Ağustos ayında meydana gelen şiddet olaylarının yaşandığı bölgede; “Çayhan Düzlüğü” adı verilen alanda yine BM personeli ile Kıbrıs Türk tarafı yetkilileri arasında sözlü bir gerginlik çıktı. Bölgeye Türk tarafınca polis ve asker sevk edildi.
Gerginliğin sebebinin, “gençlik arsaları” için yapılan parselasyon çalışmalarının, Türk tarafına ait topraklara geçtiği yönündeki iddialar olduğu ifade edildi.
Bunun üzerine askeri yetkililer ile BM arasındaki görüşme yapıldı.
Gerginlik, Kıbrıs Rum tarafının parselasyon çalışmalarını durdurmasının ardından sona erdi.
Pile’nin Kıbrıslı Rum muhtarı Simos Mitidis, “Ekipler saat 12'ye kadar normal bir şekilde çalışıyordu ve sonrasında arazilerinin etkilendiğini söyleyen Kıbrıslı Türk toprak sahiplerinden gelen bazı sorunları çözmek için bize geçici olarak durmamız talimatı verildi.” dedi.
Beyarmudu Belediyesi Başkanı Bülent Bebek ise, sosyal medya hesabından, “Görevimizin başındayız. Bizim olan bizim olarak kalacak” açıklamasında bulundu.
Öte yandan Pile’de yaşanan gerginliği izleyip kamuoyuna aktarmak adına bölgeye ulaşmaya çalışan gazetecilerin Beyarmudu’ndaki barikattan geçişlerine izin verilmedi. Barikata giden farklı kurumlardan gazetecilerin, Türk kontrol noktasında sorun yaşadığı, görevli polisin, önce gazetecilere ait kimlik kartlarını fotoğraf çektiği, ardından birilerine gönderildiği, son olarak da “üst düzey emir var, geçişinize izin veremeyiz” diyerek geri döndürdüğü öğrenildi.
Anımsanacağı üzere Türk tarafının yol çalışmalarını başlattığı Ağustos ayında BM personeli ile Kıbrıs Türk tarafı polisi ve işçileri arasında fiziksel şiddete varan bir gerginlik yaşanmıştı. İş araçları, BM’ye ait araçları sürüklemiş, diplomatik bir kriz patlak vermişti.
BM daha sonra bölgeyle ilgili iki taraf arasında mutabakata varıldığını açıklamıştı. Ancak geçtiğimiz hafta bir basın toplantısı düzenleyen Dışişleri Bakanı olarak atanmış Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs Rum tarafının bölgedeki faaliyetlerini sonlandırması yönünde çağrıda bulunmuş, çatışma çıkma riski olduğunu söylemişti.
Ertuğruloğlu, BM’nin açıkladığı mutabakatla yaşananların zıt düştüğünü öne sürmüştü.

