banner913
banner932
banner1012

Halkın Sesi sordu Siyasiler cevapladı: İdam Geri Gelsin mi ?

banner1020

İdam cezasının caydırıcı olmayacağını vurgulayan CTP’li vekil Soyer, “Çünkü, idam cezası kalkmadan evvel de kadın cinayetleri ve kadına yönelik diğer saldırılar doruktaydı” dedi     Züleyha...

banner974
Halkın Sesi sordu Siyasiler cevapladı: İdam Geri Gelsin mi ?

banner971

İdam cezasının caydırıcı olmayacağını vurgulayan CTP’li vekil Soyer, “Çünkü, idam cezası kalkmadan evvel de kadın cinayetleri ve kadına yönelik diğer saldırılar doruktaydı” dedi

 

 

Züleyha KARAMAN

Ülkemizdeki siyasetçiler, kadına yönelik şiddette, idam cezasının çare değil, yapana ödül bile olabileceğine işaret ederek, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için daha ilkokul yıllarından itibaren etkin eğitimin şart olduğunu ve caydırıcı cezaların artırılması gerektiğini vurguladı.

HALKIN SESİ, Türkiye’de cinsel saldırıya uğradıktan sonra benzin dökülerek hunharca katledilen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan cinayetinin ardından Türkiye’de tartışılmaya başlanan “idam yeniden gelsin” konusunu  Cumhuriyet Meclisi milletvekillerine sordu.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün ve Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Milletvekili Mehmet Çakıcı, kadına yönelik suçların önlenmesinde idamın çare olmadığını, ancak caydırıcı cezaların en ağır şekilde uygulanması gerektiğini söyledi.

SOYER: İDAM KALKMADAN ÖNCE DE KADINA ŞİDDET DORUKTAYDI

CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, “Kadına dönük şiddet, cinsel taciz ve tecavüzler ve geleneksel olarak kadına yapılan yaklaşımlar asla kabul edilemez” diyerek, Türkiye’de idam cezası kaldırılmadan önce de kadına yönelik şiddetin doruk noktasında olduğunu söyledi.

Kadına yönelik şiddetin, idam cezası ile tek başına halledilebilecek bir konu olmadığına işaret eden Soyer, şöyle konuştu:

“İdam cezası kalkmadan evvel de kadına dönük şiddet doruktaydı, şimdide dorukta. Bu, idam cezasıyla tek başına halledilebilecek bir konu değildir. Prensip olarak idam cezasına karşıyım, bunu net olarak söylüyorum. Ancak kadına dönük şiddete karşı hem yasal, hem idari, hem kültürel olarak muazzam bir çalışma yapılması gerektiği inancındayım ve bu konuda da herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Çünkü iş, ifrata varmış bir durumdadır. Gerek dini açıdan, gerek ulusal açıdan, gerekse sosyal düşünceler bağlamında bu konunun her yönüyle derlendirilmesi ve özellikle gençlerin ve insanların bu konuda eğimine büyük öne verilmelidir.”

“İDAM CAYDIRICI OLMAZ”

İdam cezasının caydırıcı olmayacağını vurgulayan Soyer, “Çünkü, idam cezası kalkmadan evvel de kadın cinayetleri ve kadına yönelik diğer saldırılar doruktaydı. İdamın varlığı bunu hiçbir zaman durdurmadı, dolayısıyla idam cezasının yeniden gelmesi bunu durdurmaz. Bunu durduracak faktör siyasi, kültürel, yasal, idari her türlü yönden gerekenin yapılmasıdır. Prensip olarak ben idama karşıyım. Eğitim şart” dedi.

 

 

 

 

 

 

“Kadına şiddet hortladı”

 

Kadına karşı şiddetin son zamanlarda hortladığını, kadına karşı saldırganlığın  cinayetlere kadar giden olaylara yol açtığını kaydeden Özgürgün, “Eğitim şart” dedi

 

 

 

UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, kadına yönelik her türlü şiddetin hortladığını söyledi.

Kadına yönelik şiddet ve tecavüzlerin KKTC’de de olduğuna işaret eden Özgürgün, “Bir defa, böyle bir olay sonrasında insan ne söyleyeceğini bilemiyor” dedi.

Kadına karşı şiddetin son zamanlarda hortladığını, kadına karşı saldırganlığın  cinayetlere kadar giden olaylara yol açtığını kaydeden Özgürgün, Özgecan olayının toplumdaki genel havadan ayrı düşünülmesi gerektiğini söyledi.

Özgürgün, “Ama, bu tip bir olaya cesaret edebilecek noktaya gelmiş insanlar varsa, bu tür bir noktaya gelmelerini engelleyecek caydırıcı cezaların da olması lazım. Bu işi caydırmanın en kesin yolu, caydırıcı ceza” diye konuştu.

İdama karşı olanlar ve olmayanlar olduğuna değinen Özgürgün,  hadım cezasının da tartışıldığını ama hadım etmenin çağ dışı kalmış bir şey oluğunu kaydetti.

Hadımla caydırıcılığın olmayacağını ifade eden Özgürgün, şöyle devam:

“Bunun caydırıcılığı onunla olmaz, o farklı bir şey, o biraz medeni dünyada yer bulacak bir şey değil diye düşünüyorum. Tabi idam cezası olmalı mı olmamalı mı bu tip olaylarda gündeme gelip konuşulması çok doğal, gerçekten büyük infiale neden oluyor. Ortada hunharca işlenmiş bir şey var. Canavar ruhlu bir şey bu. Bunu durdurmanın, böyle birini tekrar toplum içine sokmamanın iki türlü yolu var. Yani izole edip, hiçbir şekilde değişmeyecek şekilde ömür boyu mahkum edersiniz, gün yüzü göstermezsiniz. Ya da idam cezası. Bu şekilde bir olayda toplumun bu şekilde reaksiyon göstermesi çok doğaldır.”

Bu tip bir olayda idam cezasına kimsenin karşı çıkmayacağını ifade eden Özgürgün, “Ama idam cezasını getirirken, olayın şekli boyutu tartışmaya açılırsa o zamanda idam cezasının kendisi tartışmaya açılır” dedi.

Kadına yönelik şiddetin önüne geçmek için en ağır cezaların verilmesi gerektiğini, bunun kısa vadeli olduğunu belirten Özgürgün, “Bunun toplumsal bir sahiplenme meselesi olması lazım. Kadının toplum içindeki yeri, ülke içindeki yeri, ona bakış, bunlar için her türlü eğitimsel faaliyetin, ciddi anlamda, devlet destekli bilgilendirmenin ve eğitimin de verilmesi lazım. Kadına bakışı değiştirmek için devletin de bütün gücüyle olaya girmesi lazım. İlkokuldan başlayarak eğitim sürecine eklenmesi lazım.  Kısa vadede en caydırıcı cezalar verilmeli, uzun vadede küçük yaştan başlayarak, bilinçlendirmeyle eğitim verilmeli” diye konuştu.

 

 

 

 

 

 

“İdam ödül olur”

 

Çakıcı, tecavüz suçunun, insan öldürmeye teşebbüsle aynı eşdeğerde ceza alması gerektiğini söyledi ve “İdam bir ceza değildir. O anlık belki ödüldür” dedi

 

 

Toplumcu Demokrasi Partisi Milletvekili Mehmet Çakıcı, tecavüz suçunun, insan öldürmeye teşebbüsle aynı eşdeğerde ceza alması gerektiğini söyledi.

Sosyal konuların eğitimin hukuk ve uzun vadede eğitimle olduğunu ifade eden Çakıcı, “Bir insanın vücut bütünlüğüne müdahale ediliyor, cinayete teşebbüs olarak değerlendirilmesi lazımdır. Bir kadına tecavüz, bir kadına saldırı vücut bütünlüğü tehdididir ve cinayet teşebbüsü ile aynı eşdeğerde ceza alması lazımdır” dedi.

Türkiye’de son günlerde gündem olan kadına şiddet olaylarının buz dağının görünen yüzü olduğuna işaret eden Çakıcı, “Kadına şiddet çok yüksek düzeyde vardır ve kadın cinayetleri de bunun en önemli noktalarından biridir. Kadına yönelik şiddetle ilgili, hukuk tedbirlerini artırmak, cezaları daha caydırıcı hale getirmek, ağır cezalar koymak gerekir. Eğitim ve bilinçlendirme de lazımdır” diye konuştu.

Kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik devletin bir politikasının olması gerektiğini ifade eden Çakıcı, “Bu politikayla ilgili eğitim programları,  bilinçlendirme programları, okullara kadar inen kampanyaların yapılması lazım” dedi.

 

Özgecan olayı gibi çok olay olduğunu, bunun sadece görünen olduğunu dile getiren Mehmet Çakıcı, “Gerek Kıbrıs’ta, gerek Türkiye’de bir sürü tecavüz olayı oluyor. Kadına yönelik şiddet bu olayla gündeme geliyor, ama bilinçlendirme ve önleme programı yok, hem eğitim ayağı yok, hem de caydırıcılığı yok. Bana göre idam bir ceza değildir. O anlık belki ödüldür. Yani birden bir kişinin hayatına son veriyorsunuz. Düşünsenize, 30 yıl ömür boyu hapse giren birinin hayat boyu bir yerde kapalı kalması ve vijdanıyla her gün o kapalı duvarlar arasında o yaşadığı yanlışın acısını her gün yaşaması. Ceza budur. Yoksa birini öldürmek, bu, cezayı hissetmemesi için idam ona ödül bile olabilir. Hem eğitim şart, hem de caydırıcı, ağırlaştırılmış cezalar şart. Ömür boyu hapis de düşünülebilir.”

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.