banner913
banner932
banner1012

“Kıbrıs Türk halkı tehdit ve telkinle hareket etmez”

banner1020

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Serdar Denktaş, Kıbrıs Türk halkının tehdit ve telkinlerle hareket etmediğine vurgu yaptı

banner974
“Kıbrıs Türk halkı tehdit ve telkinle hareket etmez”

banner971
Serdar Denktaş’ın seçim ofisinden verilen bilgiye göre, Denktaş dün akşam Kıbrıs Postası TV ekranlarında canlı olarak yayınlanan “Kıbrıs Türkü Adayını Seçiyor - Seçim Özel” programına katıldı. 
Denktaş, burada yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik müdahaleler olduğunu belirterek, “Halkımız çocukları ile tehdit ediliyor. Büyükelçilikte demiyorum, ne idüğü belli olmayan bu kişilere hepimiz ortak tepki koymalıyız” ifadelerini kullandı.
Denktaş, son zamanlarda “bu devlete inanıyorsanız falanca adaya, bu toprakları vatan sayarsanız falan adaya oy verirsiniz” diye söylemler geliştirildiğini ifade ederek, “Değerli vatandaşlarımız bu devlet ve vatan hepimizindir. Güdülen bir sürü değil varoluş mücadelesi vermiş bir halkın devamı olduğumuzu ve irademizi de ortaya koyma görevi halkındır” şeklinde konuştu.
“FARKI HALK BİLİR VE ORTAYA KOYAR”
“Halk farkı bilir ve ortaya koyar” diyen Denktaş, şöyle devam etti:
“Görüşmeler süreci içerisinde 1974'ten itibaren şu hata yapıldı bu hata yapıldı demek doğru değildir. Konjektürel değerlendirmek gerekir, o tarihte alınan kararlar o dönemde geçerliydi. Şimdi o tarihi algılamamız doğru değil. Bütün bu süreç içerisinde bizim bıraktığımız ve üstüne düşünmediğimiz bir olay var, o da alt yönetim algısıdır. Nedir alt yönetimden kurtulmak, ne demektir buna değinmek istiyorum. Bütün sorunların en önemli noktası alt yönetim algısıdır. Güney Kıbrıs’ın İnsan Hakları Mahkemesi’nde elde ettiği birkaç karar ile Kıbrıs Türk tarafının alt yönetim olduğu vurgulandı.
Rumlar, ‘Türkiye ne derse KKTC onu yapar, onun için de sorumlu Türkiye’dir’ algısını yarattılar. Özne Türkiye'dir, Kıbrıslı Türkler sorumlu değildir. O günden beridir Rum tarafı Türk tarafını muhatap almaya çalışmaktadır. O dönemden itibaren Rum ve Yunan ikilisi, Türkiye'yi Doğu Akdeniz'de hapsetme çabası içerisindedir. Biz de Rum tarafının, ‘Kıbrıslı Türklerin kendi kendine karar alma yetkisi yoktur’ algısını maalesef güçlendirdik. Bu hâlâ devam ediyor, bugün yaşadıklarımız dahil alt yönetim olgusunu güçlendirmektedir. Bizim yapmamız gereken; birincisi kendi irademizin bize ait olduğunu göstermektir. Annan Planı referandumunda aslında tescil etmiş olduğumuz self-determinasyon hakkımızın varlığının peşinden, bu süreç içerisinde hiç koşmadık. Bizler Kıbrıs Cumhuriyeti'nden kaynaklanan haklarımızı değil, Kıbrıs Cumhuriyeti'ne devredilen haklarımız olduğunu Dünya ile konuşmalıyız.
“BİRÇOK BM ÜYESİ ÜLKEDEN DAHA DEVLETİZ”
Türkiye ile 1974’ten sonra ortak bir hedef belirleyip o hedefe doğru adımlar atmadık. Hep günübirlik politikalarla tepkiler vererek bugünlere geldik. Şimdi artık şunu göstermemiz lazım; siyaseten tanınmasak da, siyaseten tanınan bir BM üyesi devletten biz, daha devlet bir ülkeyiz.  Bu ülkedeki demokrasi, birçok BM üyesi ülke demokrasilerinden daha üst seviyededir. Kıbrıs Türk Halkı birçok yerden gelip bu ülkede vatandaş olmuş olsa da bu kültürel zenginliği birlikte yaşayabilmekte, birlikte karar üretebilmekte ve birlikte geleceğe doğru yürüyebilmektedir.
“KIBRIS TÜRK HALKI TEHDİTLE VE TELKİNLERLE HAREKET ETMEZ”
Kıbrıs Türk Halkı tehditle ve telkinlerle hareket etmez. Evet Türkiye ile birlikte hareket eder. Çünkü bütün dünya bizi sadece Türkiye ile hareket etmeye zorlamaktadır ama Türkiye ile hareket etmemiz, AB’nin zannettiği gibi bir al-ver meselesi değildir. Türkiye ile tarihsel bir güçlü bağın olduğunu bilerek hareket etmeliyiz. Ona göre alt yönetim algısından kurtulabiliriz. Dünyanın bize saygı duymaya başlaması, Güney'in bizi bir anlamda var olarak kabul etmesi için, eşit orta olduğumuzu ve bizsiz hiçbir konuda karar verme yetkisi olmadığını göstermek için, tüm uluslararası hukuk yollarını da kullanmak suretiyle ve gerekirse bugüne kadar çok yapmadığınız neredeyse hiç yapmadığımız Rum mahkemelerinden başlayarak iç hukuku bitirip yolumuza devam etmeliyiz. Bu, alt yönetimi algısının ortadan kalkması yollarından biridir.
“HALKIMIZ ALT YÖNETİM ALGISINI KIRMAK İÇİN HEVESLENDİRİLMEKTEDİR”
Maalesef bu seçimlerde yaşadığımız bir takım olaylar, kendini devletin temsilcisi olarak atleden insanların ortaya koyduğu yaklaşımlar, tehditler, telkinler, bütün bunlar insanımızı, işte o alt yönetim algısını kırmak için daha da bir heveslendirmektedir. Meselenin özü de budur, bunu bilerek hareket etmeliyiz. Türkiye ile bizi uzaklaştırmaya, bağlarımızı zayıflatmaya kimsenin gücünün yetmeyeceği bir olgudur. Biz kendi irademizle, kendi demokrasimizle Türkiye ile birlikte hedefe doğru adım adım gitmeliyiz bu çok önemlidir. Söylemek istediklerimizi söylemekten korkacak olursak hiçbir yere varmamız mümkün değildir. Alt yönetim olduğumuzu, yönetim bile olmadığımızı dünyadan saklamış oluruz. Bu da bizi yok oluşa doğru götürür.

 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.