banner913
banner932
banner1012

Dünya Müzeler Haftanız Kutlu Olsun

banner1020

banner974
Dünya Müzeler Haftanız Kutlu Olsun

banner971
Ülkemizde geçmişten günümüze baktığınız zaman büyük bir kültürel miras üzerinde bizlerin yaşadığını görmekteyiz. Bu mirası korumak için ne yazık ki hiç bir şey yapmamaktayız. Kültür mirasını geleceğe taşımak devletlerin ve sivil örgütlerin işidir. Bu nedenle Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (İngilizce: International Council on Monuments and Sites) (ICOMOS) kurulmuştur. Korumak, yaşatmak, nesilden nesile mirası yaşatmak. Miras önemli bir sorumluluktur, atalarımız bize bunları harcamamız, yok etmemiz har vurup, savurmamız için miras bırakmadı. 10000 bin yıllık mirası yüzlerce örnek sayarak nasıl harcadığımızı, yok ettiğimizi, nasıl yurt dışına kaçırıp sattığımızı vb. olumsuz örnekler sıralayarak anlatabiliriz. Artık olumsuzlukları saymaktan usandık, bıktık, korumak için ne yapmalıyız onu konuşmamız gerekiyor. Hemen hemen her hafta sonu yapılan panayırların açılışlarında bol bol nutuk atmanız değil artık ele tutulur birşeyler yapılmasınız istiyoruz. Toplum olarak ya mirasımızla yaşayıp geleceğe yürüyeceğiz ya da hala uyumaya devam edip yok olacağız. Çocuklarınız ve torunlarınız sizden sorumluluk almanızı bekliyor.
Yıllardır söylenen bu ülkenin özellikle başkent Lefkoşa’nın bir Dünya müzeleri seviyesinde bir müzeye ihtiyacı var. Turistler eski şehiri gezer, tarihi mekânlara uğrar ama bir bakın ki bu binalarımız dökülüyor, büyük bir tamir ve bakıma ihtiyaçları var. Bunun dışında en önemlisi turist müze ister.

Müzecilik büyük paralar ister ama bir kere yaptınız mı daha sonra size çok paralar kazandırır, paradan da öte ülkeye prestij kazandırır. Lefkoşa’ya yapılacak müze hep dünya mirasına kazandıracağımız eserlerle adımızı duyurur, tanınma ve tanıtma böyle olur, fuarlarda broşür dağıtmayla değil. Müze ayrıca uzman bilim insanlarının ülkeye kazandırılması ve onların bilimsel üretimiyle size entelektüel bir çevre yaratır. Bilim insanlarının , araştırmacıların eserleri müzede satılarak sizi bilim alanında da tanıtmaya yarar.
Müze sizin el sanatlarınızı geliştirir, zanaat alanındaki üretiminizi artırır, sadece İngiltere’de British Museum’da “Rosetta Taşı” buzluk üzerine konan maknet bir milyon satış yapmakta. Müzeye giriş ücretsiz olmasına rağmen, müze satış ofisleri inanılmaz bir müzeyle ilgili eşya satışı yapmaktadır. Düşünün hangimiz bir ülkeden kendimize ve dostuma ufacık bir hediye almayız.
Müze ayrıca bir kültür merkezidir, yapacağınız toplantılar, sergiler vb. şeyler hep orda olur. Geleceğimiz olan çocukların, gençlerin ülkelerini tanıma yeridir. Ben ne yazık ki çocuğuma ülkemin ekini gösterecek ve gezdirecek müze bulamıyorum ama dünyanın gelişmiş ülkelerinde insanlar çocuklarının kültürlenmeleri için onları ailece veya okulca müzeyi götürüyor. Sonra neden onlar ileriden biz geriden gideriz diye düşünürüz. Düşünmeye gerek yok yol haritası belli görene.

Yıllardır Dünya’nın sayılı müzelerini gezip,dolaşıp birçok bilgi edinmek ve öğrenmek benim ve eşim için bir tutku olmuştur. Özellikle Güney Kıbrıs’taki derleme ve araştırma gezilerimiz sırasında gitmediğimiz, ayak basmadığımız müze ve ören yeri kalmamıştır.   Güney komşularımız adamızın kültür mirasını ne kadar iyi koruyup, sunuyorlar. Özel ve devlet müzeleri olabildiğince fazla, inanmayan varsa bir uzun yola çıksın ve kaç müze gezeceğini görsün. Bu müzeler bazıları sergilemelerinde çeşitli kronolojik bir sıra izlenirken, bazıları tema müzeleri olmuşlardır. Örneğin; Erimi şarap müzesi vb. gibi veya Severis ve Leventis ailelerinin hem eğitici hem de tematik müzeleri dikkat çekici müzelerdendir. Ülkede müze olmayınca ve buna bağlı müze eğitimi de bulunmayınca. İnsanlarımız değerlerini bilmiyor çünkü değerleri koruyan ve sunan en iyi yer müzelerdir. Dünya çapında Arkeoloji müzesi yok. Çocuk müzesi, açık hava köy müzeleri, edebiyatçılar müzesi vb. müze demek kültür demektir, bilim demektir. Gelişmek değerlere sahip çıkmakla olur.

Bu bağlamda devletin ve özel kişilerin bugüne kadar yapamadığını Dr.Suat Günsel hocamız ve ekibi gerçekleştiriyor. Lefkoşa’nın en önemli noktasında bulunan eskiden Bedevi Pastanesi sonraları Ziraat Bankası bugün de Yakın Doğu Üniversitesi Lefkoşa Kent müzesi olacak olan bina, yıllardır yaşadığımız ümitsizliğe bir nebze olsun umut oldu. Kendi katkıları ve uğraşlarıyla ülkeye ve Lefkoşa’ya çok güzel bir müze kazandırdılar. Yıllardır üniversite içindeki uğraşları artık Lefkoşalıyla ve halkla kucaklaşıyor.  Her başlangıç bir gelişimdir, yeniliktir. Bir çok kişi eminim gezdikten sonra yok böyle olmalıydı, böyle yapılmalıydı diye eleştirilerde bulunacaktır. Biz de takdir etme yok hep bir eleştirip, iş yaptırmama huyu vardır ama görünen köy kılavuz istemez üniversite içinde yapılan işler, yapılacak olan müzelerin nasıl olacağının bir göstergesidir. Müzenin damı yapılan süslemeleri, Mehmet Ertuğ’nun suretleri vb. görünce hayran kalacaksınız. Tavandaki işlemeler tıpkı Michelangelo’nun Sistina Şapeli gibi şahane. Diğer müzelerin açılışını büyük bir heyecanla beklerken emeği geçen herkesi şimdiden alkışlamak isterim.  Çünkü üniversitelerin görevi ;değerimiz, kültürümüzü öğretmek yaşatmaktır. Hepimizin Dünya Müzeler Haftası Kutlu Olsun. Artık YDÜ sayesinde bugünü kutlarken gururlu ve mutluyuz çünkü Dünya çapında müzelerimiz yavaş yavaş oluşmaya başlıyor.
 
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.