HAFTANIN EN ÇOK OKUNAN KIBRIS KİTAPLARI:
Kıbrıs Sandıkları – İsmet Tatar
Kıbrıs’ın En Uzun Yüzyılı – Mete Hatay
Ada Karanlığı – Turgül Tomgüsehan
Acı Molehiya – Fulya Adalıer Canbolat
KKTC’de Suçlar ve Cezalandırma Prensipleri – Rauf Kürşad
KIBRIS SANDIKLARI – İSMET TATAR
Sinde (İnönü) Köyünde doğan ve orda büyüyen Kıbrıslı sanatçı İsmet Tatar “Kıbrıs Sandıkları” isimli İnceleme–Araştırma kitabını
Bu Araştırma Neden Nasıl Başladı ve Nerelerde Yapıldı, Kıbrıs'ın Kültür Tarihinin Kökeni Üzerine, Bir Kıbrıs Sandığı Nasıl Yapılır, Fotoğraflarla Kıbrıs Sandıkları gibi başlıklar altına toplamış
Kitabın metin bölümü ise Türkçe - İngilizce karşılıklı olarak yazılmış .
HAFTANIN EN ÇOK OKUNAN DÜNYA KİTAPLARI:
İblis Keser 1. Cilt – Koyoharu Gotouge
Jujutsu Kaisen 1 – Lanet Savaşları - Gege Akutami
Boş Kayık (Hiçlikle Karşılaşmalar / Çarpışmalar) – Osho (Bhagwan Shree Rajneesh)
Vadedilmiş Yokyer 2. Cilt – Kaiu Şirai
Yaşamak Sakinlik İster – Özgür Bacaksız
İBLİS KESER 1. CİLT – KOYOHARU GOTOUGE
Japonya'nın Taişou döneminde, geçimlerini sağlamak için kömür satan alçak gönüllü genç Tanjirou, bir gün eve dönüp ailesinin bir iblis tarafından katledildiğini görünce huzurlu hayatı tamamen altüst olur. Tanjirou, ailesinden sağ kalan tek kişi olan iblise dönüşmüş kız kardeşi nezuko’yu eski hâline döndürmek ve ailesini katleden iblisten intikam almak için kız kardeşini de yanına alarak yola çıkar!! Kılıçların kana bulandığı heyecan dolu bir macera için perdeler kalkıyor!!
HAFTANIN KİTABI
GÖÇÜP GİDENLER KOLEKSİYONCUSU – ŞERMİN YAŞAR
Bazı kitaplar vardır, ismiyle çekerler seni önce sonra istesen de kıskaçlarından kurtulamazsın ya... İşte buda onlardan biri uzun süredir kitaplığımda duruyordu ne zaman nerden aldığımı bile hatırlamıyorum.. Oysa şimdi keşke çok daha önce okusaydım diyorum…
Hepsi bir roman olacak derinlikte farklı hikayeler var kitapta... Karakter o kadar iyi ve bize yakın ki gerçek hayatta hatta benim hayatımda varmışlar gibiler...
Aslında hepimiz birer koleksiyoncuyuz? Elimizden kayıp giden insanların hatıralarını biriktiriyor, ölüm, yalnızlık, sevgisizlik kısacası hasret, vefa, vefasızlık hepsi hayat koleksiyonumuzun bir parçası değil mi?…
Kitap çok sevdiğim bir türküden alıntıyla başlıyor “Sırlarımı söyledim dağlara dumanlara. Ben yazarken ağladım, okurken da sen ağla." Gözüm değil ama kalbim ağladı…
Hikaye severmisiniz bilmem ama kalın bir roman yerine geçen bu hikayeleri seveceğinize eminim…
HAFTANIN YAZARI
JULES VERNE (1828 – 1905)
Jules Gabriel Verne, 8 Şubat 1828’ de Fransa'nın Nantes kasabasında doğdu. Babası Pierre Verne, bir avukattı. Annesi Sophie Allotte ise katı kurallara sahip bir İskoç’du.
Verne, hayal gücü geniş bir çocuktu ve daha küçük yaşta kardeşi Paul ile birlikte kendilerini macera oyunlarına atıyorlardı. Daha sonra yazacağı bilimkurgu hikayelerinde bu maceralardan etkiler görülmekteydi. 9 yaşına geldiğinde kardeşiyle birlikte Saint Donatien Okulu’na kayıt oldu. Yazmaya ilgisi bu dönemde başladı.
Liseyi bitirdikten sonra çalışmak için Paris‘e gitti. Burada aile mesleği olan avukatlık için eğitim görmeye başladı. Ancak okuldan çok kendini yazı yazmaya verdi. 1848 yılında Paris’te çıkan bir dergide “Dünyanın Merkezine Seyahat” adlı hikayesi bölüm bölüm yayınlanmaya başladı. Aynı dönem “Yirminci Yüzyılda Paris” adlı yazısını da yazıyordu. Fakat bu yazısı ölümünden sonra 1994 yılına kadar basılı bir hale getirilmedi.
Yoğun bir yazı hayatının içine giren Verne'nin eğitimi sekteye uğradı. Bu durumu öğrenen babası Verne'nin maddi kaynaklarını kesti. Maddi sıkıntı içine düşünce bir borsa tellalı ile birlikte çalışmaya başladı. Bu vesileyle Alexandre Dumas, Victor Hugo gibi kişilerle tanıştı ve onlardan edebiyat hakkında tavsiyeler aldı. 10 Ocak 1857 tarihinde Honorine de Viane Morel adında, iki kızı olan bir dulla evlendi. 1861‘de oğulları Michel Jules Verne doğdu. Jules Verne’nin maddi durumu Victor Hugo, Georges Sand ve Erckmann-Chatrian gibi yazarların yayımcılığını yapan Pierre-Jules Hetzel ile tanışmasından sonra düzeldi.
Hetzel, Verne'deki dehayı görmüştü. Verne’nin “Balonla Beş Hafta” adlı hikayesini okumuş ve diğer yayımcıların “fazla fantastik” buldukları bu hikayeyi çok sevmişti. Hetzel’in yardımlarıyla hikaye 1863 yılında yayımlandı. Daha sonra Verne’i büyük şöhrete kavuşturacak olan “Dünyanın Merkezine Seyahat“, “Aya Yolculuk“, “Denizler Altında Yirmibin Fersat“, “Seksen Günde Devr-i Alem” gibi kitapları Hetzel tarafından finanse edilerek basıldı.
Jules Verne, romanlarında ve hikayelerindeki konuları bizzat yaşıyor gibiydi. Gerçek bir macera yaşamak için 1967 yılında küçük bir tekne kiralayıp, Avrupa çevresinde dolaşmaya başladı.
9 Mart 1886'da evine dönen Verne, eski hayatına dair birçok şeyin değiştiğini gördü. 25 yaşındaki paranoid şizofreni kuzeni tarafından sol bacağından vuruldu. Hayati bir tehlike atlatmamasına rağmen ömrünün geri kalanında hep bu yaralanmanın tedavisiyle uğraştı. Yayımcısı ve arkadaşı Hetzel’in 1887 yılında ölümünden ve annesini kaybetmesinden sonra edebiyat tarzında daha karamsar bir döneme girdi. Hetzel’in oğlu babasının işini devralmıştı ancak Verne ile arası hiçbir zaman iyi olmadığından yeni kitapların yayımlanmasında zorluklar çıkıyordu. 1888 yılında politikaya girmeye karar veren Verne, Amiens milletvekili olarak 1905‘e kadar 15 sene boyunca görev yaptı.
Şeker hastası olan Jules Verne, 24 Mart 1905 tarihinde Amiens’de hayatını kaybetti.
Bilimkurgu edebiyatının öncülerinden olan Verne’nin eserleri 148 dile çevrildi ve gelişmekte olan Avrupa sanayisine ve teknolojisine birçok konuda ilham verdi.
