İkinci Pandemi ‘Depresyon’

Toplum depresyonda
 
Prof. Çakıcı: “Depresyon için bin kişiyle yapılan çalışmada, dünyadaki oranlar yüzde 3- 25 arasında değişirken, bizim oranımız en yüksek oranlara yakın olan yüzde 23,4 çıktı. Farkında değiliz ancak inanılmaz bir depresyon oranımız var"
 Toplumcu Kurtuluş Partisi-Yeni Güçler (TKP) Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, şu anda dünyada sadece Covid-19 pandemisi değil, ruhsal bozuklukların da arttığı bir ikinci pandemi daha yaşandığını ifade etti. Çakıcı, ülkemizde pandemi sürecinde alkol ve uyuşturucu kullanımında meydana gelen artışa dikkat çekti.
Ruhsal sıkıntıların arttığı dönemlerde alkol ve uyuşturucu kullanımının çoğaldığını kaydeden Çakıcı, alkol ve uyuşturucu kullanımının da artmasının suç oranlarının artmasına yol açtığını söyledi.
Çakıcı, aile içi şiddet olaylarının da yüzde 40 arttığını belirterek, intiharlar ve anti depresan ilaçların kullanımında yaşanan artışa işaret etti.
Kıbrıs Türk toplumun şiddete düşkün bir toplum olmadığını kaydeden Çakıcı, kendine has bir yapısı olduğunu bunu da yaptıkları çalışmalarla ortaya koyduklarını söyledi.
Çakıcı, depresyon oranının ölçüldüğünü, bin kişiyle yapılan çalışmada, dünyadaki oranlar yüzde 3- 25 arasında değişirken, bizim oranımız en yüksek oranlara yakın olan yüzde 23,4 çıktığına işaret ederek, “Dünyadaki en yüksek 10 ülke ve bizdeki ortak noktaların olduğunu gördük. Hepimizin savaş, göç, ekonomik krizler, yüksek oranda işsizlik, koloni geçmişimiz var. Biz farkında değiliz ancak inanılmaz bir depresyon oranımız var" dedi.
Mehmet Çakıcı, son günlerde gündemin ilk sıralarında yer alan Külliye mimarına vatandaşlık verilmesi ve Asya bebeğin tedavisinin yapılamaması ile ilgili de hükümete eleştirilerde bulundu.
Asya Bebeğin Güney Kıbrıs'ta tedavi edilmesinin KKTC siyasetinin çöktüğünün bir kez daha göstergesi olduğunu savunan Çakıcı şöyle devam etti:
"Saray için para ayırıyorsunuz ama bir bebeğin tedavisi için bin bir türlü gerekçeler ve zorluklar çıkarıyorsunuz. Nasıl bir vicdan ve nasıl bir adalet duygusudur ki bunları yapabiliyorsunuz. Bir külliye insan hayatının önüne geçiyor. Külliyeyi yapmak için her türlü formül kaynak ve hatta vatandaşlıklar yapılabiliyor. Ancak ne üzücüdür ki insanın değeri ülkemizde bitmiştir. Bunu bitirmeyi başaran bu anlayış ve çıkar düzeni halen partileri ve siyasetiyle devam ediyor. Ancak biz yeter diyoruz. Bu yapının değişmesinin zamanı gelmiştir."