“Yeni cezaevine neden taşınılmıyor?”

KTAMS Genel Başkanı Güven Bengihan, ‘Merkezi Cezaevi’nin şu anki yapısıyla mahkumlar, tutuklular ve cezaevi personeli açısından uygun bir yer olmadığını, çağdışı ve insanlık onuruna yakışmayan şartlar içerdiğini vurguladı.
Yaşanan firar nedeniyle çalışanlara yönelik bazı kişilerin eleştiri yaptığını ve dalga geçtiğini belirten Bengihan, cezaevi çalışanları ile dalga geçen ve alay eden kişileri şiddetle kınadığını söyledi.
Güven Bengihan’ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şöyle.
 “1982 yılında 175 mahkûm ve tutuklu için inşa edilen ‘Merkezi Cezaevi’nde şu an 623 mahkum ve tutuklu bulunmaktadır. Cezaevi şu anki yapısıyla ne mahkum ve tutuklular ne de orada çalışan cezaevi personeli açısından uygun bir yer değildir.
Ülkemizde çocuklar veya genç suçlular için ‘Islah Evi’ bile bulunmadığı için cezaevinde diğer mahkumlarla birlikte kalmaktadırlar. Cezaevi binası ve koşulları orada bulunanları topluma kazandırma açısından yetersiz kalıyor. Aksine mahkum ve tutuklular işlemiş olduğu suçun türüne göre ayrı ayrı koğuşlarda kalması gerekirken maalesef karışık bir koğuş sisteminde kaldıklarından farklı suç türlerini de öğrenerek topluma potansiyel bir suçlu olarak dönmelerine zemin yaratmaktadır.
İşte böyle kötü koşullarda çalışmak zorunda kalan can güvenliğini de riske atarak kısıtlı imkanlarla büyük bir fedakarlık gösteren cezaevi çalışanları var. Yaşanan firar nedeniyle çalışanlara yönelik bazı kişiler eleştiri yapmakta ve dalga geçmektedir. Cezaevi çalışanları ile dalga geçen ve alay eden kişileri şiddetle kınarım. Herkesin saygı çerçevesinde eleştiriye açık olması gerektiğine inanıyorum. Firarda hata ve ihmal varsa soruşturmada ortaya çıkacaktır.
Yeni cezaevi binası biteli yaklaşık bir yıl olmasına rağmen neden oraya taşınılmıyor, neden hâlâ daha çağdışı, insanlık onuruna yakışmayan bir binada mahkumlar kalıyor, cezaevi personeli de görev yapmak zorunda bırakılıyor? Tüm bu olumsuzlukların sorumlusu cezaevi personeli değildir. Yıllardır bilinmesine rağmen bu sorunlara çözüm üretmeyen yöneticilerimizdir.”