banner913
banner932
banner1012

Kıbrıs Türk Şiirinin Usta Şair Altay Burağan 71.Yaşında

banner1020

banner974
Kıbrıs Türk Şiirinin Usta Şair Altay Burağan 71.Yaşında

banner971

 
Kıbrıs’ın Tür şiirinin en önemli isimlerinden birisi olan şair,araştırmacı,çevreci dostum Altay Burağan 71. Yaşında. Düzgün Türkçesi, akıcı şiir dili, betimleyici şiirsel dünyası ile kendine özgün doğa ve barış şiirleri ile Kıbrıs Türk yazının usta şairi arasında yer alan yazar hem şiirleriyle hem de araştırmalarıyla ülkemiz kültürüne büyük katkılar yapmış ve yapmaktadır. Değerli yazarımıza sağlıklı, huzurlu bol üretimli yaşlar dileriz.
 
 

NERDESİN ALİ HOCA
Gökyüzünü delip geçen,
Rüzgarlarla duvar olan
Yemyeşile kucak açmış
Sent Hiliaryon’da
Şimdi sabah oluyor.
 
Templos’a inen vadilerde,
Zaman durmuş,
Sisler,beyaz beyaz akıyor,
Uyuyor zeytniler,harnıplar
Ve sandal ağaçları.
 
Bir gölge yol buluyor,
Dolaşıyor usul usul,
Yalçın yamaçlarında 
Beşparmakların.
 
Göz gözü görmez sisler içinde,
Islık seinin titrek dalgasında.
Harnıp buduyor, zeytin aşılıyor,
Bu, sen misin Ali Hoca?.
 
Kara bulutlar iniyor.
Hafif esen yel eşliğinde.
Daha aşağıya,daha düzlüklere.
Dinazor ağzı kepçeler
Tuzla buz ediyor kayalıkları.
Binlerce yılda oluşmuş,        
Yaşlı zeytinlikleri.
 
Rüzgarın,
Tozunu alamadığı yamaçlar,
Teknolojiye teslim.
Sökülen ağaç dostların hesabı yok.
Ne zeytinin, ne de harnıbın,
Artık rüzgarlar,
Türkü söylemeyecek
 Bu yamaçlarda
 
Sen nerdesin Ali Hoca?
Sesleri dinmiş uçan kuşların,
Su sızmıyor şinyaların kökünden.
Son soluğnu verirken
Kara toprağın kara böcekleri,
Kara yılanları.
 
Bir yokoluş türküsü,
Bir yeşil kıyımı yansıyor
Belleklre.
 
Artık keçi yollarında,
Yok yürüyen,koşan gölgeler,


Efsaneler gibi.
 
Sen nerdesin Ali Hoca.
 
Kınalı kuzular,artık melemiyor,
Bahar çiçekleri açmıyor
Yollarında köyünün.
 
Ne bahçeler kaldı yarına,
Ne  de horoz laleleri,
Taşlı tarlalardan toplandığın.
Binlerce çalının,tülümbenin
Çevreye yayılan,
Doğal parfümleri de kalmadı,
Zehirlerden,hormonlardan.
Sen ne diyorsun Ali hoca?
 
Özledik seni Ali Hoca,
Güven veren gülüşünü
Hırsızlara dur değişini,
Doğa düşmanlarına,  
Veryansın edişini.
 
Özledik seni be Ali hoca.
Bir şövalye olup,
Uzun mızrakla,
Yürü haramiler üstüne.
Bir deli poyraz ol
Es Beşparmaklardan
Akdenize doğru.
 
9.10.17 Altay Burağan


           
YELKEN AÇTIM ÖZLEMLERE
Uzaklarda bir yerlerde Beni çeken bir şeyler var,
Dağlayan yüreğimi
Tutuşturan duygu dağarcığımı.
Bir tutkudur özlem,
Bazen denizde dalga, ovalarda yel.
Bazen de dağ başlarında
Belki de kardır özlem..
Yağmura hasretim, suya hasretim
Dilim damağıma yapıştığı an
Tutamam kendimi
Alev alev yanarım
Mesarya Ovası'nda
Sığınacak bir şemsiye ağaç ararım.
Ak giysili güvercinlerdir özlediğim
Kanat çırpışlarıdır kamçılayan ruhumu
Uzanabilmek için dostluğa, kardeşliğe
Savaşsız geleceğe.
 
Yelken açtım özlemlere,
Duyumsamak için sevgi ve hoşgörüyü.
Algılamak için sevdayı
Ve unutulan vefayı.
Rüzgârı doldurmuşum yelkenime
Konuğuyum erdemin,
Konuğuyum mutluluğun.
Özlemimdir ışık
Tutuşturan yürek tellerini
Aydınlatan dünya ufuklarını
Can için, canan için
Bütün insanlık için.
Yelken açtım özlemlere,
Bir tadımlık, biricim
Bir dokunuş, bir öpüş
Yeniden birlikte olmak için.
Yürekler kabardıkça
Sevdalar yaşandıkça
Dünya tersinden dönmüyor ya
Hep yakacak özlemler Dünya durdukça.
Altay Burağan
 
 
TUTUŞAN YÜREĞİM
Dağlardı arda kalan
Ovalar uçup gittikten sonra.
Masmavi çizgisinde Akdeniz'in
Kıyılar talan edilmiş
Betondan duvarlar örülmüş.
Beşparmaklardı bize kalan
Öylece inandık
Heyhat, yanılmışız.
Dağlarımda yok artık rengi
Tavşankulaklarınm, ladenlerin,
Tepelerimde kokusu yitmiş
Kekiklerin, tülümbelerin.
Ne siluetleri kalmış, ne de kendileri
Servilerin, sandal ağaçlarının.
 
Tutuşan yüreğim soruyor
Bu gidiş nereye?
Binlerce yıllık doğal örtü
Kaldırılıyor göz göre göre,
Kimse sormuyor bu gidişin sonunu.
Dağlar yok olunca,
Ormanlar yakılınca,
Ve çevre bitihlince
Neyi görecek, neyi duyacağız?
Bir göktaşı gibi sessiz ve renksiz
Ve kokusuz, duygusuz bir mekân.
Tutuşur yüreğim
Hesapsız gidişlere.
Tüketince doğayı
Artık toprağın yeşili,
Denizin ve göğün mavisi,
Nasıl renk çalar gözümüze?
Doğayla birlikte çıkmışsak yola
 Nasıl terkederiz dostumuzu
Bir uygarlık masalına?
Altay Burağan
 

 
SAYGI DUYARIM
Yaşatmak için yaşayanlara, Yaşama değer katanlara, Yaşamım ortaya koyanlara, Saygı duyarım.
Tutuşan gönüllere su,
Açlık çekenlere aş,
Kuruyan yüreklere can verenlere,
Saygı duyarım.
Altay Burağan
 
 
UYANMA ZEHRA HANIM/ Uyumaya Devam Et
Doğa dostu Zehra Karamustafa'mn anısına..
Bir Yeşilada hikayesi sarmıştı Senin de benliğini, Çünkü yeşildi bu ada Yüzyıllar boyu. Bu adanın adı
San ada olmamalıydı.
Çok çalıştın, çok uğraştın
Bir küçük Yeşilada için de olsa.
Yine de ne mutlu sana ki,
Sultan Çukuru'nun
Kocaman olmuş ağaçları,
Kuşlara yuva,
Börtü böceğe yem, yiyecek yatağı.
Bir serin rüzgar esiyor O yeşilliğin arasından, Kupkuru Gönyeli tepelerine doğru.
Kuşlar,
Sana yaptıkları bestelerinde
En içten teşekkürlerini sunuyor.
Kıbrıslınız henüz Yeşilada olamadı
Ne yazık ki.
Bıraktığın yerdeyiz hâlâ.
Sen oralarda uyumaya devam et,
Yeşilada olduğu zaman bu san ada,
Kuş sesleri seni
Zaten uyandırmış olacak.
Altay Burağan
 
 
MUTLULUK EVRENİ
Bir mum ışığında çıktık yola Ulaşmak için sonsuzluğa, "İnsanım" diyen herkesin ereği olmalı 1 muma katmak 1 mum daha.
Gün gelip milyonlarca ışık,
Seller gibi akmalı
Geleceğin sevgi, dostluk
Ve hoşgörü vadisine.
Aydınlatmalı yüzyılların karanlığını,
Ve ulaştırabilmen insanlığı
O mutluluk evrenine.
Altay Burağan
 
FİDANLARIMIZ
Önceleri,
Düşman kurşunları kırardı fidanlarımızı.
Artık zaman değişti,
Kanserden kırılıyor insanlarımız,
Gencecik fidanlarımız.
Hiç kurşun atılmadan,
Pusu kurulmadan,
Gözümüzün içine baka baka,
Eksiliyor insanlarımız.
Altay Burağan
 
 
YARINLAR İÇİN
Yeşeren ovalarda, umudu görüyoruz,
Başağa durmuş ekinde
Sevgiyi.
Masmavi göklerde, geleceğini yurdumuzun.
Bugün biziz, Yarınsa çocuklarımız. Yüreklerimizde sevgi, Gönlümüzde hoşgörü, Gözbebeklerimizde Geleceğin umudu saklı. Çalışacağız ve başaracağız Mutlu yarınlar için.
 
DUR ÖLÜM
Süzülüp o kapkara ipekler arasından,
Bir karayılan gibi akıp da
Göğsümün en sıcak,
En devinimli köşesine;
Daha dur gelme ölüm,
Daha yaşanacak ne çok yıllar var,
Daha aşılacak nice yollar var.
Dur ölüm,
Daha gün batımına hayli zaman var.
Altay Burağan
 

 
ÇOCUKLARIN ADLARI
Barış olmasın çocukların adları
Savaşı çağrıştırıyor bana,
Umut olmasın çocukların adları
Umutsuzluğu,
Karamsarlığı anımsatıyor bana.
Sevgi de olmasın çocuklarm adlan
Sevgisizliği,
Nefreti hatırlatıyor bana.
Su olsun, toprak olsun Yıldız olsun, evren olsun. Bırakalım çocukların adları Hep kendileri olsun, Hep insan olsun Hep geleceğimiz olsun.
Altay Burağan
 
 
SEVGİSİZ DÖNEN DÜNYALAR
Sevgisiz dönen dünyalar,
Boş teneke kutular
Beyinsiz beyinler
İnsanlık dışı,
Ne acı.
Altay Burağan
 
ALTAY BURAĞAN (Baf,1951-)
 
2 Ekim 1951 tarihinde Baf kazasının Tabanlı (İstinco) köyünde doğdu. İlkokulu aynı köyde, ortaokul ve liseyi Lefkoşa'da okudu. 1976 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nden Ziraat Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. İskan ve Rehabilitasyon Dairesi ile Çevre Koruma Dairesi müdürlüklerinde tarım uzmanı olarak görev yaptı.
KIBATEK (Kıbrıs, Balkanlar, Avrasya, Türk Edebiyatları Kurumu) Vakfı yönetim kurulu üyesi olup, Vakfın Kıbrıs Türk Edebiyatı’nı tanıtma ve diğer Türk edebiyatlarını tanıma konusundaki etkinliklerine katılmaktadır.
Barış, çevre, sevgi, dostluk, hoşgörü, kardeşlik ve yurt temalı şiirler yazmaktadır.
 
ESERLERİ:
1-Uçun   Kuşlar   Uçun   Barışa  Doğru, Lefkoşa, 1997
2-Yaşasın Dünya,Lefkoşa, 2000
3-Bir İçim Akdeniz,Lefkoşa, 2003
4-Sevgi Yağmurları.Bakü.2005
5-Yelken Açtım Özlemlere. 2008
6-Poyraz’ın Çığlığı, 2015
6-İzler Silinmeden -1- ,2010 (Mahmut İslamoğlu, Eralp Adanır, Şevket Öznur’la birlikte)
7--İzler Silinmeden -2- ,2012 Mahmut İslamoğlu, Eralp Adanır, Şevket Öznur’la birlikte
8--İzler Silinmeden -3- ,2014 Mahmut İslamoğlu, Eralp Adanır, Şevket Öznur’la birlikte
 




 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.