banner913
banner932
banner1012

“Parola’nın anlamını öğrendiğim gün, çocukluğum bitti”

banner1020

TAK’ın eski müdürlerinden Perihan Aziz’in hayatını konu alan belgeselin ilk gösterimi yapıldı. Aziz’in belgeselinde de yer alan sözleri, izleyenleri duygulandırdı

banner974
“Parola’nın anlamını öğrendiğim gün, çocukluğum bitti”

banner971

“Parola’nın anlamını öğrendiğim gün, çocukluğum bitti” … “’Gazetecilik kadın işi değil’ dediler ama bir kadın olarak yaptıklarım, kadınların yapacaklarının teminatı oldu”… “Makarios’la fotoğraf çektirdik diye Denktaş bize fırça çekti”… “’Kansersin’ dediklerinde önce kendime defalarca ‘Ben ne yapacağım’ dedim, ardından ‘Pes etmek yok, yola devam, bu savaşı da yürüteceksin…”… “Soluk aldığım sürece yaşadığımı hissettirecek işler yapacağım…”… “Ben kendimi çok ihmal ettim. Kadınlar rutin sağlık kontrollerini yaptırsınlar. Yolum ne kadar sürer bilmiyorum ama inadına yaşayacağım!”
Gazeteci Perihan Aziz’in, belgeselinde de yer alan sözlerinden bazıları bunlar…
Türk Ajansı Kıbrıs’ın (TAK) eski müdürlerinden, Bağlıköy’de butik otel işletmecisi ve Lefke bölgesinde kurulan kadın kooperatifi 4K’nın destekçisi gazeteci Perihan Aziz’in hayatını konu alan belgeselin ilk gösterimi, önceki akşam başkent Lefkoşa’da yapıldı.
Kadın Öyküleri Derneği’nin (KÖDER) hayata değer katan kadınların yaşam öykülerinin yer aldığı belgesel projesi kapsamında, Koopbank sponsorluğunda hazırlanan Perihan Aziz belgeseli, Koopbank Genel Müdürlük Konferans Salonu’nda yer aldı.
Konuşmaların ardından, belgeselin gösteriminden önce, Perihan Aziz ile Lefke Gazi Lisesi’nde öğrenim gördüğü yıllarda Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olan Gülgün Serdar, sahneye çıkarak kısa bir sohbetle anılarını paylaştı.
Gülgün Serdar, Aziz’in 1968 yılında okul dergisindeki yazılarına atıf yaparak “Gazeteci olacağı belliydi… Perihan sessiz, sakin, dersi çok iyi dinleyen ama derse kalkmamak için her şeyi yapan biriydi. Ben her öğrencimi 5 dakika topluluk önünde konuşmaya zorlardım” diye konuştu.
Perihan Aziz ise öğretmenini, “Elime kalem veren, medeni cesaret veren, sahnede konuşma cesareti veren, sahnede konuşmaya zorlayıp ‘ama ben bayılırım’ dediğimde ‘bayılırsan kucağıma düşersin’ diyen kişi” olarak tanımladı.
Lefke yakınlarındaki küçük köy Ambeligu’da (bugünkü Bağlıköy) doğduğunu, hem mutlu hem mutsuz bir çocukluk geçirdiğini, savaş yıllarını yaşadığını ve her Kıbrıslı Türk kadın gibi üzerine düşenleri yapmaya çalıştığını belirten Aziz, ilkokulun son sınıfındayken 21 Aralık 1963’te patlak veren toplumlararası olaylarda herkesin cepheye koştuğunu anlattı.
Perihan Aziz, o günlerden söz ederken “Bir köylümüz bana ‘bu akşamın parolası ‘bıçak’tır. Bunu unutma’ dedi. Anneme koşup ‘parola ne demek’ diye sordum. Parolanın anlamını öğrendiğim o gün, çocukluğumun bittiğini anladım” ifadelerini kullandı.
Gülgün Serdar, Perihan Aziz’in “en küçük mücahide” olduğunu söylemesi üzerine Aziz, babasının köyün şoförü olduğunu ve mücadele sırasında mesaj da taşıdığını, kendisinin de giysilerinin içine eklenen özel bölüme yerleştirilen mesajları taşıdığını anlattı. Perihan Aziz, kundaktaki küçük kardeşi Ahmet Aziz’in de mesajların taşınmasında kullanıldığını söyledi.
Ankara’daki üniversite yıllarına da değinen Aziz, babasının itirazına rağmen “sınıfı geçemezse geri gelmek” koşuluyla üniversiteye kaydolduğunu, bütün köy halkının kendisini uğurlamak için Lefkoşa Uluslararası Havaalanı’na gittiğini belirtti.
Perihan Aziz belgeselinde, kendisi yanında yakın arkadaşlarından emekli gazeteci Ümral Akpınar, kardeşi Ahmet Aziz, Kırsal Kalkınma Kadın Kooperatifi (4 K) Başkanı Deniz Solyalı, Lefke Belediye Başkanı Aziz Kaya ve Lefke Sivil Toplum Örgütleri Platformu Koordinatörü Teoman Oktay’la yapılan röportajlar da yer alıyor.
Ortaokul yıllarında bir bisikletlinin çarpmasıyla beyin kanaması geçiren ve ameliyatla sağlığına kavuştuğunda her şeyi yeniden öğrenmek zorunda kalan Perihan Aziz, Ankara’da gazetecilik eğitimi alıp adaya döndüğünde “Gazetecilik kadın işi değil” sözüyle karşılandığını, olumsuz cevap aldığı iş başvurularını da anlattı.
TAK’a 36 yıl hizmet veren Perihan Aziz, “Ajans yasasız, bütçesiz kuruldu. Meslektaşlarımız bile ajansı kabullenmezdi. Mesleğe başladığım yıllarda 1974 sonrası güneyden kuzeye göçler vardı ve insani duyguların tümünü hep yaşardık. Haberlerimizle tarihe not düştük” derken yakın arkadaşı Ümral Akpınar, Perihan Aziz’in göçmenlerin otobüslerle gelişini izlediği tüm haberlerden dönüşte göz yaşı döktüğünü söyledi.
Perihan Aziz, Kıbrıs sorunuyla ilgili birçok habere de imza attı. 1977-79 Doruk Anlaşmaları, Denktaş-Makarios görüşmelerine değinirken bir anısını paylaşan Aziz, Makarios’la toplu fotoğraf çektiren Kıbrıslı Türk gazetecileri ertesi gün Rauf Denktaş’ın fırçaladığını ifade etti.
Geçen yıl kanser tanısı alan ve zorlu bir tedavi sürecinden geçen Perihan Aziz, belgeselinde bu konuda da konuştu. Aziz, özetle şöyle devam etti:
“’Kansersin’ dendiğinde kendime defalarca ‘ben ne yapacağım’ diye sordum ve sonra ‘Pes etmek yok. Yola devam. Bu savaşı da layıkıyla yürüteceksin’ dedim. Soluk aldığım sürece yaşadığımı hissettirecek işler yapacağım. Psikolojik ve fiziki gücümü kaybetmemeye çalışıyorum.”
Kadınlara sağlık konusunda tavsiyelerde de bulunan Perihan Aziz, “Ben kendimi çok ihmal ettim. Kadınlar sağlık kontrollerini aksatmasınlar. Yolum ne kadar sürer bilmem ama inadına yaşayacağım” ifadelerini kullandı.
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.