banner913
banner932
banner1012

KIBRIS TÜRK HALKININ BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ VE 28 KASIM 1948 MİTİNGİ


Metin FAHRİOĞLU

Metin FAHRİOĞLU

Okunma 27 Kasım 2021, 18:22

1877-78  (93 Harbi)  Osmanlı-Rus Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin  yenilmesi üzerine  3 Mart 1878 tarihinde imzalanan Ayestefanos Antlaşmasının ağır hükümler içermesi  üzerine  İngiltere’nin baskılarıyla bu antlaşma yerine 13 Temmuz 1878’de Berlin Antlaşmasının imzalanmasının ardından Kıbrıs Adası 1878’den İngiltere’ye kiralanıyordu.
1914 yılına kadar Adayı mülkiyeti Osmanlı Devletinde olmak üzere idare eden İngiltere I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti ile zıt kutuplarda yer almasının ardından 5 Kasım 1914’te  Kıbrıs Adasını ilhak ettiğini duyuracaktı.. Neticede Türk İstiklal Savaşı sonunda 24 Temmuz  1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile  Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Hükümeti Ada’nın İngiltere’ye ait olduğunu kabul etmişti..
Rum-Yunan ikilisinin Megali İdea hayalleri nedeniyle Girit’in  Yunanistan tarafından ilhak edilmesinin ardından yaşananları çok iyi bilen Kıbrıs Türk halkı; Kıbrıs’ın İngiliz Sömürge Yönetimi döneminde Girit misali yok olmamak için  büyük mücadeleler vermiştir..
Temmuz 1948’de CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Çorum Milletvekili Hasene Ilgaz ve  Yazar İffet Halim Oruz’un  da içinde yer aldığı, Türkiye’de oluşturulan  Öğretmenler Heyeti Kıbrıs’ı ziyaret etmiştir.. Ziyaret sonrası Türkiye’ye dönen bu heyet Cumhurbaşkanı İsmet İnönü  tarafından kabul edilmiştir. Heyet; Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye ve Türkiye’ye   Kıbrıs adası ile  ilgili gözlemlerini ve Kıbrıs Türklerinin Anavatana bağlılığını iletmişlerdir..
..Kasım 1948’de  ise bir Kıbrıs Türk heyeti Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın İsmet İnönü’yü ziyaret  edip, Rumların Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhak faaliyetleri hakkında bilgi vermişlerdir. Böylece Kıbrıs Türklerinin bu tepkilerine  Türkiye de katılıyor, Türk basını ve kamuoyu  Kıbrıs meselesine  ilgi duyuyordu..  Tepkiler, Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı yolundaki faaliyetlerin hoş görülmediği, Adada Türklerin de yaşadığı, İngiliz Yönetimi sona erecekse, Kıbrıs’ın  Türkiye’ye  iadesinin gerektiği yönünde  ortaya  konuluyordu..
..O günde Lefkoşa’da miting hazırlıkları yapılırken  tüm köylere ve kasabalara, miting  günü bildirilerek   Rumların Enosis taleplerine karşı  bir miting düzenleneceği haberleri gönderildi. Günler öncesinde  Kıbrıs Türk basınında  Miting ile ilgili neşriyat yapılarak  Kıbrıs Türkleri miting için organize edildi. (Halkın Sesi Gazetesi, 23 Kasım 1948, Halkın Sesi Gazetesi  s.1; 26  Kasım 1948, s.1).  Mitingin başarısını sağlamak için gizlice sürdürülen  hazırlıklar sadece Mitingten birkaç gün önce gazetelerden yapılan  çağrıyla Kıbrıs Türk halkına  duyuruldu. (H.A Mopalar, Kıbrıs Güncesi,s.343, 40  yılın Anıları- Galeri Kültür Yayınları, 1. Baskı, 2002, Lefkoşa
Hür Söz  gazetesinin neşrettiği aşağıdaki yazı bu bakımdan önemlidir:“28 Kasım  Miting Günüdür. Kıbrıs’ı seviyor ve  burasını bir vatan parçası olarak tanıyorsan, iki menhus (uğursuz, talihsiz) düşünceyi İlhak ve Muhtariyeti reddetmek için, Pazar günü saat 11.00’de  Lefkoşa’da Selimiye (Ayasofya) Meydanında yapılacak mitingde sen de bulun..O gün, bütün bir cihana Kıbrıs’taki Türk varlığının canlılığı gösterilecektir.  Bizi ölü bilenler, varlık ve  canlılığımız karşısında o gün hayrete düşeceklerdir. 28 Kasım Pazar gününü unutma!..  Lefkoşa Ayasofya (Selimiye) Meydanına sabah saat 11.00’de sen de koş ve müşterek milli davamıza karşı olan bağlılığını ispat et.” (Hür Söz Gazetesi, s.2; 26 Kasım 1948)
28 Kasım sabahı erken saatlerde Lefkoşa’nın Türk mahallelerinde adeta bayram günlerini andıran bir kaynaşma göze çarpıyordu. (Hür Söz Gazetesi,  s.1; 30 Kasım 1948). Hikmet Afif Mopalar, Kıbrıs Güncesi adlı eserinde  miting gününü ve Lefkoşa’yı şu şekilde tasvir  etmiştir:“Köylere ve kentlere otobüs tutulması için haber salındı. Fakat ilk gelen yanıtlar şaşırtıcıydı. Köyler ve kentler kendi otobüsleri,kendi araçlarıyla geleceklerini bildiriyorlar,araç gönderilmesini istemiyorlardı. Köylünün ve kentlinin bu son durumu memnuniyet vericiydi. Herkes kendi aracıyla ve kendi parasıyla katılacaktı 28 Kasım Mitingine”..
.. “Sabahın erken saatlerinde başlamıştı akın. Çok kısa bir süre içerisinde dolup taşıyordu Selimiye  Meydanı. Bir bayram havası estirilmişti. Yalnız caddeler  ve sokaklar değil, tümüyle dükkanlar evler Türk bayrakları , Atatürk’ün  büyük boy resimleriyle donatılmıştı. Görülmemiş bir gün yaşıyordu Lefkoşa.. Tarih boyunca  böyle bir gün yaşamadığını söylersek doğruydu Lefkoşa için. Kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla, bir başkaydı Lefkoşa o gün. Bu Enosis’e karşı, Lefkoşa’da düzenlenen ilk şuurlu mitingdi ve gerçekten çok güzel bir gündü.” Kaynak: H.A. Mopalar, Kıbrıs Güncesi, s. 344,  40 yılın Anıları,-Galeri Kültür Yayınları ,1. Baskı, 2002, Lefkoşa
Miting, KATAK ve Kıbrıs  Milli Türk Halk Partisi’nin birleşmesiyle kurulan Milli Türk Birliği Partisi tarafından düzenlenmekteydi. Ancak mitingin halka duyurulması ve köylerden katılımın sağlanmasında  öğretmenlere de büyük görev düşmekteydi.  Öğretmenler yalnız kendi bölgelerinde oturup kalmamışlar, semt semt bölge bölge dolaşmışlar ve halkı teşvik ederek , yapılacak mitingin anlamını onlara anlatmış, halkın katılımında önemli bir rol oynamışlardı. Kaynak: H.A Mopalar,Aslar-Bir Devre Adını Yazanlar, s.308; 2016
Beklenen miting 28 Kasım 1948 Pazar günü saat 11.00’de başladı. İlk önce KATAK Başkanı Avukat Fadıl Korkut mikrofon başına geldi. Daha sonra  Kıbrıs Milli Türk Halk Partisi Genel Sekreteri Dr. Fazıl Küçük, Cemaat İşleri Komisyonu azası Faiz Kaymak, yine azalardan  Mehmet Dana, Rauf R. Denktaş, Suphi Kenan, Dr. Nazif Denizer, Hoca Salih Efendi ve Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği  Genel Sekreteri Kemal Deniz, söz alarak heyecanlı birer konuşma  yaptılar. (Yeşilada, 24 Aralık 1948, s.11). Bütün konuşmacılar; ilhakın da Muhtariyet’in de Kıbrıs Türkünün  mahvına  sebep olacağına dikkat çekmişlerdir. Ö. Yaşın, Nevzat ve Ben, cilt:1, Yeşilada Yayınları, İstanbul 1997, s. 318).
..İngiliz idaresi döneminde Türkler tarafından düzenlenen bu ilk siyasi mitingde yapılan konuşmalarda, Kıbrıs’taki statükonun korunması istenmiş, İngiltere’nin Ada’dan ayrılması durumunda ise Kıbrıs’ın Türkiye’ye iade edilmesi gerektiğini vurgulamışlardır. Kaynak: Sabahattin İsmail, 150 Soruda Kıbrıs Sorunu, s. 33, Kastaş Yayınları, 1992, İstanbul. Böylece  Kıbrıs Türkleri daha evvel olduğu gibi bundan  sonra da  barış ve sükun içerisinde  yaşayabileceklerini belirtmişlerdir. Kaynak: Derviş Manizade “Kıbrıs Mitinginin Manası”, Yeşilada Dergisi, Cilt 1,  sayı 2, sayfa 7, 24 Aralık 1948. Türkiye’de yaşamakta olan ve öğrenimlerini Türkiye’de  sürdüren Kıbrıslı Türklerin kurduğu  “Kıbrıs Okullarında Yetişenler Cemiyeti”  ve “Kıbrıs Türk Kültür Derneği” temsilcileri de bu mitinge katılarak milliyetçi duyguları kabartan konuşmalar yapmışlardır. Kaynak:  A. An, Kıbrıs’ta Fırtınalı Yıllar (1942-1962), s.74 ,Galeri Kültür Yayınları, 2. Baskı, 2005
..28 Kasım Pazar günü düzenlenen büyük miting sonrasında  Milli Parti Genel Sekreteri Dr. Fazıl Küçük; T.C Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye , Başbakan Hasan Saka’ya, İngiltere Başbakanı Mr. Attlee’ye, Amerika  Dışişleri Bakanı Mr. Marshall’a, Anadolu Ajansına ve Kıbrıs Valisi’ne bir telgraf göndermiştir. (Hür Söz Gazetesi , 30 Kasım 1948, s.1). Adeta tüm Dünya’ya ilan edilen bildiri  niteliğinde olan telgraf aynen şöyle idi:“28 Kasım 1948 tarihinde Lefkoşa’da on beş bin Türkün yapmış olduğu Ayasofya Mitinginde bir kere daha   Kıbrıs Rumlarının Yunanistan’a ilhak ve Muhtariyet taleplerinin şiddetle reddedilmesi oy birliği ile  kararlaştırılmıştır.  Kıbrıs Türkleri İlhak ve Muhtariyetin tamamıyla Türklüğün mahvına sebep olacağına ve adanın asayişini bozacağına inanıyoruz” (Halkın Sesi, 30 Kasım 1948, s.1; Hür Söz, 30 Kasım 1948, s.1).
Kıbrıs Türk Toplumu’nun bağımsızlık mücadelesinde  önemli bir gün olan 28 Kasım Mitingi’ne yaklaşık on beş bin Türk katılmıştır. (Halkın Sesi, 23 Kasım 1948, s.1; Hür Söz, 26 Kasım 1948, s.1). İlhak aleyhine  düzenlenen  bu büyük miting başarılı olmuş, böylece Kıbrıs Türk’ü sesini ve ilhak karşısındaki endişelerini coşkulu bir şekilde  İngiltere’ye, bütün Dünya’ya ve özellikle  Anavatan Türkiye’ye duyurmuştur. Anavatan  Türkiye 1878’den beri Kıbrıs Türkü’nü unutmamıştı. Ancak, Kıbrıs’ta düzenlenen bu mitingle beraber  Türkiye basını ve Türk kamuoyu Kıbrıs’a, Kıbrıs Türklerine   ve  Kıbrıs sorununa daha çok ilgi göstermeye  başlamıştır..
..Türkiye basınında 28 Kasım Kıbrıs Mitingi ile ilgili haberler yayınlanmış ve başta Ankara ve İstanbul olmak üzere İzmir, Konya, Adana gibi illerde mitingler düzenlenmiştir. Bu mitinglerde hakim olan fikirler, Ada’nın gerçek sahibinin Türkler olduğu ve İngiltere’nin  Kıbrıs’tan çekilmesi halinde, Ada’nın gerçek sahibi Türklere bırakmalıydı..
.. Mitingi düzenleyen kişiler arasında yer alan Milli Parti Genel Sekreteri Dr. Fazıl Küçük; uzun süredir Kıbrıs meselesi ile ilgileniyor, Kıbrıs Türklerine önderlik yapıyordu. 28 Kasım Mitingi, liderlik konusunda  Dr. Fazıl Küçük’ü daha  da  güçlendirmişti. Bir diğer önemli isim de Rauf R. Denktaş’tır.  Denktaş bu mitingte yaptığı konuşma ile adını ilk kez Kıbrıslı Türkler arasında duyurmuştur. Genç bir Avukat olan Rauf R. Denktaş yaptığı konuşmada “şayet İngiltere Kıbrıs’ı Yunanistan’a vermeye kalkışırsa o zaman biz silahlanıp dağa çıkar ve Yunanlılarla savaşırız” deyince büyük bir alkış kopmuş ve bu sözler  Kıbrıs Türkleri arasında günlerce konuşulmuştur. (Yaşın, 1997, s. 318) Rauf R. Denktaş’ın  yıldızı 28 Kasım mitinginde yaptığı konuşma ile parlamıştır, diyebiliriz..
Rauf R. Denktaş , 28 Kasım gününü hatıralarında  şöyle anlatmaktadır:“Kasım 1948’de Selimiye Camiinin önündeki meydanda tertiplenen  büyük anti-Enosis mitinginde ilk kez halka hitap etmiştim. İrticalen konuşmuştum. Heyecen yüklüydüm ve bu heyecanı halka iletebildiğimi hissediyordum. Yoğun alkışlar arasında   kürsüden  indim.. Mitinge beklenenin çok üstünde bir halk kitlesi katılmıştı. O gün Dr. Fazıl Küçük’ün keyfine diyecek yoktu. Büyük bir imtihan verilmişti ve Türk Halkı bu imtihandan alnının akı ile çıkmıştı.  Enosis’e hayır sesi ilk kez bu kadar  güçlü  bir ses olarak yükseliyordu” Rauf .R. Denktaş, Kıbrıs: Elli Yılın Hikayesi, s.120-121, Akdeniz Haber Ajansı Yayınları, 1. Baskı, Mart   2008
 28 Kasım Mitinginin en büyük yararlarından biri de, Anavatan Türkiye Hükümetleri’nin ve Türkiye kamuoyunun Kıbrıs konusunda bilinçlendirilmesini ve Kıbrıs davasına sahip çıkma arzusunu tetiklemiş olmasıdır. Miting öncesinde Temmuz 1948 tarihinde Türkiye öğretmenlerinin adaya gerçekleştirdiği ziyaretten sonra öğretmenlerin ve  beraberlerindeki gazetecilerin  Kıbrıs davasını  tanıtma yönünde adeta seferber olmalarının  ardından 28 Kasım Mitingi’nin Dünya’da ve Türkiye’de   ortaya çıkarttığı etki ve ilgi, Kıbrıs Davasının Türk milletine anlatılmasına vesile olmuştur.
Bu miting ile  Kıbrıs Türk Halkı aleyhine cereyan etmekte olan  hareketleri protesto ve telin ederek önemli bir başarı elde etmiş, seslerini bütün dünyaya ve özellikle İngiltere ve Anavatan Türkiye’ye duyurmuşlardır. Ancak, mitingin ortaya çıkardığı olumlu havanın  sürdürülebilmesi için, bu birlik ve beraberliğin devam etmesi, siyasi, kültürel ve özellikle ekonomik alanda ilerleme sağlamakla mümkün olabilirdi.  Bunun bilincinde olan  Kıbrıs Türkleri bu mitingle  mevcut kurum ve kuruluşların bir araya gelişini fırsat bilerek, ilerleme ve kalkınma konusunda kararlı bir irade ortaya koymuşlardır. 
Türkiye’de öğrenim  gören Kıbrıslı  Üniversite öğrencileri de 28 Kasım 1948 Mitingini  desteklemişlerdir. İstanbul’dan gönderdikleri, “28 Kasım 1948 Pazar günü, Lefkoşa’da binlerce Türk’ün iştirakiyle, Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını veya idaresinin yerli bir muhtar idareye  devredilmesini şiddetle protesto ve İngiliz idaresinin adadan çekilmesi halinde Kıbrıs’ı eski sahibi Türkiye’ye iadesini talep zımmında yapılan ve  asil hislerimizin bir ifadesi olan  muazzam mitingi, biz İstanbul’daki Kıbrıslı Üniversiteliler kalben desteklemekle bağlılığımız ve duyduğumuz heyecanı ifade etmek istiyoruz..” (Hür Söz, 4 Aralık 1948, s.1)içerikli  mektup  Kıbrıs Basınında yer almış, bu sevinç , birlik ve beraberlik duyguları bütün Kıbrıs Türklerini ortak idealler etrafında toplamaya başlamıştı..
.. 1948’in siyasi  gelişmeleri içerisinde Kıbrıs Türkleri, Türkiye’den gelen öğretmen kafilesi sayesinde  seslerini  Anavatan Türkiye’ye duyurmuşlardır.  28 Kasım 1948  Mitingi, Türk İşleri Komisyonu’nun toplantıları ve bu toplantılara katılanların sayısının  giderek artması, bunları müteakiben Türkiye’deki gençliğin ve Türk basınının desteği Kıbrıs Türklerine güç katmıştır.  Sayısı gün geçtikçe artan  doktorlar, avukatlar, sanatkarlar  ve ticaretle uğraşan Kıbrıslı Türkler gelecek için daha çok ümit kaynağı olmuştur..Mitingi tertip  eden  komisyon; Kıbrıs Rumlarının  olumsuz yönde yapabileceği propagandalara  karşı Miting görüntülerini kaydettirip, Kıbrıs dışındaki  ülkelerin sinema  salonlarında da belgesel olarak gösterimini  kararlaştırmıştı. (Halkın Sesi, 23 Kasım 1948,s. 1). Böylece  Kıbrıs Türklerinin haklı sesi, gür sesi bütün dünyaya duyurulacaktı. Ancak 28 Kasım Mitingi ile ilgili Belgesel düşüncesi hayata  geçirilememiştir.
Mitingte yapılan ateşli ve kararlı konuşmalarda  Türk Halkının sonuna kadar Enosis’e karşı çıkacağı adanın statüsü değişecekse eski sahibi olan  Türkiye’ye verilmesi gerektiği  vurgulanmıştı. Ne var ki Rumlar Türk Halkının   tepkisinden gerekli dersi almaz ve Enosis için bir plebisit yapmak üzere hazırlıklara  başlamışladır. Bunun üzerine  Kıbrıs Halkı ikinci bir miting düzenleme kararı alırlar. Rumların bu  faaliyetlerine karşılık Kıbrıs Türk Halkı 11 Aralık 1949’da ikinci kez Ayasofya (Selimiye) mitingini düzenleyeceklerdi..
Dünya kamuoyu çok iyi bilmelidir ki; dün olduğu gibi bugün de Kıbrıs sorunu diye bir sorunyoktur.Kıbrıs’ta,Rum-Yunan ikilisinin Megali İdea hayallerinden kaynaklanan bir sorun vardır..Kıbrıs Türk halkı; Mücahit halkımızın, Aziz şehitlerimizin, kahraman Mehmetçiklerimizin  canı ve kanı pahasına ilan edilen bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yaşatmak ve tanınmasını sağlamak  azminde ve kararındadır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa…
 
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.