banner913
banner932
banner1012

Erçin'le Kitap Dünyası

banner1020

Kitapları yakmaktan daha büyük bir suç varsa o da onları okumamaktır. Joseph Brodsky

banner974
Erçin'le Kitap Dünyası

banner971
Hazırlayan: Erçin SELASİYE

HAFTANIN EN ÇOK OKUNAN KIBRIS KİTAPLARI:
MİTRA - Bitmeyen Arayış    - Tamer Öncül 
Güçük Prens - Kıbrıs Türkçesi - Antoine de Saint-Exupery  
Gök Çatının Altındakiler - Fatma Türkoğlu  
Ay Düşüncesi - Aforizma Günlüğü 1001 Aytunç Şabanlı -  
Ada Karanlığı - Turgül Tomgüsehan - Galeri Kültür Yayınları   
 
MİTRA - BİTMEYEN ARAYIŞ - TAMER ÖNCÜL
Şiir ve araştırma kitaplarıyla tanıdığımız Tamer Öncül’ün 18. Kitabı bir roman.
Lefkoşa’nın batısında küçük bir köy. Savaşlar’ın, kan ve gözyaşının burgacında geçen 12 yıl (1963-1975). Küçük bir çocuğun gözünden barbarlaşan dünyaya karşı insanlığını, değerlerini yirtirmeyen insanların direnci…
Yakın geçmişin izini sürerken, Paganizm’den Deizim’e; Kıbrıslı Zenon’dan Ulus Baker’e; mitoloji’den felsefeye; “Kayıp Kardeşlik Ülkesi”ne bir yolculuk. Bitmeyen bir Arayış’ın ortasında bulacaksınız kendinizi…

 
 
HAFTANIN EN ÇOK OKUNAN DÜNYA KİTAPLARI:
 
Haftanın İlgi Gören-Okunan Dünya Kitapları:
Balıkçı ve Oğlu - Zülfü Livaneli  
Kayıp Tanrılar Ülkesi  - Ahmet Ümit  
Kadınlar Sıcak Erkekler Soğuk Sever - Esra Ezmeci  
Seyir – Piraye  
Hiçbir Karşılaşma Tesadüf Değildir - Hakan Mengüç  
 
HİÇBİR KARŞILAŞMA TESADÜF DEĞİLDİR - HAKAN MENGÜÇ 
 
Kader, insandan vazgeçmiyor. Anbean yeniden ve yeniden yazılıyor. Öyle anlar geliyor ki yapmam dediğin şeyi yapıyorsun, katlanamam dediğin şeye katlanıyorsun, sevemem dediğini seviyorsun, gidemem sanırken bir anda çekip gidebiliyorsun, öldüm diyorsun ama yine de yaşıyorsun...
Başlarına ne geleceğini bilmeden uzun bir yola çıkan arayış içindeki genç bir sufi ile aklı karışık genç bir kızın bu yolculuklarında yazgılarından başka güvenecekleri hiç ama hiçbir şeyleri yoktur.
Yedi gün boyunca yanlarında para, yiyecek, kıyafet ve en önemlisi de hiçbir planları olmadan şehir şehir dolaştıktan sonra başladıkları yere geri döndüklerinde onlar için artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz.
Sadece yedi günde bile değişebilir miydi insan?
Yeniden yazılabilir miydi kader?
Elbette sadece yedi günde değişebilirdi her şey...
Tıpkı sazlıktaki bir kamışın, yedi evreden sonra içli sesler verebilen bir “ney”e dönüşmesi gibi...

 
 
HAFTANIN KİTABI
PORTOBELLO CADISI – PAULO COELHO
 

Gizemli bir kadının öyküsü

Kitapta asıl adı Şirin Halil olan bir kadının kendini aramasını, tanımasını anlatır. Kitap boyunca Athena adıyla bahsedilen Şirin Halil Lübnanlı bir aile tarafından evlat edinilir. Beyrut'ta yaşamaya başlarlar ve bir süre sonra aile hep birlikte Londra'ya yerleşir. Athena kendini tanıma yolunda birçok adım atar ve bunların çoğu ruhanidir. Bazı rahipler tarafından halkın ahlakını bozmak, insanları ümitsiz ve yanlış inançlara yönlendirmek gibi suçlamalar Athena'yı zor durumda bırakır ama Athena asla vazgeçmez. Bu süreçte başına birçok olumsuz şey gelse de Athena yılmadan yoluna devam eder.
Onu yakından tanıyan, belki de hiç tanımayan dostlarının ağzından Kim olduğumuzdan emin olmasak da, kendimize karşı her zaman içten olma cesaretini nasıl ediniriz?
Paulo Coelho,  Portobello Cadısı`nda bu sorunun yanıtını arıyor. Portobello Cadısı, Athena adlı gizemli bir kadının öyküsünü, onu çok iyi tanıyan -ya da hiç tanımayan- yakınlarının ağzından anlatıyor.

 
 
HAFTANIN YAZARI
HAROLD ROBBİNS (1916 – 1997)
Amerikalı popüler roman yazarıdır. En bilinen eseri Vurguncular "The Carpetbeggars" başta olmak üzere 25'ten fazla romanı çok satanlar listesine girdi ve 32 dilde 750 milyon'dan fazla satış yaparak yazarı dünyanın en çok okunan yazarlarından biri yaptı.
 Birçok kaynağa göre,  çocukluğunu bir barınakta geçirdi, ancak bu gerçeklerin güvenilirliği doğrulanmadı. George Washington Okulu'ndan onur ile mezun oldu ve çalışmaya başladı. Yazarın kendisine göre, şekerdeki toptan ticarette ilk milyonunu kazanmayı başardı, ancak bütün servetini 2. dünya savaşından hemen önce kaybetti.
1937'de kader onu Hollywood'a attı ve burada tanınmış bir film şirketinin nakliye acentesi olarak işe başladı.
Aynı yıl evlendi, ancak evlilik uzun sürmedi ve çift boşandı. Harold'ın ilk evliliğinden çocukları yoktu, ancak dedikodulara göre o sırada iki çocuğu vardı.
Robins üç kez evlendi.
Harold Robbins'in ilk kitabı 1948'de yayınlandı ve tamamen çocukluk anılarına adanmıştı. “Asla Bir Gezgin'i Sevme” kitabı okuyucular arasında bir fırtınaya neden oldu ve bazı ABD eyaletlerinde çok sayıda şiddet ve cinsiyet sahnesi nedeniyle yayınlanması yasaklandı. Garip bir şekilde, bu gerçek Harold Robbins'i iyi bir reklam haline getirdi ve okuyucular bir sonraki çalışmasını hevesle bekledi.
O zaman, yazar film şirketinin senaryo bölümünde çalıştı ve zamanının sadece küçük bir bölümünü çalışmaya adadı. 1949'da yazarın ikinci kitabı Rüya Tüccarları yayınlandı. İçinde Amerikan sinemasının nüansları, kariyer gelişimi ve birçok aktörün tatminsiz hayalleri hakkında konuşuyor. Daha sonra en çok satan kitaplardan sonra Harold, profesyonel bir yazar olmaya ve hayatını buna adamaya karar verir. Bu kararı 1957'de alır ve o andan itibaren tüm dünya bunu öğrenir.
Harold Robbins, dünyanın tüm dillerine çevrilen 30'dan fazla kitap yazdı. Yazarın romanları 800 milyondan fazla sayıda basıldı ve popüler. Ünlü yazarın neredeyse tüm eserleri, ana bileşenlerin seks, para ve güç olduğu aksiyon dolu romanlardır. Mükemmel sunum, okuyucunun çoğu ünlü kişilerin gerçek hikayelerine dayanan dedikodu dünyasına dalmasına izin verir.
Robbins, 70'lerde artık sadece ünlü bir romancı değil ama aynı zamanda romanlarındaki hayatlardan daha fazlasını kendi yaşamında yaşayan zamanının playboyu ve bir reklam ustasıydı. Hayatı boyunca romanlarından çok kazandı ve hepsini harcadı; 60’lı ve 70’li yıllardaki Amerikan Rüyasını kitaplarında sıradan okuyucuya aktarmakla kalmadı kendi hayatında da bizzat yaşadı. Yaşamının büyük kısmını uyuşturucu, alkol, cinsellik ve seyahatlerle, gösteriş ve zenginlik dolu bohem bir yaşam tarzıyla geçirdi.
Robbins eserleri hakkında "Romanlarımdaki kişilerin hepsi gerçektir. Olaylar gerçektir. Ben kimseyi yaralamamak için isimleri ve olayları değiştirerek romanlarıma aktardım." demiştir. Nitekim döneminin olaylarını ve çevresinde gördüğü herkesi romanlarına kurguladı:
Uluslararası playboy Porfirio Rubirosa’yı “The Adventurers (Aşk Günleri)” de. Pornografik yayıncı Larry Flynt’i biseksüel olarak “Dreams Die First (Önce Hayaller Ölür)” de. Silah satıcısı Adnan Kaşıkçı’yı “The Pirate (Fedai)” de. Ford otomobil ailesini “The Betsy (Betsy)" de kurguladı.
En akılda kalanı da Amerika Batısı ve Hollywood'daki havacılığı destansı anlatan “The Carpetbaggers (Vurguncular)” da Howard Hughes’ı acımasız şifreci Jonas Cord olarak betimledi.
Hayatının son yıllarında ciddi sağlık sorunları ve ağır tedavi masrafları yüzünden birçok malını satmak zorunda kaldı; 81 yaşında solunum ve kalp yetmezliğinden Kaliforniya'da borç içinde öldü.
Ölümünden sonra, hayalet yazarlar tarafından yazılan ve Robbins'in kendi notlarına ve bitmemiş hikayelerine dayanan birkaç yeni kitap daha yayınlandı. Bu kitapların birçoğunda, Junius Podrug ortak yazar olarak görüldü. Robbins çok sayfalı romanlarını yazarken her gün en az 12 -16 saat daktilo başında kendine has iki parmak tekniği ile müsveddesiz, taslaksız yazmıştır. Eserleri dönemin saygın kültür ve edebiyat otoritelerince kalın bir çöp olarak kabul edilirken, romanlarında "manşetlerden çekip aldığı” konularıyla yarattığı kitlesel popülaritesi hayatı boyunca yazdığı 30 romanın (25’i çok satanlar "Best-seller" listesine girdi) ve dünyada 32 dilde tahminen 750 milyondan fazla satmasını sağladı. Robbins’in romanları yayınlandığı her ülkede ulaştığı yüksek satış rakamları hem yazarı hem de birlikte çalıştığı yayınevlerini mali açıdan tatmin etmiştir


 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.