banner913
banner932
banner1012

Erçin'le Kitap Dünyası

banner1020

"Kitaplar kendinize ve başkalarına saygı duymayı öğretecek; yüreği ve aklı, dünya ve insanlık sevgisiyle dolduracaktır.” MAKSİM GORKİ

banner974
Erçin'le Kitap Dünyası

banner971

 Hazırlayan Erçin SELASİYE

 

HAFTANIN EN ÇOK OKUNAN KIBRIS KİTAPLARI:

Çocuklara Masallar – Dr. Erdem Beyoğlu – Ümmü Gülsüm Çinici – Prof. Dr. Şevket Öznur
Gındırık – Şöhret Başaran Howells 
Crans Montana – Makarios Druşotis 
Barış Mezarlığı – Niyazi Kızılyürek 
Diplomasi Hatıraları – Aytuğ F. Plümer 
 

ÇOCUKLARA MASALLAR – DR. ERDEM BEYOĞLU – ÜMMÜ GÜLSÜM ÇİNİCİ – PROF. DR. ŞEVKET ÖZNUR

Çocuk ve ergen psikiyatristi Dr. Erdem Beyoğlu, Ümmü Gülsüm Çinici ve Prof. Dr. Şevket Öznur’un birlikte derledikleri “Çocuklara Masallar” kitabı  Dünyadan, Türkiye’den ve Kıbrıs’tan masallar içeriyor.
 
 

HAFTANIN EN ÇOK OKUNAN DÜNYA KİTAPLARI:

Yeni Yıl, Yeni Hayat – Debbie Macomber
Kırmızı Pelerin – Gülseren Budayıcıoğlu 
Düşünce Gücüyle Tedavi – Louise L. Hay 
Gece Yarısı Kütüphanesi – Matt Haig
Seninle Başlamadı – Mark Wolynn 
 

YENİ YIL, YENİ HAYAT – DEBBİE MACOMBER

Yeni Yıl Yeni Hayat tam da ismi gibi yeni yılın yeni hayat getirdiği sıcacık bir Debbie Macomber kitabı. Cesur adımlar atarak kendini aramaktan vazgeçmeyenlere...
 

HAFTANIN KİTABI

SIRÇA KÖŞK – SABAHATTİN ALİ  

Yaklaşık iki yıldır büyük keyif alarak yaptığım Erçin’le Kitap Dünyası sayfama çok özel bir kitapla bugün veda ediyorum… İki yıldır her hafta sayfamı takip eden, güzel yorumlarını benimle paylaşmaktan çekinmeyen okurlarıma ve kitap kulübündeki dostlarıma çok teşekkür ederim… İyi ki varsınız… Başka bir platformda görüşmek dileğiyle… 
Bir dönem yasaklı kitaplar arasındaki Sırça Köşk Sabahattin Ali’nin en sevdiğim kitaplarından biridir… Bu kitap ben daha ortaokuldayken babam tarafından hediye edilmişti… O zamanlar okuduklarımı çok sevmiş ama tam olarak anlayamamıştım… Ama şimdi anlayabiliyor ve hiçbir şeyin değişmediğini üzülerek görebiliyorum…
Kitap 13 öykü, 4 masaldan oluşuyor… Kısa ama bir o kadar da derin anlamlara sahip… Her öyküde toplumun kocaman sorunları birkaç sayfaya sığdırılmış… Haksızlığı, adaletsizliği, sömürülmeyi, kandırılmayı, değersizliği iliklerinize kadar hissediyorsunuz…
Kitaptaki en beğendiğim öykü 'Dekolman' oldu… Etkilendiğim ve sinirden dişlerimi sıkarak okuduğum öykü ise "Cankurtaran" öyküsü oldu... Bu öyküde yazar, o dönemlerde hasta rehin alan, insan canını önemsemeyen hastanelerin durumunu gözler önüne seriyor… "Koyun Masalı" ve "Sırça Köşk" masallarında ise dönemin yönetim şekline son derece manidar göndermeler içeriyor…
Kitaba adını veren, "Sırça Köşk" de hiçbir düzenin sonsuza dek kalıcı olmadığını ince bir kurguyla dile getiriyor... Bu sebeple kitap, o dönemde yasaklanıyor ve Sabahattin Ali bazı yazıları nedeniyle hapse atılıyor. Sürekli hapis tehdidi ve baskılardan bunalan Sabahattin Ali yurtdışına kaçmaya karar veriyor… Ancak kaçmasına yardım eden kişi tarafından öldürülüyor…
Sabahattin Ali hepimizin bildiği gibi susturulmak ve kalemi kırılmak istenen bir yazardı… Başaramadılar… O hâlâ geçmişimize, günümüze, geleceğimize dokunabiliyor… Hâlâ göstermek istediği çoğu şeyi okurlarına ölümsüz eserleriyle gösteriyor ve o hâlâ susmuyor...
Yaşadıklarını tek cümleyle dile getirmiş üstat… "Bana yapılanlar ancak yapanları küçültür..." Tavsiye ediyorum. Sevgilerimle.


 

OKUMA AZMİNİZ HİÇ BİTMESİN
 
HAFTANIN YAZARI

MİNE URGAN (1915 – 2000)

1 Mayıs 1915 tarihinde İstanbul'da dünyaya geldi. Babası Fecr-i Ati şairi Tahsin Nahit Bey, annesi Şefika Hanım'dır. Babasını 2 yaşındayken yitirdi. Annesinin ikinci eşi Falih Rıfkı Atay'dı. Ve Falih Rıfkı Atay'ın himayesinde büyüdü. Şimdiki adı Robert Kolej olan Arnavutköy Amerikan Kız Kolejindeki öğreniminden sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Filolojisi Bölümünü bitirdi. Aynı fakültenin İngiliz filolojisi bölümünde doktorasını da yapan Urgan, "Elizabeth Devri Tiyatrosunda Soytarılar" isimli çalışmasıyla 1949'da doçent unvanını aldı. 1960 yılında ise profesör olarak öğretim üyeliği görevine devam eden yazar, 1977'de İstanbul Üniversitesinden emekli oldu.
Urgan, çevirmen ve yazar olarak vasıfları, geniş bakış açısı, Türkçe ve İngilizceye hâkimiyeti, edebiyata kazandırdıkları ile duayen olarak görüldü. İlk cildi 1986'da, 5. ve son cildi 1993'te kitap raflarındaki yerini alan İngiliz Edebiyatı Tarihi adlı çalışması başta olmak üzere, Thomas More, Shakespeare, Virginia Woolf üstüne yaptığı incelemelerle düşünce dünyasında çıtayı yükseltti. Türk edebiyatını birçok önemli başvuru kitabıyla tanıştıran yazar, özellikle "Edebiyatta Ütopya Kavramı ve Thomas More" adlı çalışmasıyla hayatı özgürlük ve barış teması çerçevesinde yorumladı ve bu çalışma büyük ses getirdi.
Yazarın 1995'te Virginia Woolf, 1997'de D. H. Lawrence isimli inceleme kitapları yayınlandı. Ancak Urgan'ın, eserlerinin ve Türkiye için öneminin geniş bir okuyucu kitlesi tarafından keşfedilmesi ancak 1998 yılında anılarını yazdığı zaman gerçekleşti.
Urgan'ın seksen üç yıllık bir ömrün anı ve tanıklıklarını bir araya getirdiği ve yakın tarihi anlattığı Bir Dinozorun Anıları 74 baskı yaparak çok satan kitaplar arasına girdi. Ardından Urgan yeni kitabı Bir Dinozorun Gezileri'ni kaleme aldı ve bu kitap da büyük ilgi gördü. Bir Dinozorun Anıları, anıların eksenine Mîna Urgan'ı oturtmakla birlikte Atatürk'ten Halide Edip'e, Necip Fazıl, Abidin Dino, Neyzen Tevfik, Sait Faik ve Yahya Kemal'den Ahmet Haşim'e sayısız tanıklık ve bu tanıklık aracılığıyla çizdiği panoramayla da çok önemli bir belge niteliği kazanmıştır. Bir Dinozorun Gezileri'nde ise, başta Mavi Yolculuk ve Bodrum olmak üzere, Anadolu, Paris, İngiltere, İtalya, Sovyet Rusya ve Amerika'ya "dinozorca" (az parayla) yaptığı yolculukları, eksilmeyen yaşama sevinci ve gülümseten izlenimlerle aktardı. İki kitabı da büyük satış rakamlarına ulaşmış olan yazar, bu durumu ironik biçimde şu şekilde açıklamıştı:
"Kitaplarımın nasıl bu kadar sattığını anlamadım, hâlâ da anlamıyorum. Nasıl satar benim kitabım. O kadar aykırıyım ki bu topluma. Çok satıyorum, acaba çok mu bayağı yazıyorum. Acaba yanlış bir şey mi yaptım?"
15 Haziran 2000 günü, 85 yaşında öldü. Çalıştığı İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü onun anısına her yıl bir öykü yarışması düzenlemektedir   


 
 
 
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.