banner913
banner932
banner1012

Ali Nesim Edebiyat Ödül Töreni 22 Haziran'da yapılıyor

banner1020

Kıbrıs Türk Edebiyatı’nın önemli isimlerinden birisi olan, uzun yıllar Kıbrıs Türk Yazarlar Birliği'nin Başkanlığını üstlenmiş ve 9 Mayıs 2014 tarihinde vefat eden Ali Nesim’in düşüncelerini, eserlerini ve Kıbrıs Türk Kültürünü yaşatmak için Kıbrıs Türk Yazarlar Birliği tarafından 2016 yılından itibaren “Ali Nesim Edebiyat Ödülleri” verilmektedir.

banner974
Ali Nesim Edebiyat Ödül Töreni 22 Haziran'da yapılıyor

banner971
 
Geçen yıl yaşanan Pandemi koşulları nedeniyle verilemeyen 2020 ödülleri bu yılki ödüllerle birlikte Pandemi koşulları ve kuralları göz önünde bulundurularak, ileriki günlerde açıklanacak tarih-yer ve saatte, ödül sahiplerine takdim edilecektir. Söz konusu ödüller içerisinde ayrıca Kıbrıs Türk Yazarlar Birliği-Girne Belediyesi arasında varılan mutabakat sonucunda genç kuşak yazarlara “Girne Belediyesi Teşvik Ödülü” vermeyi de uygun görmüştür. Tören 22 Haziran günü saat.19.00’da Lefkoşa’daki Hidden Garden’da yapılacaktır.
           
 
2020 ve 2021 yılları itibarıyla ödül alanlar şöyle:
 
Özker Yaşın, VEFA ÖDÜLÜ
Nazif Süleyman Ebeoğlu, VEFA ÖDÜLÜ
İsmail Bozkurt, ONUR ÖDÜLÜ
Kâmil Özay, ONUR ÖDÜLÜ
Bülent Fevzioğlu, ARAŞTIRMA ÖDÜLÜ
Prof.Dr.Oğuz Karakartal, ARAŞTIRMA ÖDÜLÜ
Bülent Dizdarlı, ROMAN ÖDÜLÜ
Zeki Erkut, ROMAN ÖDÜLÜ
Havva Tekin, ÇOCUK YAZINI ÖDÜLÜ
Demet Mannaş Kervan, GİRNE BELEDİYESİ POLİSİYE ROMAN TEŞVİK ÖDÜLÜ
Kemal Caymaz, GİRNE BELEDİYESİ FANTASTİK ROMAN TEŞVİK ÖDÜLÜ
 
           
DOST BİR ZEYTİN AĞACINDAN
İNSANOĞLUNA SESLENİŞ

              Birinci Sesleniş
 
Ben bir zeytin ağacı!
Dağ başında...  ovalarda... tarlalarda...
Yaşam dolu, sevgi dolu, umut dolu.
Mis kokulu
gümüş yapraklı
altın yağlı.
 
Ben bir zeytin ağacı:
İnsan dostu
Kutsal bir ağaç!
 
Peygamberlerin ağacı,
Açları doyuran,
Fakirleri zengin eden,
Hastaları iyileştiren
İnsan dostu
Kutsal bir ağaç!
 
Nedendir bilinmez;
İnsanlar çoğaldıkça bizler azaldık.
Bizler azaldıkça insanlar çoğaldı.
İnsanların evleri ...
İnsanların yolları ...
İnsanların yerleşim alanları
Çoğaldıkça bizler azaldık.
 
İnsanların makinaları geçerken üzerimizden
Çatırdayan dallarımız değil
Kemikleriydi bizleri eken, sulayan insanların!
Yokolan doğaydı,
Yokolan,
     - insanların emekleriydi,
     - insanların anılarıydı,
     - insanların servetleriydi,
     - insanların nimetleriydi.
 
Soruyoruz:
N’oldu bize sahip çıkan insanlara?
N’oldu sevenlerimize?
Ne oldu babalarınıza... dedelerinize?
 
Biliniz ki!
Sevenleriniz oldukça yücelirsiniz ey insanlar
Sevenleriniz oldukça zengin olursunuz.
Unutmayın:
Sevenleriniz oldukça mutlu olursunuz.
 
 
Kendimize yuva yapalım derken
Yuvamızı yıktılar
Soyumuzu kuruttular,
“Daha çok, daha çok kazanalım” derken
Yoksullaştılar... yoksullaştılar... yoksullaştılar.
 
“Ağaç yoksulu olmak sevgi yoksulu olmaktır,
Ağaç yoksulu olmak güzellik yoksulu olmaktır,
Ağaç yoksulu olmak “insanlık yoksulu “ olmaktır.
Ancak onlar bu gerçeği bir türlü anlayamadılar”.
 
 
NERDESİN ALİ HOCA
Gökyüzünü delip geçen,
Rüzgarlarla duvar olan
Yemyeşile kucak açmış
Sent Hiliaryon’da
Şimdi sabah oluyor.
 
Templos’a inen vadilerde,
Zaman durmuş,
Sisler,beyaz beyaz akıyor,
Uyuyor zeytniler,harnıplar
                        Ve sandal ağaçları.
 
Bir gölge yol buluyor,
Dolaşıyor usul usul,
Yalçın yamaçlarında  
                        Beşparmakların.
 
Göz gözü görmez sisler içinde,
Islık seinin titrek dalgasında.
Harnıp buduyor, zeytin aşılıyor,
Bu, sen misin Ali Hoca?.
 
Kara bulutlar iniyor.
Hafif esen yel eşliğinde.
Daha aşağıya,daha düzlüklere.
Dinazor ağzı kepçeler
Tuzla buz ediyor kayalıkları.
Binlerce yılda oluşmuş,         
                        Yaşlı zeytinlikleri.
 
Rüzgarın,
Tozunu alamadığı yamaçlar,
Teknolojiye teslim.
Sökülen ağaç dostların hesabı yok.
Ne zeytinin, ne de harnıbın,
Artık rüzgarlar,
Türkü söylemeyecek
                        Bu yamaçlarda
 
Sen nerdesin Ali Hoca?
Sesleri dinmiş uçan kuşların,
Su sızmıyor şinyaların kökünden.
Son soluğnu verirken
Kara toprağın kara böcekleri,
                                    Kara yılanları.
 
Bir yokoluş türküsü,
Bir yeşil kıyımı yansıyor
                        Bellekler.
 
Artık keçi yollarında,
Yok yürüyen,koşan gölgeler,
 
                        Efsaneler gibi.
 
Sen nerdesin Ali Hoca.
 
Kınalı kuzular,artık melemiyor,
Bahar çiçekleri açmıyor
                        Yollarında köyünün.
 
Ne bahçeler kaldı yarına,
Ne  de horoz laleleri,
Taşlı tarlalardan toplandığın.
Binlerce çalının,tülümbenin
Çevreye yayılan,
Doğal parfümleri de kalmadı,
Zehirlerden,hormonlardan.
Sen ne diyorsun Ali hoca?
 
Özledik seni Ali Hoca,
Güven veren gülüşünü
Hırsızlara dur değişini,
Doğa düşmanlarına,   
                        Veryansın edişini.
 
Özledik seni be Ali hoca.
Bir şövalye olup,
                        Uzun mızrakla,
Yürü haramiler üstüne.
Bir deli poyraz ol
Es Beşparmaklardan
                                               Akdeniz’e doğru.
 
                                                                       9.10.17 Altay Burağan
           
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.