek, ayrıca bu saatlerde verilen suyun büyük bir kısmının buharlaştığını da anımsattı.
Ülke koşullarında yapılması gerekenler hakkında tavsiyelerde de bulunan Baktır, yol boylarına ve büyük arazilerin çevrelerine servi ile alıç gibi az su isteyen, canlı rüzgâr kıranların dikilmesinin önemli olduğunu kaydetti.
Baktır, “Harnup, zeytin ve ayrelli gibi doğal bitkilerin üretimine öncelik verilmeli ve arpa gibi yaz sıcakları başlamadan hasat edilebilen bitkilerin üretimi ön plana çıkartılmalıdır” dedi.
Haspolat –Balıkesir arıtma tesislerine yakın yerlerde ikinci ürün yetiştiriciliğinin teşvik edilmesinin önemini işaret eden Baktır, “Çok geç kalınmakla birlikte adada yağmur hasadı en kısa zamanda zorunlu hale getirilmeli, kış aylarında ada genelinde göletler ıslah edilerek doldurulmalı, ağaçlandırma çalışmalarına ağırlık verilmelidir” şeklinde konuştu.
Dekan Baktır, anız yakan, kundaklama yoluyla orman yakan ve araçlarından dışarı izmarit atanların caydırıcı yöntemlerle cezalandırılmalarının da gerekli olduğunu aktardı.
Sadece ceza ve uygulamalar ile doğanın korunamayacağına dikkat çeken baktır, “Doğa bilinci ve uygulamaya dönük eğitim ilkokullardan başlayarak üniversiteye kadar eğitimin her aşamasında gençlere aşılanmalıdır” ifadesini kullandı.
