banner913
banner932
banner1012

İki aşk şairi Altay Burağan ve Kamil Özay

banner1020

banner974
İki aşk şairi Altay Burağan ve Kamil Özay

banner971
 
 
YELKEN AÇTIM ÖZLEMLERE
Uzaklarda bir yerlerde Beni çeken bir şeyler var,
 Dağlayan yüreğimi
Tutuşturan duygu dağarcığımı.
Bir tutkudur özlem,
Bazen denizde dalga, ovalarda yel.
Bazen de dağ başlarında
Belki de kardır özlem..
Yağmura hasretim, suya hasretim
Dilim damağıma yapıştığı an
Tutamam kendimi
Alev alev yanarım
Mesarya Ovası'nda
 Sığınacak bir şemsiye ağaç ararım.
Ak giysili güvercinlerdir özlediğim
Kanat çırpışlarıdır kamçılayan ruhumu
Uzanabilmek için dostluğa, kardeşliğe
 Savaşsız geleceğe.
 
Yelken açtım özlemlere,
Duyumsamak için sevgi ve hoşgörüyü.
Algılamak için sevdayı
Ve unutulan vefayı.
Rüzgârı doldurmuşum yelkenime
Konuğuyum erdemin,
Konuğuyum mutluluğun.
Özlemimdir ışık
Tutuşturan yürek tellerini
Aydınlatan dünya ufuklarını
Can için, canan için
Bütün insanlık için.
Yelken açtım özlemlere,
Bir tadımlık, biricim
Bir dokunuş, bir öpüş
Yeniden birlikte olmak için.
Yürekler kabardıkça
Sevdalar yaşandıkça
Dünya tersinden dönmüyor ya
Hep yakacak özlemler Dünya durdukça.
Altay Burağan
 
 
TUTUŞAN YÜREĞİM
Dağlardı arda kalan
Ovalar uçup gittikten sonra.
Masmavi çizgisinde Akdeniz'in
Kıyılar talan edilmiş
Betondan duvarlar örülmüş.
Beşparmaklardı bize kalan
Öylece inandık
Heyhat, yanılmışız.
Dağlarımda yok artık rengi
Tavşankulaklarınm, ladenlerin,
Tepelerimde kokusu yitmiş
Kekiklerin, tülümbelerin.
Ne siluetleri kalmış, ne de kendileri
Servilerin, sandal ağaçlarının.
 
Tutuşan yüreğim soruyor
Bu gidiş nereye?
Binlerce yıllık doğal örtü
Kaldırılıyor göz göre göre,
Kimse sormuyor bu gidişin sonunu.
Dağlar yok olunca,
Ormanlar yakılınca,
Ve çevre bitihlince
Neyi görecek, neyi duyacağız?
Bir göktaşı gibi sessiz ve renksiz
Ve kokusuz, duygusuz bir mekân.
Tutuşur yüreğim
Hesapsız gidişlere.
Tüketince doğayı
Artık toprağın yeşili,
Denizin ve göğün mavisi,
Nasıl renk çalar gözümüze?
Doğayla birlikte çıkmışsak yola
 Nasıl terkederiz dostumuzu
Bir uygarlık masalına?
Altay Burağan
 
 
SAYGI DUYARIM
Yaşatmak için yaşayanlara, Yaşama değer katanlara, Yaşamım ortaya koyanlara, Saygı duyarım.
Tutuşan gönüllere su,
Açlık çekenlere aş,
Kuruyan yüreklere can verenlere,
Saygı duyarım.
Altay Burağan
 
 
UYANMA ZEHRA HANIM/ Uyumaya Devam Et
Doğa dostu Zehra Karamustafa'mn anısına..
Bir Yeşilada hikayesi sarmıştı Senin de benliğini, Çünkü yeşildi bu ada Yüzyıllar boyu. Bu adanın adı
San ada olmamalıydı.
Çok çalıştın, çok uğraştın
Bir küçük Yeşilada için de olsa.
Yine de ne mutlu sana ki,
Sultan Çukuru'nun
Kocaman olmuş ağaçları,
Kuşlara yuva,
Börtü böceğe yem, yiyecek yatağı.
Bir serin rüzgar esiyor O yeşilliğin arasından, Kupkuru Gönyeli tepelerine doğru.
Kuşlar,
Sana yaptıkları bestelerinde
En içten teşekkürlerini sunuyor.
Kıbrıslınız henüz Yeşilada olamadı
Ne yazık ki.
Bıraktığın yerdeyiz hâlâ.
Sen oralarda uyumaya devam et,
Yeşilada olduğu zaman bu san ada,
Kuş sesleri seni
Zaten uyandırmış olacak.
Altay Burağan
 
 
MUTLULUK EVRENİ
Bir mum ışığında çıktık yola Ulaşmak için sonsuzluğa, "İnsanım" diyen herkesin ereği olmalı 1 muma katmak 1 mum daha.
Gün gelip milyonlarca ışık,
Seller gibi akmalı
Geleceğin sevgi, dostluk
Ve hoşgörü vadisine.
Aydınlatmalı yüzyılların karanlığını,
Ve ulaştırabilmen insanlığı
O mutluluk evrenine.
Altay Burağan
 
FİDANLARIMIZ
Önceleri,
Düşman kurşunları kırardı fidanlarımızı.
Artık zaman değişti,
Kanserden kırılıyor insanlarımız,
Gencecik fidanlarımız.
Hiç kurşun atılmadan,
Pusu kurulmadan,
Gözümüzün içine baka baka,
Eksiliyor insanlarımız.
Altay Burağan
 
 
YARINLAR İÇİN
Yeşeren ovalarda, umudu görüyoruz,
Başağa durmuş ekinde
Sevgiyi.
Masmavi göklerde, geleceğini yurdumuzun.
Bugün biziz, Yarınsa çocuklarımız. Yüreklerimizde sevgi, Gönlümüzde hoşgörü, Gözbebeklerimizde Geleceğin umudu saklı. Çalışacağız ve başaracağız Mutlu yarınlar için.
 
DUR ÖLÜM
Süzülüp o kapkara ipekler arasından,
Bir karayılan gibi akıp da
Göğsümün en sıcak,
En devinimli köşesine;
Daha dur gelme ölüm,
Daha yaşanacak ne çok yıllar var,
Daha aşılacak nice yollar var.
Dur ölüm,
Daha gün batımına hayli zaman var.
Altay Burağan
 
 
ÇOCUKLARIN ADLARI
Barış olmasın çocukların adları
Savaşı çağrıştırıyor bana,
Umut olmasın çocukların adları
Umutsuzluğu,
Karamsarlığı anımsatıyor bana.
Sevgi de olmasın çocuklarm adlan
Sevgisizliği,
Nefreti hatırlatıyor bana.
Su olsun, toprak olsun Yıldız olsun, evren olsun. Bırakalım çocukların adları Hep kendileri olsun, Hep insan olsun Hep geleceğimiz olsun.
Altay Burağan
 
 
SEVGİSİZ DÖNEN DÜNYALAR
Sevgisiz dönen dünyalar,
 Boş teneke kutular
Beyinsiz beyinler
 İnsanlık dışı,
Ne acı.
Altay Burağan
 
 
Gözlerine dolarsa yaşlar
Bende yağmurlar başlar
Sakın sallama saçlarını
Beni rüzgarlar kapar
                Kamil Özay

“Bir ömür boyu,
Yüzmilyon kez çarpsa kalbim,
İsmini söylesin isterim.
Milyon yılda buldum seni;
Bir inciydin,
Atlantis ülkesinden gelen.
Bir gerdanlıktın,
Mısır kraliçelerine takılan.
Keşke bir gül olaydın,
Avuçlarımda kalan,
Ben bir çılgınım,
Öyle olmasaydı saldırmazdım,
Milyona birle.
Kovayla boşaltmaya kalkmazdım,
Denizin mavi sularını.
Ellerime biçmek istemezdim,
Sarı ekin tarlalarını.
İki kelime deli etti beni,
“Seni seviyorum”
Kamil Özay        
 
Rüya Kızı
“Sen; Yataktaki hastaya, Sunulan, Bir demet çiçeksin. Parmağındaki halkasısın, Bir genç kızın. Bir özlemsin, İnsanların içindeki. Gülen, oynayan, Çocukların sevinci. Sevenlerin rüyası, Sevgisizlerin ümidisin. Sen; Bu ülkelerin değil, Düşlerin meleğisin
Kamil Özay
 
Arayış
“Seni aradım. Tüm ozanların duygularında, Bulamadım. “Han Duvarları” nın, Dizelerinde de yoktun. Gözlerimi çevirdim geçmişe, Seni göremedim. Bir tarihi romanın, Sayfalarında da Yoktun
Kamil Özay
 
“Akşamları sabahlara ulaştığı yerlerde,
Seni istiyorum.
Sen olmalısın perdeleri açan,
Kapıyı kapatan arkamdan,
Güneşle evimde başbaşa kalan.
Seni bulmalıyım neşelerde, kahkahalarda,
Tutmalıyım seni kederlerden uzaklarda.
Dışarı çıktığın zamanlarda,
İstediğim gibi duvarlarda.
Kokun sinsin odalara
Elbiselerin el sallasın askılarda.
Ayaklarım takılsın ortadaki papuçlarına,
Düşerken sigaramın külleri halılara,
Sevgi dolu bir öfke gelsin dudaklarına.
Yemek hazır diyen sesin gelsin mutfaktan,
Başımı kaldıramayım kâğıtlardan.
Yenıma gelesin,
Bir beyaz önlük olsun önünde.
Saçlarımı çekesin,
Karşılıklı oturalım masamıza.
Bir kahve içeyim ellerinden,
Yanık kokusu gelsinütüden.
Kızayım sana,
Yaşlar gelsin yanaklarına.
Gece çok soğuk olsu,
Girelim yatağımıza.
Gökyüzünü bir yorgan yapayım,
Sevgimin sıcaklığını koyayım içine,
Sonra onu örteyim dizlerine”
“Bir Kişi”
“Bir kişi,
Besteler yapar,
Şarkılar söyler.
Bir kişi,
Mutlu olur seninle,
O, benim sevgilim
“Saçlarını görünce,
Darağacı gelir aklıma,
Asılmak isterim.
Gözlerini görünce,
Derin çukurlar anımsar,
Boğulmak isterim,
Ellerini görünce,
Bıçak gibi parmakların,
Hançerlemek isterim,
Seni görünce,
Aklım gider başımdan
Zincirlere vurulmak isterim”

Kamil Özay


 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.