banner913
banner932
banner1012

Spritüel Yaşam

banner1020

Vazgeçtiğin an bitiyor savaşın. Ve kaybetmiş olmak umrunda bile olmuyor artık.

banner974
Spritüel Yaşam

banner971

Bazı insanları affetmeden önce…

 Çoğumuz hayatlarımızın bazı dönemlerinde bir kez daha hayal kırıklığına uğramamayı hayal ederek ama aslında içten içe bu hayal kırıklıklarını defalarca kez daha yaşayacağımızı bilerek insanlara ikinci hatta üçüncü, dördüncü şansları vermişizdir.
Geçici süreliğine değişen, kendi yanlışları için seni suçlayan, davranışlarının sorumluluğunu almayan, hataları için konuşmaya gönüllü olmayan veya seni incitip incitmediğiyle ilgilenmeyen kendini bulunmaz hint kumaşı sanan bu zadları affetmeden önce iki kere düşünmeyi seçelim mi bu hafta?
Bence affedelim ki kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkum etmeyelim. Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak ele almayalım. Affetmek kendimize yaptığımız bir iyiliktir aslında. Buradaki önemli nokta affedip vazgeçmeyi bilmektir.
 
Verdiğimiz kararlar, vazgeçmemiz gerekenler, dostu düşmanı tanımak derken yine gerçek hayatla yüzleştik.
 
Her gün bir bıçak daha saplansa da sırtımıza, üzülsek de emeklerimize, boşa gitmiş çabalarımıza kapatmalıyız o kapıyı. Takılıp kalmamalıyız, vakit kaybetmemeliyiz. Eğer vaktinin geldiğini düşünüyorsak, bize öğrettiği şey için bu deneyime teşekkür etmeli ve uğurlamalıyız.
Deneyim…
Çünkü hiç bitmeyeceğini düşündüğünüz şeylerin bittiğini, bırakamazsınız diye düşündüğünüz şeyleri bıraktığınızı, yapmam dediğiniz şeyleri yaptığınızı görüp büyüyor ve olgunlaşıyorsunuz. Olgunlaştıkça da ön yargılı davranmamayı öğreniyorsunuz. Her olayın altında bir sebep olduğunun ayırımına varıyorsunuz. Bu yüzleşme zorlar bazen. İnsan reddeder kendi zayıflıklarını, zorlanır kabullenmekte. Kabul ederse adım atması gerekecektir çünkü. Kabullenebilmek en büyük derslerden biridir. Ve bu dersle birlikte insan gelişmeyle ve değişmeyle tanışır. Ve en önemlisi vazgeçmeyi öğrenir. Bir kere değişmeye başladı mı insan bir daha aynı olmaz. Bir daha eski haline gelemez. Bilgi artıkça farkındalık, farkındalık arttıkça bilinç gelişir. Hiç gidemem dediğiniz kişilerden gitmiş, hiç başaramam dediğiniz şeyleri başarmış olursunuz.
 
Sevgiyle kalınız.
[email protected]
 

Canlı Su  

Canlı Su Nedir?
Canlı su ya da yaşayan su; doğal kaynaktan çıktığı haliyle olan, henüz şişelenmemiş, içerdiği minarellerce eksilmeye uğramamış en ideal sudur.
Pet şişelere yada plastik damacanaya girmiş sular, musluklarımızdan akan sular canlı su değildir.
Şişelenmemiş akarsu ve nehir suları, yağmur suları canlı sulardır. Bu sular, şişelenmeleriyle beraber canlılığını yitirir. Fakat, sularımızı yeniden canlandırmak mümkündür. Su canlandırmak için çok çeşitli yöntemlerden söz edebiliriz.

Su Nasıl Canlandırılır?

  1. Suyu içmeden önce 5-6 kez bardaktan bardağa aktarmak.
  2. Suyu arıtmak,
  3. Özel olarak üretilmiş olan manyetik su çubukları kullanmak.
  4.  Ametist ve kuvars taşlarını suyun içine atmak.
  5. Suya az miktarda zemzem suyu eklemek.
  6. Suya çok az miktarda gerçek gül suyu damlatmak.
  7. Suya güzel sözler, dualar, ayetler okumak ve suyu içmeden bol bol besmele çekmek de yöntemler arasındadır.

Neden Canlı Su İçmeliyiz?

Ölü su bünyesinde yeterli oksijeni taşımaz. Bu nedenle vücudumuz, sudan alması gereken minerali yeterince alamaz. Canlanmış su içtiğimizde suyun tüm şifası, mineralleri bünyemize katılır. Ayrıca canlı su, diğer besinlerden aldığımız faydanın da artmasına yardımcı olacaktır.

Suyun Hafızası

Vücudumuzun ve dünyamızın büyük kısmını oluşturan su kütlesinin bir hafızası olduğuna inanılır. Su olumlu ya da olumsuz her şeyi hafızasına kaydeder. Bu görüşü destekleyen su deneyleri vardır. Bu nedenle de bünyemize aldığımız suyun canlı ve tüm şifasıyla bütün halde olması önemlidir.
 

Suyu Şifalandırmak

Suyu şifalandırmak amacıyla yapılan çeşitli ritüeller vardır. Suyun, iyi enerjiyle dolması amaçlanır.

Şifalanıyorum, teşekkür ederim, mutluyum, şükürler olsun, huzurluyum, seni seviyorum gibi cümleler inanılarak suya söylendiğinde, suyun bunu hafızasına kaydedeceği ve enerjiyle dolacağı düşünülür.

Suyu cam kaplar içinde, direkt güneşe bırakmak da şifa değerini arttıracaktır. Bu işlem sırasında asla plastik kap kullanılmamalıdır. 

 


Sonbahar depresyonuna karşı 7 etkili öneri!

Klinik Psikolog Eyşan Türker, sonbahar depresyonuna karşı alabileceğiniz önlemleri şöyle anlatıyor: 

-Açık havada düzenli olarak 30-45 dakika yürüyüş yapın.

-Sosyal olarak izole oldukça, yalnızlaştıkça çökkün ruh durumu daha kalıcı olabiliyor. Bu nedenle sosyal yaşantıya mümkün olduğunca fırsat yaratın.

-Depresyon olumsuz yeme tutumlarına yol açabildiği için düzenli ve sağlıklı bir beslenme rutini oluşturun.

-Depresyon uyku düzenini bozabiliyor. Bunun önüne geçmek için uykunuzu kaliteli hale getirmeniz gerekiyor. Uyumadan önce meditatif egzersizler yapın, bedeninizi gevşetmeye çalışın, uyku düzeninizi sağlayın.

-Çevrenizden yardım isteyin; ruhsal durumunuzla ilgili konuşmak, yakınmalarınızı paylaşmak mutlaka iyi gelecektir.

-Kitap okumak, yazı yazmak ve bulmaca çözmek gibi zihinsel aktiviteler ruh halinizi olumlu yönde etkileyebiliyor. 

-Özellikle sabahları uyandığınızda oluşturacağınız rutinler günün geri kalanında kendinizi daha enerjik hissetmenizi sağlayabiliyor.


 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.