banner913
banner932
banner1012

Kantara diye bir yer!


Adnan IŞIMAN

Adnan IŞIMAN

Okunma 03 Haziran 2020, 13:57

Pazartesi gün yayınlanacak makalemi gazeteye ulaştıramadığım için kusurumu bağışlayın.

İnternet in azizliğine uğradım, ulaştıramadım.

Yıllar önce  tabir yerindeyse “altına hücum” dönemlerinde millet Girne kentine saldırırken ben, sakin, doğa ile baş başa, boğucu nem diye bir derdi olmayan mütevazi yerlere yöneldim ve gittim Allahın dağı denilen yerden, Kantara dan ( Sinan dağ da deniliyor) taştan bir köy evi aldım.

Biliyorsunuz Kantara her tarafından tarih fışkıran en üst noktalarından aynı anda adanın kuzey ve güneyini de görebilen bir konuma sahip.

Adeta cennetten bir parça gibi de nitelendirile bilinecek, yaz veya kış yeşillikler ortasında  bir bölge.

Yazları zaman, zaman sıcağı hissetmekle birlikte genelde serin, kışları soğuk bir mekan.

Her fırsat bulduğumda, bilhassa yazları ailemle birlikte Kantara ya kaçarız. Şahane kumsalı olan Kaplıca denizine on dakikalık mesafede .

Ağaçların arasından kuş bakışı aşağıları seyre dalarız.

Bir de acı, acı etraftaki boş, terk edilmiş  evlere bakarız.

Devletin içler acısı çaresizliğinin haline yanarız!

Statüsü belli olmayan, her iktidar değişikliğinde farklı uygulamalarla karşı karşıya kalan Kantara da bu gün kirada, ya da sahipli gibi gözüken, ne var ki içine girilmeyen onlarca ev var.

Yılların azizliğine uğramış, bakımsız, yılanların barınağı konumundaki bu evler bir çirkinlik abidesi olarak etrafa, gelene, geçene adeta sırıtıyor.

Halbuki Kantara turizmin cazibe merkezi olabilecek, hatta eğlence merkezi haline getirile bilinecek bir potansiyele sahip. 1974 öncesi panayırların yapıldığı, bölge insanlarının rağbet ettikleri bir yerdi.

Eskiden köy meydanında Kantara kalesine düzenlenen turlara katılan turistlere hizmet veren bir de lokanta vardı.

El değişimiyle birlikte o lokanta da kapandı. Halbuki Corona virüs belasından önce bölgeye her gün yüzlerce turist akımı vardı. Turiste hizmet veren nezih bir mekandı.

Yıllardan beridir devletin plansız, programsız hatta beceriksiz uygulamalarından dolayı Kantara da boş ev çok.

Bu nedenle devlet aynı zamanda gelir kaybına da uğratılıyor.

Bunların çoğu Devlet Emlak ve Malzeme Dairesini kontrolünde kiraya verilen evler .

Ne var ki yukarıda ifade ettiğim gibi hemen, hemen hepsi dökülür durumda. Çirkinlik abidesi olarak duran bu evler kaç yıl daha bu şekilde tutulacak, çok merak ediyorum.

Bana göre çare, bu evler ya yıktırılmalı, ya bakımı yaptırılarak kiralanmalı, ya da işin ehline bırakılmalı.

Birde kiracısı olan ama kullanılmayan, tarafına bakılmayan evlerin içler acısı durumu var

Kullanılmıyorsa, bakımını yapılamıyorsa bakacak ve kullanacak kimselere verilmesi en uygun yol değil mi?

Devletin çaresizliği bu şekilde dünyaya teşhir edilmesin.

Ne var ki devlet ama hangi iktidar iş başında bulunursa bulunsun yıllardır kayıtsızca işi oluruna bırakmışlar, sadece seyrediyorlar. KKTC de böyle bir yer yokmuş gibi hareket ediyorlar.

Hani derler ya “bu su böyle akar, siz de böyle bakar”

Devlet, gelen, giden hükümetler ne acıdır ki Kantara ya sadece bakıyorlar.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.