banner913
banner932
banner1012

Büyük Usta Kutlu Adalı’yı Sevgi ve Saygıyla Anıyoruz

banner1020

Kıbrıs Türk Edebiyatı’nın büyük yazarlarından birisi olan Kutlu adalı yazınımızı çok büyük yenilikler getiren bir insandı. Kalemi onun en büyük akıl silahıydı ama ne yazık ki bu kalemi kırmak isteyenler onun 6 Temmuz 1996 tarihinde evinin önünde öldürmüşlerdi.

banner974
Büyük Usta Kutlu Adalı’yı Sevgi ve Saygıyla Anıyoruz

banner971

 Büyük Usta Kutlu Adalı’yı Sevgi ve Saygıyla Anıyoruz

Üzerinden yirmidört yıl geçmesine rağmen bu olay gün ışığına çıkamadı. Bizde onun onun katledilişinin on dördüncü yılında sevgi ve saygıyla Kutlu Adalı’yı anarken sizlere eserlerine örnekler sunacağız; özellikle “Çirkin Politikacı Pof” öyküsündeki tipleme hala daha güncelliğini koruyan, aramızda yaşayan insanlara örnektir.

Şair, yazar, gazeteci - 3 Ocak 1935 tarihinde Lefkoşa'da doğdu. 1938 yılında ailesiyle Antalya'ya göç ettiği için orada büyüdü. İlk, orta ve lise Öğrenimini Antalya'da yaptı. 1946-47 yıllarını Lefkoşa'da geçirdikten sonra, yeniden Antalya'ya giderek 1954 yılına kadar Türkiye'de kaldı.

1958-61 yıllarında Gençlik, Beşparmak, Uyarı dergilerini çıkararak, Kıbrıs Türk kültürüne hizmette bulundu. Daha sonra kitaplar ve oyunlar yayınlayarak bu hizmetini sürdürdü.

Gazeteciliğe, Kıbrıs Türk Kurumlan Federasyonu'nun organı, Nacak Gazetesi'nin Yazı İşleri Müdürü olarak 1959 yılında başladı. "Kıbrıs Cumhuriyeti "nin kurulmasıyla, Kasım 1960'ta kamu görevine geçerek, Türk. Cemaat Meclisi Özel Kalem Müdürü oldu. (1960-1972).

1972-1974 yılları arasında Bayrak Radyosu'nda Denetleme Kurulu Üyeliği yaparak ve siyasal yorumlar yazarak gazetecilik görevini sürdürdü.. 1974 yılında ise. Kayıt Dairesi Müdürü ve Nüfus Başyazmanı oldu. 

21 Aralık, toplumlararası çarpışmaların çıkmasının ardından başlayarak, 1964-1967 yılları arasında Yedili Komite Sekreterliği. Türk Cemaat Meclisi Genel Sekreterliği ve Müsteşarlık görevlerinde bulundu. 

Edebiyat yaşamına 1948'de Antalya Lisesi'nin duvar gazetesinde şiir ve öykü yazarak başladı. Şiirleri 1955'te Antolojide çıktı ve Dost Dergisi'nde yayımlandı. Kıbrıs'ta ise Gençlik, Uyarı ve İz dergilerinde çıktı.

Kamu görevlisiyken, Kıbrıs'taki köyleri dolaştı ve köy yaşamını gerçekçi çizgileriyle "Köy Raporları"nda topladı. (1961 -1962-1963).

Köy yaşamının kültürel, geleneksel, folklorik yaşamının zenginliği etkisinde .kalarak, geçtiği köylerden notlarını, "Dağarcık" adlı yapıtta topladı, (1963). Şiirlerini, Öykülerini roman ve oyunlarının tümünü kitap haline getirme fırsatı olmadı.Oyunları radyoda, sahnelerde ve okullarda oynandı. 1968'de "Söyleşi", 1969'da "Çirkin Politikacı Pof, "Hayvanistan", "Sancılı Toplum", "Köprü". 1970'te "Şago", 1971'de "Nasrettin Hoca ve Kıbrıs" adlı kitaplar çıkardı.

Kutlu Adalı'nın Kıbrıs Türk basınındaki yeri, yazı işleri müdürlüğü, yönetici, köşe yazarlığı biçiminde olurken, daha çok eleştirel, uyarıcı, yergi ağırlıklı ama kültür birikimli yazılarıyla, okunan ve aranan bir yazar durumuna geldi.

Alışılmadık üslup ve içerikle siyasal yöneticilerin hışmını üzerine çekti, bu nedenle birçok kez mahkemeye çıkarıldı, evi polislerce basılıp arandı, müdürlük görevine birkaç kez son verildi. Mahkeme kararları ile aklanıp hakkını elde ettiği halde, zorunlu olarak emekliye sevk edildi.

Yazılarından dolayı çeşitti baskılara uğradı, evi kurşunlanarak birkaç kez taşlandı.

Kutlu Adalı - Biyografya

Makale dallarında birkaç kez basarı ödülü aldı.

Siyasal, kültürel, folklorik ağırlıklı panellere katıldı ve insan hakları konusunda konferanslar verdi. I. Uluslararası Nasrettin Hoca Sempozyumuna çağrıldı ve burada bildiri sundu. (Mayıs 1989- Ankara) 

Mustafa Kemal Derneği. Kıbrıs Türk Sanatçı ve Yazarlar Birliği ve Kıbrıs Türk Barış Derneği kurucularındandır. Bu derneğin, genel sekreterliğini de yaptı. Yazılarında barışı, insan haklarını, kardeşliği, sevgiyi dostluğu, bağımsızlığı. özgürlüğü ve Kıbrıslılığı savundu.

Akdeniz uygarlığından mayalanmış Kıbrıs Türk kültür ve uygarlığını Kıbrıslılık bilinciyle bağdaştırmaya çalıştı. Savaşın, terörün, şovenizmin, diktatörlüğün. silahlanmanın ve tüm baskılarla haksızlıkların karşısında kalemiyle savaşım verdi.

6 Temmuz 1996 tarihinde, saat 23.30 sıralarında evinin önünde otomatik bir silahtan kendisine yöneltilen kurşunlarla "Faili Meçhul" bir cinayetin kurbanı oldu.

Şiir, öykü ve yazılarının çıktığı gazete ve dergiler ise şunlardır: Nacak, Akın, Zafer, Devrim, Bozkurt, Söz, Öncü, Olay, Ortam, Demokrasi, Yenidüzen. Gençlik, Beşparmak, İz, Uyarı, Özgürlük ve Akrep. 

 

ESERLERİ:

Köy Raporlun (1961, deneme)

Dağarcık (1963, gezi notları)

Söyleşi ya da 9 Mart Diyalogu (1968, söyleşi)

Sancılı Toplum (1969, de­neme)

Çirkin Politikacı Pof (1969, şiirsel mizah öyküleri)

Hayvanistan (1969, şiirsel mizah öyküleri)

Köprü (1969, oyun),

Şago (1970, oyun)

Nasreddin Hoca ve Kıbrıs (1971, şiir)

Gideyim Buralardan Diyorum (1998, şiir -İlkay Adalı'yla birlikte)

Aklın Silahı Barıştır (1999, deneme)

Dedemin Kuca­ğı (1999, çocuk masalı)

Kağnı Yolu (1999, çocuk öyküsü).

SABAH - 12 Nisan 2009, Pazar - Gazeteci Adalı'nın ölümündeki sır

POF’UN 24 SAATİ

(Çirkin Politikacı Pof, Lefkoşa, 1969,61-65. ss.) 

Sayın Pof, 24 saat meşgul bir politikacıdır. Daima erken kalkar ve yazıhanesine erken gider. Politika işlerine başlamadan önce, özel işler ile ilgilenir. Ucuz ücretlerle çalıştırdığı yanındaki işçilerden birini, evinin ihtiyaçlarını görmeye gönderir. Bu işçi, üç dört kez çarşıya, bakkala, kasaba gider gelir. Aldıklarının bazısını önce Sayın Pof beğenmez. Geri çevirir, değiştirir! Sonra onun beğenip eve gönderdiklerini bu kez Bayan Pof beğenmez! İşçi gene çarşı pazar dolaşır Bayan Pof’un arzusuna uygun ihtiyaçları alır gelir. Fakat işçinin görevi burada bitmez. Eve gelmişken evi süpürür, yıkar, ayakkabıları boyar, hışmının akrabasının işlerini de yapması için emirler alır. Sonra yazıhaneye döndüğünde Sayın Pof’tan bir güzel hakaret işitir.

- Nerede kaldın? Kaç saat ettin evde? Bütün işler olduğu gibi durdu. İki saat geç geldin haftalığından keseceğim. Siz fazla şımardınız. Yüz verdik astar da istiyorsunuz. Yıkıl karşımdan. Gözüm görmesin seni... Çabuk git, kamyona soğanları yüklet!

Ucuz işçilerden ikincisini, alacaklı olduğu tüccarlara, bakkallara yollar. Soğan, fasulye vesaire paralarını ister, işçi, kimisinden alır kimisinden alamaz. Fakat boş giden eli mutlaka para dolu gelir. Ama Sayın Pof, gene memnun değildir.

-  Amma geç kaldın ha! iki tüccarı dolaşmak bu kadar saat mı ister. Tüccar Aziz neden ver­memiş?   Bakkal  Kâzım'ı  neden  dükkânda  bu­lamadın? Gerisini ne zaman ödeyecekmiş? Neden bütün borcu almadan geldin? Ben sana nasıl de­miştim.  Senin gibi pısırık, uyuşuk adam gör­medim.   Hepiniz  hazır  yeyicisiniz,  yıkılın  kar­şımdan!

Zavallı işçi, topladığı paraya karşılık birkaç şilin bahşiş beklerken; her gün böyle baştan tırnağa Sayın Pof’un hakaretleri ile yıkanır! Fakat yı­kanmağa alıştığı için, boynunu büker, katlanır! Katlanmazsa ne olacak yani? İş nerde? Kaçsa, aç kaldığı gündür! Pof , bunu bildiği için, çeşme akar­ken testilerini doldurmağa bakar!

Ucuz işçilerden üçüncüsü sabah sabah dükkân ve ev kiralarını, ya da ödenmemiş kira borçlarını toplamaya çıkar ve geldiğinde akıbeti ikinci işçiden farklı olmaz. Sonra bir emirle o da ambara yollanır!

- Çabuk git ambardaki soğanların tartılmasına nezaret et, yüklenmelerine yardımcı ol.

Kazalardaki, köylerdeki adamlarına özel işi ve çıkan ile ilgili olarak telefon etmeğe veya biriyle beraber göndermeğe önem verir. Piyasayı daima yoklar ve kontrol eder. Duruma göre derhal vaziyet alır. Bu arada gelen gidenlere, baştakiler aleyhine propaganda yapar. Köylere haberler salar. Köylerdeki grupları birbirine düşürtücü haberler yayar. Kendinden yana olmayan şahısları bu yalanlarla kötülemeğe çalışır.

Yazıhanesinde işi bittikten sonra, makamına gelir ve sekreteri Ali'ye bazı temaslar, ziyaretler için randevular aldırır. Randevularını o an ister ve o an gitmek ister! Böyle yapmaktan amacı, hem vakti olmadığını göstermek, hem de duyduğu bir habere eklemeler yaparak; sevmediği, yemek is­tediği şahısları kötülemek, gözden düşürmektir! Sayın Pof; menfaati, çıkarı ve siyasi emelleri için her şeyi meşru saydığından Ahmet'in söylediği "beyaz" sözünü Mehmet'e "kara" gösterir. Ahmet'e de giderek; "Mehmet senin için, yüzü gibi kalbi de kara, dedi!" der.

Müdürlerle, memurlarla sohbet etmek, onlara mavi boncuk dağıtmak, hayali mevkiler ve hayali daire amirlikleri vermek günlük hayatının en önemli faaliyetleridir! Bir müdürü, öteki müdürün aleyhine konuşturarak kirli çamaşırlarını öğrenir ve bundan ustalıkla yararlanma yollan arar. Sevilen ya da kendisi için rakip ve tehlikeli olan mebusları kötülemek için dedikodular çıkartır. Kaynak her zaman kendisi olduğu halde, bunları hep başkalarına mal eder ve "duyduğuma göre..." diye konuşmasına başlar. 

Kurulan komitede kendisi de vardır. Fakat Komitenin görüşeceği konu, halkın menfaatlarına dokunacak bir işse, Sayın Pof, önceden ortalığa yayar: "Komitede ben yokum, kabul etmedim, istifa ettim" der. Oysa Sayın Pof, istifa etmemiştir. Komitede, halkın aleyhine karar çıkmasına çalışmıştır fakat dışarıya çıkınca halkı kazanmak için Komitenin aleyhine konuşmaya başlamıştır. Pof, istifasını daha önce yaydığı için söyledikleri inandırıcı olur.

Sayın Pof, hergün kendisine gelen yurttaşların işini yapmaya ve yaptırmağa çalışır. Yurttaşın olmayacak işlerini de Pof oldurmaya çalışır. Eğer olmazsa, "Ne yapayım kardeşim, görüyorsun bu adamlardan iş çıkmıyor. Baştakiler de böyle adamları hep tutuyor. Seçimleri kazanırsak bu adamları idareden temizleyeceğiz. Vatandaşın işini derhal yapacak adamlar bulacağız. Ne yapayım şimdi yetkim yok. Elim ayağım bağlı. Seçimlerde gözünüzü açın!" diyerek gene elindeki odunu, çıkan için yontar. 

Arkadaşlarını her gün yanına çağırır. Temasları hakkında bilgiler alır. Faaliyetleri hep baştakileri kötülemeği hedef tuttuğundan particilik ve bölücülük niteliğindedir. Esasen halk, baştakilerin idaresinden yıllardır usandığından, daha çok kendilerine kulak vermektedir. Sayın Pof, kulağını kendilerine vermiş olan vatandaşın kulağına, kendi lehine sözler fısıldamakta güçlük çekmez; ve 24 saat, bir kepçe gibi ülkeyi karıştırır durur! 

Bir aydın grup bunun farkındadır. Top­lantılarda, partilerde, kokteyillerde Sayın Pof’un bu faaliyetlerini konuşurlar. Ama Pof, bunlara al­dırmaz. Bir avuç aydın zaten ona oy verecek değildir. Fakat yarın, seçim sandıklarında kendisi çık­tığında bu aydınlar grubundan niceleri çevresini saracak, kendisine yağıcılık, dalkavukluk ya­pacaktır. Sayın Pof bütün bunları, tam 24 saat hesaplar ve hırsından rahat uyuyamaz!

Kutlu Adalı’nın Öldürülmesi Üzerine

Demokrasi dediğin kalemi susturmak mı

Doğruyu savunanı sıra ile vurmak mı

Cümle âlem biliyor Adalı olayını

Aynaya geçip de bak yüzün kara mı, ak mı

Ahâlinin gitse de gitmese de hoşuna

Adalı’yı vurdurup taş diktirdin başına

Yalan dolana gerek var mıdır cancağızım

Kısacası Kutlu’yu biz hallettik de şuna.

Vurmayın vurdurmayın yazıktır vatandaşı

Gün ola hesap sorar sizden elbet yoldaşı

Bu kaçıncı beyindir sâyenizde yok olan

Saatlerce yollarda kaldı Kutlu’nun naaşı

Mahmut İslâmoğlu Ekim 1996

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.