banner913
banner932
banner1012

KIBRIS’TA BAĞIMSIZ VE EGEMEN İKİ DEVLET GERÇEĞİ KABUL EDİLMELİDİR (1)


Metin FAHRİOĞLU

Metin FAHRİOĞLU

Okunma 22 Eylül 2021, 13:33

KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar ve beraberindeki heyet 18 Eylül 2021’de New York’a gitmek üzere  sabah 9.30’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden ayrıldı.. Sayın Tatar ve heyetinin  28 Eylül günü Ada’ya dönmesi öngörülüyor. 
 Konu  basın toplantısına kendisine  ABD temaslarında eşlik edecek olan KKTC Dışişleri Bakanı sayın  Tahsin Ertuğruloğlu, Özel Temsilci sayın Ergün Olgun ile Müzakere Heyeti Üyesi sayın  Osman Ertuğ  da eşlik etti.
Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, heyeti ile  birlikte New York’a hareketinden önce  düzenlediği basın toplantısında, New York’a BM Genel Sekreteri’nin daveti üzerine temaslarda bulunmak amacıyla gideceğini, Genel Sekreter ile ikili görüşme gerçekleştireceğini bunun yanında farklı temaslarının da olacağını söyleyen sayın Ersin Tatar: “Egemen eşitliğimiz, uluslararası eşit statümüz tanınmazsa asla resmi bir müzakere sürecine geçmeyiz. Bu net bir duruştur, bu duruştan hiçbir güç bize geri adım attıramaz. Bu ulusal milli bir meseledir” dedi.
Sayın Tatar, BM Genel Sekreteri ve ilgililerle  yapacakları görüşmelerde, 27-29 Nisan 2021’de ortaya koydukları 6 maddelik önerinin arkasında  duracaklarını, yeni siyaseti ve Kıbrıs’ta artık yan yana yaşayan “iki ayrı egemen bağımsız devletin işbirliğinde antlaşma olabileceğini” aktaracaklarını kaydetti.
Kıbrıs’ta Federal anlayışla bir çözüm bulunamadığını, bunu bütün tarafların gördüğünü ifade eden  sayın Tatar, yeni siyasetle yeni fikirler ortaya  konulduğunu , iki devletli çözümü gündeme  getirdiklerini ancak ortak bir zemin bulunamadığını kaydetti..
..Federal çözüm siyasetini çoktan geride bıraktıklarını;  Kıbrıs’ın  eski Kıbrıs, bu coğrafyanın eski coğrafya olmadığını ifade eden sayın Tatar, Kıbrıs ve bölgede bambaşka bir ortam olduğunu , 1963’te Kıbrıslı Türklerin  silah zoruyla  1960 ortaklık cumhuriyetinden atıldığını, uzun ve haksız  süreçler sonunda  Rum devletinin, Kıbrıs Türk halkının  24 Nisan 2004’te Annan Planı referandumda ‘evet’, Rumların ‘hayır’ demesine rağmen  1 Mayıs 2004 itibarıyla Rumların AB’ne  alınmasının meseleyi daha  da karmaşık hale getirdiğini kaydetti…
… Meselenin  özünün bu olduğunu , BM’de ve diğer  yetkililerle yapacakları  görüşmelerde  bunları anlatacaklarını ifade eden sayın Tatar: “Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı halk vardır” dedi. Tatar, kendi kendini yöneten,  geleceğini tayin eden Kıbrıs Türk halkının ortaya koyduğu yeni siyaseti gerekçeleriyle  anlatacaklarını, federal temelde çoğunluğun azınlığı yöneteceği, Türkiye ile bağların koparılacağı bir sürece girmeyeceklerini vurguladı…
..BM Parametrelerine göre, Kıbrıs’ta iki toplumlu, iki bölgeli ve iki kurucu devletli bir federasyon kurulması gerektiğini kaydeden sayın Tatar, Türk tarafının bu siyaseti çoktan terk ettiğini ve bunun da gözden geçirilmesi gerektiğini ilgili muhataplarına söylediklerini vurguladı..
…Cumhurbaşkanı sayın Tatar: “Kıbrıs’ta iki ayrı halk ve devlet vardır. 1963’ten bu yana kendi kendini yöneten, kendi geleceğini tayin etme hakkına sahip bir  Kıbrıs Türk Halkı vardır.. Bu saatten sonra federal temelde, çoğunluğun azınlığı yöneteceği ve Türkiye ile bağlarımızın kopartılacağı bir sürece girmemiz asla mümkün değildir. New York’ta  yeni siyaseti ve anlayışı, gerekçeleriyle anlatmaya devam edeceğiz.” Dedi.
..Sayın Tatar, BM Genel Sekreteri ve diğer ilgililerle yapacakları görüşmelerde, Cenevre’de “27-29 Nisan 2021”de  yer alan  gayrı resmi 5+1 toplantıda  ortaya koydukları  6 maddelik önerinin arkasındayız . Cumhurbaşkanı seçilmemden sonra  Türkiye ile istişare içerisinde ortaya çıkan siyasete göre, artık Kıbrıs’ta yan yana iki egemen, bağımsız devletin işbirliğiyle bir anlaşma olabileceğini dünya kamuoyu ile de paylaşmış durumdayız..
..Önemli olan Kıbrıs Türk Halkının hakkı, çıkarı, varoluşu olduğunu söyleyen sayın Tatar, pandemi döneminin  günlük meseleler olduğunu, bunu aşacaklarını, Doğu Akdeniz’de Türkiye Cumhuriyeti  ile birlikte  daha güzel günlere ulaşacaklarını söyledi..       
Şu bir gerçek ki; Kıbrıs’ı en uzun süre barışa ve huzura kavuşturacak olan  bağımsız ve egemen iki devletli yapıdır.. Ancak ne var ki hala daha Anavatanımız Türkiye’nin Adadan çıkmasını isteyen bazı emperyalist güçlerin de desteğinde  Rum-Yunan ikilisi Enosis hayali ile yaşamaya devam ediyorlar ve de iki devletli siyasi çözümün dışında olası bir Federasyon çözümünde Adanın kuzeyini de ilhak edebileceklerini  düşünmekten geri kalmıyorlar..
Kıbrıs Türk Halkı bugün KKTC çatısı altında varlığını devam ettirebiliyorsa bunu Anavatanımız Türkiye’nin desteğinde verdiğimiz büyük mücadelelerin sonunda gerçekleştiğini hiç ama hiç unutmayalım..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti  Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, Liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf R. Denktaş gibi Anavatanımız Türkiye olmadan Adadaki varlığımızı devam ettiremeyeceğimizin bilinci içerisinde hareket etmesi, Kıbrıs Türk halkının çıkarına olan bir tutum sergilemesi büyük bir takdirle karşılanmaktadır..
Kıbrıs Türk halkı için önemli olan; adil ve kalıcı bir siyasi çözümdür, varlığımızı Türk kimliği ile sürdürebilmektir, bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasını sağlamaktır, bayraklarımızın gölgesinde özgür yaşamaktır..
...Büyük güçlerin New York’ta “ikili  görüşme”, “üçlü görüşme” olasılıkları ve girişimlerinin hedefi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Anavatanımız   Türkiye’yi iki devletli çözümden vazgeçirmek için  planlanan  görüşleri ön plana çekmek için  hazırlanmıştır.  Bu gerçekler ortada iken  Türkiye ve  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti  olarak çok dikkatli olmalıyız..
…Kıbrıs Türklerinin bugün kendi  devletleri, Cumhuriyetleri olduğunu dile getiren Tatar: “  Türk Silahlı kuvvetlerinin  burada bulunması ve güvenliği sağlaması bizler için hayati öneme sahiptir, vazgeçilmezimiz ve  kırmızı çizgimizdir”. Kıbrıs’ta bir antlaşmanın yan yana yaşayan iki egemen eşit  devletten  oluşması gerektiğine  işaret eden Tatar: “ Türk askerinin buradan çekilmesi Kıbrıs Türk Halkı için büyük  bir tuzak ve tezgahtır, böyle bir oyuna gelmeyeceğiz” dedi.
.. New York’ta resmi olmayan iki  görüşme yapılacağını , kendilerinin ve halkın görüşlerini, Kıbrıs gerçeklerini anlatacaklarını kaydetti. Kıbrıs’ta federasyon temelli bir çözümün  geride kaldığını söyleyen Tatar:  “Yan Yana Yaşayan , İki Ayrı Egemen  ve Bağımsız Devleti Savunuyoruz, Her Türlü İşbirliğine Varız” dedi..
Diğer yandan  18 Eylül günü New York’a hareketinden önce verdiği beyanatında BM Genel Sekreteri Guterres ile görüşeceklerini dile getiren GKRY Lideri Anastasiadis: “Kabul etmek gerekir ki sayın Tatar’ın ve Kıbrıs Türk tarafının tekrar eden açıklamaları çok da iyimser olmamıza olanak tanımıyor. Ersin tatar, dün de iki devlet çözümünde ısrar etti. Bu pozisyon kabul edilemezdir  ve BM Güvenlik Konseyi kararları dışındadır” dedi..
Kıbrıs’ta tek adil ve kalıcı siyasi çözüm; Kıbrıs’ta bağımsız ve egemen iki devletin birbirini karşılıklı olarak tanımasıyla mümkündür.. Ancak ne var ki;  uzun vadeli çıkarları nedeniyle  Rum-Yunan ikilisine destek veren emperyalist devletler  ve de ne yazık ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki bazı işbirlikçilerinin bir arada yaşaması hayallerinde nedeniyle de kendi hayal aleminde yaşayan  Rum liderliği hala daha Enosis  hayali içinde yaşıyorlar…
Ne yazık ki  KKTC’deki bazı siyasiler dün olduğu gibi bugün de  Rum Komünist AKEL ile işbirliği içinde Kıbrıs’ta Federasyon hayali ile yaşamaya devam ediyorlar ve de AKEL’in Megali İdea hayalleri içerisinde  Enosis rüyası gördüğünü göremiyorlar…
Rum-Yunan ikilisinin İlk Megali-İdea haritasının  1791-1796 yılları arasında Bükreş’te hazırlandığını ve 1796’da Viyana’da yayınladığını ve de Kıbrıs’ın daha Osmanlı Devleti’nin idaresi altında olduğu 6 Temmuz 1821’de  Enosis için isyan hazırlığı yaptıklarını hiç ama hiç unutmayalım!..
AKEL’in 28.08.1949  tarihli Genel Kurulu’nda  alınan karar doğrultusunda 5 Aralık 1949’da   AKEL’in Enosis Plebisiti düzenlediğini ve ev ev gezerek “Enosis İstiyorum”  yazısının altında imza topladığını, ancak  Rum Ortodoks Kilisesinin  15 Ocak 1950’de iki hafta süreyle  ada genelinde tüm Kiliselerde  düzenlediği Enosis  Plebisiti lehine kendi düzenlediği Enosis Plebisitinden vazgeçerek Rum Ortodoks Kilisesi’ne  destek verdiğini ve %96 oranında Enosis’e “Evet” denildiği çok iyi bilinmektedir.
Yine AKEL’in Mart 1966’da 11. Kurultayında aldığı Enosis kararının halen yürürlükte olması yanında  yine AKEL, 30 Temmuz 1964’te ve 26 Haziran 1967’de Rum Meclisinde alınan Enosis kararlarına destek verdiği çok iyi bilinmektedir. Diğer bir değişle sağcısı ile solcusu ile Rumlar dünden bugüne tarihin derinliklerinden gelen Enosis hayalleri ile yaşıyorlar..
Dün olduğu gibi bugün de Enosis hayali ile yaşayan, Türk askeri Kıbrıs’ta gitmeli, Garanti Antlaşmaları iptal edilmeli, tüm göçmenler evlerine dönmeli diyen ve de Kıbrıs Türk halkına ‘azınlık’ hakları verilmesini hedefleyen   Rumlarla federal bir devlet çatısı altında bir arada yaşamamız asla mümkündür.
Kim ne derse desin, kim nasıl düşünürse düşünsün bugün Kıbrıs’ta bağımsız ve egemen  iki devlet vardır.  Kıbrıs Türk halkına düşen görev; temellerinde aziz şehitlerimizin canı ve kanı bulunan bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmaktır ve tanınmasını sağlamak için yola çıkmaktır..
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi bağımsızlık Türk milletinin  en yüksek karakteridir.. Anavatanımız Türkiye, Kıbrıs Türk Halkının bu yöndeki haklarına sonsuza kadar destek verecek ve de koruyacaktır..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa…   DEVAM EDECEK
 
Kaynak:1- Halkın Sesi Gazetesi, s.10, 18 Eylül 2021
Kaynak:2-https:brt.net/tatar-egemenliğimiz-taninmadan-resmi-muzakere-surecine- geçmeyiz/
Kaynak:3-https://kibrishaberajans.com/cumhurbaskani-tatar-kibrista-iki-devletli-cozum-tezimizi-dile-getirecegiz/
 
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.