Komiteye 1963-1964 yıllarında kayıp edilen üç Kıbrıslı Türk'ün akıbetine ilişkin ulaşan bilgiler doğrultusunda, Trulli köyünde bir kuyuda ağustos ayı sonundan bu yana yürütülen kazılarda, ilk etapta, üç Kıbrıslı Türk kayıp şahsa ait olduğu düşünülen kalıntılara rastlandı. Ancak arkeologların sürdürdüğü kazı çalışmalarında, dün, dördüncü bir kişiye ait olduğu düşünülen kalıntılara da ulaşıldı.
Bu kalıntıların Kıbrıslı Türk kayıplara ait olup olmadığı, arkeolojik kazı çalışmalarının tamamlaması sonrası kalıntı numuneleri üzerinde yapılacak DNA analizleriyle kimliklerinin tespit edilmesi sonrasında nihai olarak belirlenecek.
Bu kalıntıların Kıbrıslı Türk kayıp şahıslara ait olması halinde yedi yıl sonra ilk kez Güney Kıbrıs’ta yürütülen kazılarda Kıbrıslı Türk kayıplara ulaşılmış olacak ve KŞK tarafından ailelerine defin için teslim edilecek.
Türk Ajansı Kıbrıs (TAK), son iki aydır, Trulli köyündeki kuyuda, arkeolojik kazı yapan Kayıp Şahıslar Komitesi’nin iki toplumlu ekibinin çalışmalarını yerinde gözlemleme olanağı buldu ve bölgede, aralıksız bir şekilde, yoğun çalışmalar yürüten arkeolog ekibin takım lideri ile konuştu.
Ağustos ayı sonunda, drill yöntemiyle kuyuda kazı çalışmalarına başlayan arkeologlar, kuyunun 11 metre derinliğinde kalıntılara rastlamalarının ardından çalışmalarını yeni bir aşamaya taşıdı. Ekip, şu anda, kuyuya geniş bir erişim rampası yaparak, tamamen manuel bir şekilde çalışmalarına devam ediyor.
Ekibin, bölgedeki arkeolojik kazı çalışmalarına pazartesi de devam etmesi ve olası başka bir kalıntıya ulaşılmaması halinde kuyudaki çalışmalarını sonlandırması bekleniyor.
Müftüzade: “İlk etapta üç kalıntıya ulaşıldı. Perşembe de dördüncü bir kalıntıya ulaşıldı”
Komite tarafından Trulli köyünde yürütülen kazı çalışmalarına ilişkin TAK’a açıklamalarda bulunan KŞK Kıbrıslı Türk Üyesi Hakkı Müftüzade, “Şahitlerin bize verdiği bir bilgi çerçevesinde değerlendirme yaptık, Komitemize sunuldu ve üç üye kazı yapılması için karar verdi” dedi.
Müftüzade, kazıların ağustos ayında başladığını belirterek, “İlk etapta üç kalıntıya ulaşıldı. Perşembe günü de dördüncü bir kalıntıya ulaşıldı. Şahitlerin verdiği bilgiye göre kayıpların Kıbrıslı Türk olduğuna inanıyoruz” dedi.
Hakkı Müftüzade, kalıntılara zarar vermemek için şu anda kazıların manuel bir şekilde sürdürüldüğünü de kaydetti.
Müftüzade, Trulli’deki bu kazılarla, “Yedi yıl sonra, ilk kez, Güney Kıbrıs’ta Kıbrıslı Türk kayıplara ait olduğuna inandığımız kalıntılara ulaşıldı” ifadelerini kullandı.
Hakkı Müftüzade, Komiteye üç Kıbrıslı Türk'ün akıbetine ilişkin şahitlerden bilgiler geldiğini, bölgede yapılan kazılarda ilk etapta üç, dün de dördüncü kalıntıya rastlandığını ancak aradan uzun yıllar geçmiş olduğunu ve bunun “olağan” bir şey olduğunu söyledi.
Müftüzade ayrıca, Baf kasabasında Tsada (Çada) köyü sınırları içerisinde, 1963 kaybı Kıbrıslı Türkleri bulabilmek için yakın zamanda kazı çalışmalarına başlayacaklarını da açıkladı.
Doğan: “Kuyunun 11 metre derinliğinde kalıntılara ulaşıldı”
İki toplumlu arkeolog ekibinin takım lideri Hasan Doğan, KŞK’ya ulaşan bilgiler doğrultusunda, ağustos ayı sonunda, iki toplumlu arkeolog ekibinin Trulli köyünde çalışmalarına başladığını belirterek, şöyle konuştu:
“Komiteye gelen bilgiler, buradaki kuyuların içinde kalıntıların olabileceği idi. Haritalara bakıp, burada birden fazla kuyu tespit ettik. Kuyuların yerinin işaretlenerek, kuyu kazma (drill) makineleri ile, burada çalışmalara başladık. İnsan kalıntılarına ilk başladığımız kuyuda ulaştık. Kalıntılara ulaştıktan sonra makinelerle çalışmayı durdurduk ve bizim bir prosedürümüz olan rampa aşamasına girdik. Kuyuya geniş bir erişim rampası yaptık ve şu an kuyuyu tamamen manuel (elle) bir şekilde açıyoruz. Şu an 11 metre derinlikteyiz. Arkeolojik prosedür devam ediyor.”
Arkeolog ekibinin takım lideri Doğan, ilk etapta, kuyunun 11 metre derinliğinde üç kişinin kalıntılarına; dün de, dördüncü bir kişinin kalıntılarına ulaştıklarını söyledi ve arkeologların bu kalıntıların çıkarma çalışmalarının sürdüğünü belirtti.
Doğan, arkeologlar tarafından kazıda çıkarılan kalıntıların ve kalıntıların üzerlerinde bulunan kıyafetler ile kişisel eşyaların hepsinin ekip tarafından fotoğraflanarak kayıt altına alındığını da belirtti.
Kuyunun olası bir çökme tehlikesine karşı iş güvenliğinin sağlanması amacıyla, 10 metre genişliğinde ve 75 metre uzunluğunda bir erişim rampası yapılarak, arkeologların çalışmalarını güvenli bir şekilde yürütebileceği bir seviye yaratıldığını da anlatan Doğan, pilot çalışma kapsamında son 2-3 yıldır kullanılan rampa yönteminin, şu an, kuyudaki kazı çalışmalarında kalıntılara daha hızlı bir şekilde ulaşmalarını sağladığını söyledi.
Hasan Doğan, kalıntıların kimliklendirilmesinin DNA analizleriyle sonunda nihai olarak belirleneceğini de belirtti.
Doğan, arkeolog ekibin, pazartesi günü, kuyuda başka bir kalıntının olmadığından emin olmak için arkeolojik kazı çalışmalarına devam edeceğini ve ardından arazinin eski haline döndürüleceğini kaydetti.
Trulli’deki kazı çalışmaları yanı sıra, KŞK tarafından 1963-1964 ve 1974 kaybı olan Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların akıbetinin belirlenmesi için Akova, Lapta, Mağusa, Esentepe, Zeytinlik ve Derinya’da olası gömü yerlerinde kazı çalışmaları yürütülüyor.
2022 yılında, KŞK tarafından yürütülen kazı çalışmalarında, toplam 14 kayıp kişiye ait olduğuna inanılan kalıntılara ulaşıldı. Buna göre, Trulli'de 4, Dilekkaya’da 2, Paşaköy’de 2, Güzelyurt’ta 1, Gazimağusa’da 1, Yeniceköy’de 1, Esentepe’de 1, İnya’da 1 ve Akova’da 1 kayıp şahsa ait olduğu inanılan kalıntılara ulaşıldı.
2006’dan bu yana KŞK tarafından ada genelinde yürütülen kazılarda, 1963-1964 ve 1974 olaylarında kayıp olan toplam 492 Kıbrıslı Türk’ten 292’sinin ve 1510 Kıbrıslı Rum’dan 735’inin kalıntılarına ulaşıldı ve kimliklendirilerek ailelerine iade edildi.