banner913
banner932
banner1012

Osman Güvenir’in Yeni Kitabı “Rauf Raif Denktaş Var Olma Savaşım” Çıktı

banner1020

Kıbrıs Türk yazının önemli yazarlarından Osman Güvenir’in KKTC’nin ilk Ulusal Marşı’nın söz yazarı Osman Güvenir Kıbrıs Türk edebiyatının güçlü kalemlerinden biridir. 560 sayfalık “RAUF RAİF DENKTAŞ VAR OLMA SAVAŞIM” adlı eseri Kurucu Cumhurbaşkanımız Denktaş’la ilgili kendi anıları ve çevresinden derlediği anılarla birleştirip bu değerli eseri bizlere ulaştırıyor.

banner974
Osman Güvenir’in Yeni Kitabı “Rauf Raif Denktaş Var Olma Savaşım” Çıktı

banner971
Cumhurbaşkanı Denktaş, çok nitelikli bir siyasetçi olması yanı sıra, sosyal ilişkileri ve esprileriyle tanınan bir kişi idi. Bu eserde tüm yönleri ele anılırken, anekdotlarla eser bir o kadar daha zenginleşiyor.  Yazar, 14 Şubat 1943 yılında Lefkoşa’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Lefkoşa’da tamamlayan Güvenir, Londra’daki muhasebe eğitiminin ardından 2010 yılında Yakın Doğu Üniversitesinden dramaturg olarak mezun oldu. Sürekli basın kartı olan Güvenir,
Dr. Fazıl Küçük’ün özel kalem müdürü, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ın
Halkla İlişkiler Dairesinde ve çeşitli bakanlıklarda üst düzey görevlisi olarak çalıştı.
Gazeteci, mücahit, bürokrat ve diğer alanlarda başarılara imza atmış Güvenir, aynı zamanda
bir sanatçı. Güzel sanatların hemen hemen her dalıyla ilgilidir. Ressam olarak üç kişisel sergi
açan Güvenir’in iki tablosu devlet tarafından pulolarak basıldı ve dünya filateli kataloglarına geçti. Devlet Filarmoni Orkestra ve Korosu’nun da kurucuları arasında olan sanatçının çeşitli dallarda ödülleri vardır.1 “Hesaplaşma” isimli Kıbrıs gerçekleri üzerine yazılmış tiyatro eseri Türkiye Devlet Tiyatroları Edebi Kurulu tarafından onaylanarak repertuara alındı.
Milli Eğitim Bakanlığı Gençlik Dairesinin açmış olduğu Ulusal Öykü Yarışması’nda birincilik, Milli Eğitim Bakanlığı Gençlik Dairesinin açmış olduğu Ulusal Öykü Yarışması’nda ikincilik, Milli Eğitim Bakanlığı Gençlik Dairesinin açmış
olduğu Ulusal Öykü Yarışması’nda mansiyon Günaydın Kıbrıs Gazetesinin açmış olduğu Ulusal Marş Yarışması’nda söz yazarlığında birincilik, Kültür Dairesi yayını Defne Öykü Yarışması’nda üçüncülük Türksoy Basın Ödülü Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği (KTGB) Hizmet Onur Ödülü.
 Eserleri:
Bitmeyen Dua (Şiir) 1966
Özümüzdeki Damlalar (Şiir) 2003
İlk ve Son Resim (Öykü) 2005
Kaybolan Hayat (Öykü) 2008
Kırallar Da Ölür (Köşe Yazıları) 2009
Üç Pencere (Roman) 2011
Griyle Mavi (Şiir) 2017
Dr.Fazıl Küçük’le Geçen Günlerim “Bir Lideri Anlatıyorum (Yaşantı) 2016
Gâvur Hasan (Öykü) 2018
Bestekar ve Müzik Adamı Ekrem Yeşilada (Yaşantı).


 
"Çoronik -Küçük-Denktaş" Halk adamı. Lefkoşa’nın tanınmamış siması. Şeherin gülü. Çoronik. Ne tüccar. Ne siyasetçi. Simsar. Adı anlamlı. Toplumda dobracı. İçi dışı bir. Yüreğini akıtırdı. Herkese içtenlikli. Gerektiğinde söverdi. Sayardı. Çekinmezdi. Çarşı adamlarından köylüsüne değin tanırdı. Dalaşırdı. Şakalaşırdı. Ufak tefek. Yüzü gülerdi. Ciddileşirdi. Dere tepe dümdüz giderdi. Asık suratlıları rahatlatırdı. İçindeki ağuyu boşaltırdı. Rahatlardı. Rahatlatırdı. Kızgınları yumuşatırdı. Yaşam sürer giderdi şeherde. Şeher surlar içinde. Köylüler alış verişte. Sabah gelirdi. Öğleye dönerdi. Çoroniği görmeden rahat etmezlerdi. Bir sövgü tiryakisi kesim doğdu. Sövüşmelerde mani söyler gibi atışmalı. Anlamlı. Eylentili. 60 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toplumsal simgesi. Köylüler onu görmeden işleri iyi gitmezdi.
Makarios, Kıbrıs Cumhurbaşkanı. Dr. Küçük, Başkan Yardımcısı. Çok öncelerden Doktorun dostu. Gazetesine giderdi. Doktor’a takılırdı. Ağzının payını alırdı. Doktor bir Çoronik’le dalaşırdı. Bir de Kahveci Guşo’yla. Doktor yeni Cumhurbaşkanı Muavini oldu. Saraya yerleşti. Vakarlı. Giden gelen diplomatlar hayli kabarık. Çoronik, Doktoru ender görür oldu. Canı sıkıldı. Gidecekti. Sarayına. Hesap soracaktı. Dalaşacaktı. Alışmıştı şakalarına. Gitti. Pejmurde. Bekçi polisler sert. Saraya girmesine engel. Önünde set. Girerdi. Giremezdi!
“Yahu siz bilmezsiniz be Efendiler. Doktor benim adamım. Beni görünce akan sular durur. Hemandan içeri alır. Bırakın yahu gireyim. Göreyim,” dedi.
Olmadı. Polisler ciddi. Görev bilincinde. Sert. Haşin. Tetikte.
“Git lütfen. Öyle pattadanak içeri giremezsin. Dur,” dediler.
Çoronik meram anlamaz. Habire içeri girmek için uğraştı. Kavga verdi. Gürültüye Doktor çıktı. Meraklandı. Usuldan baktı. Çoroniği gördü. Gülümsedi. Sigarası dudaklarının arasında. Duman duman neşe. Gözkapakları kabarık. Belli yorgun. Devlet işlerinden bezgin. Makarios’la tezatlarda. Belediyeler konusunda, Anayasada ısrar-lı inat. Türk toplumunun ezilmesine rıza göstermedi. Kavgasal betliklerden ırama fırsatı doğdu.
“Ne var orada? Ne bu gürültü?” diye çıkıştı Doktor.
“Bre! Söyle bu köpeklerine çekilsinler da sana geldim. Ne bu hal yahu? Yani seni adam ettik! Başımıza geçirdik! Da diktin bu itleri kapıya..Söyle çekilsinler,” diye çıkıştı Çoronik.
“Bırakın geçsin,” dedi Doktor.
Polisler esas duruşta. Çoronik havasını attı. Polislere çattı. Gururla Saraya girdi. Utkulandı. Havalandı. Çoronik. Havadar. Hicivli. Bağıra çağıra diplomat endamıyla gururlandı. Eskiden olduğunca Doktora çattı. Rahatlattı. Tazeledi. Ne denli sıfat varsa yerleştirdi. Utkulandı.
Çoronik herkese takılırdı. Rahatlatırdı. Türk toplumu¬nun yaşamsal kavgasında önemli yeri olan Denktaş’a takılmadan edemezdi. Rauf Raif Denktaş. İngiliz yönetiminde avukat. Savcı. Kavgacı. Toplumu için her tür kavgaya girerdi. İpten adam alırdı. Güçlü avukat. Sağlam adam. Kıbrıs konusunda kelle koltukta. İngiliz döneminin Yargıçlarından Raif Efendi’nin oğlu. Türk çıkarlarında kavgacı. Gecesini gündüze kattı. Osman Örek, Doktor Küçük, Ra¬uf Denktaş olarak Becerikli'nin türkülerine ad oldu. Yüceldi. Türk Federasyonuna Baş oldu. Makamında oturgan. Ciddi konularda diplomatlarla başbaşa.
Çoronik kapıya daldı. Onu tanıyanlar pek aldırmadı. Cidiye almadı. İçeriye daldı. Kapıyı kındırıkladı. Uzandı.
İçeriye girmedi. Başı uzalı. Aradan. Başladı manilere! Konuk Türkiye’den bir Profesör.
“Çoronik bugün giremezsin. İçeride önemli misafir var,” dedi Bekçi.
“Hangi bilmem ne isterse olsun. Ben girerim,” dedi Çoronik. Çattadanak kapıyı açtı. İçeriye daldı. Denktaş’la konuğu oturgan. Ciddi konulara yöngün konuşularda. Konuk şaşkın. Beklentili. Ne olduğunu anlamağa çalıştı. Muhaliflerden sandı.
“Vay Koçum! Naparsınız?” dedi. Çat kapadı kapıyı gitti.
Profesör şaştı kaldı. Kapıya bakakaldı. Denktaş’a baktı. Denktaş bıyık altından gülümsedi. Altında kalmazdı.
“Kim bu? Muhalefetten mi?” diye sordu Profesör.
“Hayır. Bu bizim can dostumuz. Eğer sizi yolda belde gördüğünde, küfretmezse, anlaki işiniz borudur. Yani sövmezse bir düşmanlık vardır. Söversa en büyük dosttur!” dedi Denktaş. Profesörü rahatlattı. Kahkahalandılar.
Çoronik bir anı. Çarşı esnafının gülü. Ona rastlayan köylünün işi iyi giderdi. Bazıları ileri giderdi. Kafasını koskoslardı. Yaşam Çoronik’le sürer giderdi. Çoronik. Şeherin en belirgin siması. Halk adamı. Kahveci Guşo gibi sövüntülerde. Dostluklarda. Şehere bir hava verirlerdi. Kıbrıs kavgalarının sıkıntılarına renk katardı. Ağu boşaltırdı. Asmaaltında.. Arastada.. Saray önünde gezerdi. Baf kapısında.. Mağusa kapısında.. Girne kapısında.. Lefke, Kumarcılar Hanında.. Selimiye Camisi önünde... Her yerde. Şeherde Yoksul çocuklara el uzattı. Okuttu. iyilik etti. Sevildi. Simsar Çoronik. İngiliz yönetimi devrinde Belediye Meclis üyeliğinde bulundu. Halkından yana kavgalandı. Bunca insana yakın oldu. El uzattı. Meclis üyeliği bitti. Simsarlığına devam etti. Dolanırdı. Sövecek adam arardı. Söverdi. Sayardı. Usuldan hicivlenirdi. Yüzü gülerdi. Asık suratlıları dize getirirdi. Gülerdi. Eğlenirdi. Gününü gün ederdi. Çoronik bir efsane. Şeherin gülü. Şeherin simgesi. Derelerden çok sular aktı. Cumhuriyetten sonra 63’ler geldi. Nice komutanlar geldi. Geçti. Kıbrıs kavgasına katkı oldu. Tuz oldu. Tat oldu. Bayraktarlar.. Sancaktarlar. Geldi. Geçti. Yıllarca Kıbrıs Türkü direndi. Şehit verdi. Kayıplar verdi. Türk yönetimi. Türkiye'nin desteğiyle yeni günlere gebelendi. 74’ler geldi. Darbeler. Barış Harekatı..KTFD.. KKTC.. Çoronik yitti. Gömütüne göçtü. Dünya Fani.. Dünya fani.. Baki kalan anılara gömüldü. Çoronik unutulmadı. Bunca toplumsal kavgalar arasında.. Bunca siyasi çekişmeler içinde bir Çoronik anı anı belleklerde efsane oldu. Çoronik. Şeherin gülü. Şeherin simgesi. Herkesin sövgü sövgü dostu. Cennetinde mekanlandı. Doktorla.. Guşo’yla belki de.. Birlikte. Ağzında sövgüler. Başbaşa. Düşlerde.. Çoronik Eski Şeher belleklerinde sisli. Puslu.. Unutulmazlık tehlikelerinden ırak. Kimilerinin dilinde. Yeni nesillere aktarıldığının bilincinde. Gömütünde. Dingin. Singin.. Belleklerde. Şan oldu. ( Özben Aksoy- Simbadi Bucağına Gömül)

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.