banner913
banner932
banner1012

İNANDIRICILIĞININ İPİ


Ahmet GÖKSAN

Ahmet GÖKSAN

Okunma 13 Eylül 2021, 14:34

“Yine vakalarla sabittir ki bir milletin milli gurur, milli his ve şerefine tecavüz edildiği, hakarete uğradığı zaman vicdani isyan ortaya çıkar. Bunu da yaptıran o milletin kanında olan cevherdir. Nerede kaldı ki Türk gibi dünyanın en şerefli bir milletin torunlarına da bu ağır muameleler reva görülsün de sükûtla karşılansın!” 1943
                                                                                                                      Dr. Fazıl KÜÇÜK
            Yerinde yellerin bile esmediği Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilan edilişinin üzerinden 61 yıl geçmiş oluyor. Adı geçen bu cumhuriyet uluslararası hukuk kuralları, Anayasası ve kuruluş antlaşmaları yok sayılarak BMGK’nin aldığı 186 sayılı karar ile yalnızca Kıbrıs Rumlarına yasal statü tanındı. Rumlara adeta altın tepsi içinde sunulmuş olan bu kararla adada yaşanan uyuşmazlığın özü tam olarak anlaşılmadığından olacak gelip geçen bütün BM Genel Yazmanları bal yapmaz arı gibi açmazın aşılabilmesi için uğraş veriyorlar görüntüsü çabası içinde debelenip duruyorlar.  
            Cenevre’de yapılan görüşmelerden sonuç çıkmaması üzerine şimdilerde taraflar Newyork’a Kıbrıs müzakerelerinde ortalıklara çıkan tıkanıklığın aşılabilmesi için yeni fikirler ortaya koymalarını istediğini duyurdu. Görünen o ki Cenevre’de Kıbrıs Türk tarafının ortalıklara sunduğu iki devletli çözüm önerisine itibar edilmediği anlaşılıyor. Buna karşın Kıbrıs Türk tarafı sunduğu bu önerisinin arkasında dururken karşımızdaki unsur 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ipine sarılıyor.
Bu gibi durumlarda Anadolu’da güzel bir söylence vardır. Ağa bizimle eğleniyor. Yeni öneri sunmak yerine bu tür öneri ile çıkış yapmaları bize bu söylenceyi çağrıştırıyor. Geldiğimiz bu noktada kim olursa olsun bizlerle dalga geçmelerine izin vermeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz. Bu konuda inandırıcı olmadıkları geçmiş deneyimlerimiz nedeniyle biliniyor. Anastasiyadis’in Müzakere Heyeti ile yaptığı görüşmede heyetten destek ve yardım istediği belirtiliyor. Rum basını ise konunun masada olduğunu yazıyor. Bay Nikos Anastasiyadis konunun bu noktaya doğru evrileceğini iyi biliyor ve hesabını buna göre yapıyor. Buna koşut zaman kazanmak için kendi toplumunun da konuyu tartışmasını istediği için bu yolu seçtiğinin bilinmesi gerekiyor.
Bay Anastasiyadis’in bu önerisinin İngiltere’nin formülü ile “1960 rejimine bir süreliğine geri dönüşü ve hemen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin İskoçya, Kuzey İrlanda ve Galler’deki gibi daha fazla özerkliğe sahip bir devlet şekline dönüşmesini” öngörüyor. İngiltere’nin Fikirler Dizisi Önerisi Paketi’ne karşılık normal sayılacak özerkliği Türklere tanımayanların daha fazlasını nasıl vereceklerine açıklık getirmeleri gerekiyor. İngiltere belki çorbada benim de tuzum olsun yaklaşımını sergilemeye çalışırken çözüme ilişkin anlam içermediğinin bilinmesi gerekiyor.
Kıbrıs uyuşmazlığının İngiltere örneğinde olduğu gibi çözümün dış müdahalelerle çorbaya dönüştüğü de unutulmamalıdır. Karşımızdaki unsur BM Genel Yazmanının çağrısı ile Nevyork’a gitmeye hazırlanırlarken yoğun bir çalışma içinde oldukları biliniyor. Bizlerin ise masada olan iki devletli çözümün altını doldurmamız için çalışma yapmamız gerektiği unutulmamalıdır. Bunu nasıl dolduracağımızın belirlenmesi için bütün kurum ve kuruluşların siyasilerle el ele vererek çalışma yapılarak alt yapısını oluşturmak gibi bir yükümlülüğümüzün olduğunun altını çiziyoruz. Saygı ile andığım Emin Özdemir öğretmenimiz boş çuvalın dik duramayacağını söylüyordu.
Rum Eğitim Bakanı Yüce Atatürk’ün döneminde yaşıyor olsa idi bu kadar korkmayabilirdi. Son davranışının zavallılık ötesi bir durum olduğunun bilinmesini istiyoruz. 
Karşı taraf görüşme seferine 1960 antlaşmalarının ipine sarılmadan önce gerçeklerin görülmesi için çalışmalarımıza ivme kazandırmamız gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…
 
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.