banner913
banner932
banner1012

Erçin'le Kitap Dünyası

banner1020

Okuyarak dünyamızı, tarihimizi ve kendimizi keşfederiz.. DANİEL J.BOORSTİN

banner974
Erçin'le Kitap Dünyası

banner971
 Hazırlayan: Erçin SELASİYE
 

HAFTANIN EN ÇOK OKUNAN KIBRIS KİTAPLARI:

 
Bir Dönemin Panoraması 1946-2022 – Yücel Dolmacı
Silik Anılar Durağı – Cennete Düşen Gölge – Mustafa Doğrusöz
Volkan ve TMT'nin Larnaka Teşkilatı – Hasan Özkanlı
Güçük Prens – Kıbrıs Türkçesi – Antoine de Saint-Exupery
Ada Karanlığı – Turgül Tomgüsehan
 

BİR DÖNEMİN PANORAMASI 1946-2022 – YÜCEL DOLMACI

 
Aydın ve verimli bir Kıbrıslı Türk'ün gözünden 1946-2022 döneminin bölümlere ayrılmış panoramasıyla ve ilginç dönem fotoğraflarıyla yüzleştiriliyoruz bu kitapta
 
 
 

HAFTANIN EN ÇOK OKUNAN DÜNYA KİTAPLARI:

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu – Stefan Zweig
Gece Yarısı Kütüphanesi – Matt Haig
Üç Kız Kardeş – İclal Aydın
Taksiii – Ayşe Kulin
Karanlık Kız – Elena Ferrante
 
 

BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU – STEFAN ZWEİG

 
Zweig okurunu, bir kez daha, insan psikolojisinde eşine pek rastlanmayan bir yolculuğa davet ediyor. Bu yeni yolculuğun sonunda "mutlak aşk" kavramının şimdiye kadar bilinmeyen kıyılarına varmayı amaçlamış olması da bir ihtimal!
 

HAFTANIN KİTABI

 

MELEK TERÖRİST FAHİŞE – OSMAN BALCIGİL

 
Kapağını kapattığımda VAY BEEE dediğim bir kitap daha…
Dönem romanı deyince şüphesiz akla gelen ilk isimlerdendir Osman Balcıgil kendine has anlatım tekniği ile muazzam güzellikte eserler sunar okuyucusuna... Romanların geçtiği zaman dilimlerine ait bir sinema filmi havasında alıp götürür sizi...
Yeşil Mürekkep, Ela Gözlü Pars Celile, İpek Sabahlık gibi büyük ilgi gören eserlerinden sonra Melek Terörist Fahişe kitabı da muazzam güzel bir yoluculuk vadediyor…
Londra’da başlayan, İstanbul’u birbirine katan ve Atina’da sona eren büyük macera için hazır olun…!
Kitabı okurken İSTANBUL genelevleri, insan hayatları, sosyo politik olaylar, siyaset, aşk, ihtiras, ihanet, gizem, terör, gibi olayların orta yerinde buluyoruz kendimizi…
Bir gazetecinin yaptığı röportajın ardında büyüyen olaylarla Asala, kara para, endişe, umut ve büyük bir ihanetin tam merkezinde kalıyoruz…
Holly, Lilli ve Iris gibi ünlü film karakterlerini şaşırtıcı biçimde canlandıran güzel kadın melek mi, terörist mi yoksa fahişe mi? Ünlü gazeteciyi ağına nasıl düşürdü? Amaçlarına neden alet etti? Matilt Manukyan nasıl Türkiye’nin en zengin iş insanlarından biri oldu? Dünyanın bir numaralı genelev patroniçesi Madam Manukyan’ın otomobilini havaya kim uçurdu? Ermeni terör örgütleri mi, milliyetçiler mi, muhafazakârlar mı yoksa mafya mı? 70’li yıllara damgasını vuran Ermeni terör örgütü ASALA’nın arkasında kim vardı? Lideri Agop Agopyan nasıl öldürüldü?
İddia ediyorum ki Türkiye’nin 70'li yıllarına damgasını vuran olayları bir film şeridi gibi takip ederken yer yer soluksuz kalacaksınız…
Komplolarla örülü Devlet, Mafya, Genelev Patroniçesi Üçgeninde, nefes almadan okuyacağınız bir roman istiyorsanız Melek – Terörist – Fahişe tam size göre kesinlikle tavsiye ederim…
 

OKUMA AZMİNİZ HİÇ BİTMESİN…

 

HAFTANIN YAZARI

 Mehmet Faik Abasıyanık (1906 – 1954)

Gerçek adı Mehmet Sait‘tir. Sait Faik Abasıyanık, 18 Kasım 1906 tarihinde Adapazarı'nda doğdu. Babası Mehmet Faik Bey, kereste tüccarıydı. İlköğrenimine Adapazarı’nda başlayan Abasıyanık, ortaöğrenimine İstanbul Erkek Lisesi ve Bursa Lisesi‘nde devam etti. Edebiyat hayatına bu dönemde şiir ile atıldı.
İlk öyküsü İpek Mendil'i 1926 yılında yazdı. 1929'da Kenan Hulusi aracığıyla ''Uçurtma'' adlı öyküsü Milliyet Gazetesi‘nde yayınlandı. 1928 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde iki sene okuduktan sonra babasının isteği üzerine İsviçre’ye iktisat okumaya gitti. Daha sonra Fransa’ya geçti.
1931-1935 yılları arasında Fransa’da kaldı. Kültürel yapısı ilginç gelen Grenoble şehrinde uzun bir süre kalarak entellektüel çevrelere girdi. Burada sürdüğü düzensiz yaşam yüzünden babası kendisini geri çağırdı ve 1935 yılında yüksek öğrenimini yarıda bırakarak Türkiye’ye döndü.
Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Halıcıoğlu Ermeni Yetim Mektebi’nde türkçe öğretmenliği yaptı. Ardından babasının açtığı toptancı tahıl mağazasını işletmekle uğraşsa da başarılı olamadı. II. Dünya Savaşı yıllarında “Haber” adlı gazatede adliye muhabirliği yaptı. Bu dönemden sonra sadece yazı işleriyle uğraşmaya karar verdi. 1936‘da ilk kitabı “Semaver” yayımlandı.
1939 yılında babasının ölümü üzerine yazmayı bıraktı. Maddi güçlük çeken annesiyle birlikte Burgazada‘daki evinde yaşamaya başladı. Türkiye’de siyasi rejimin yazarlara baskısının ağır olduğu bir dönemde, 1940 yılında “Şahmerdan” adlı kitabı kitabını yayımladı. Bu kitapta bulunan bir öykü nedeniyle Sıkıyönetim Mahkemesi‘nce yargılandı. Baraatine kadar “Medar-ı Muaşeret Motoru” adlı kitabı da toplatıldı. 1946 yılında kendisine siroz teşhisi konulana kadar yazmaya devam etti. Daha sonra yazmaya yeniden başladı.
1951 yılında yazdığı “Kayıp Aranıyor” adlı kitabı toplatıldı. 1953'de Amerika’daki “Mark Twain” derneğine fahri üye seçildi. Sait Faik Abasıyanık, 11 Mayıs 1954 tarihinde Burgazada’daki evinde siroz nedeniyle vefat etti. 1963 yılında annesinin ölümünden sonra evi “Sait Faik Müzesi” haline getirildi. Vasiyeti gereğince eserleri Darüşşafaka Derneği’ne bırakıldı. Annesi Makbule Hanım’ın çabalarıyla ölümünden bir yıl sonra verilmeye başlanan hikaye ödülü “Sait Faik Hikaye Armağanı” halen devam etmektedir.
 
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.