banner913
banner932
banner1012

“Kendi ayaklarımız üzerinde durmalıyız”

banner1020

TDP Kurultayında yeniden başkanlığa getirilen ‘Özyiğit, Adalet, Özgürlük, Dayanışma’ vurgusu yaptı. Özyiğit “Bu toplumun varoluş mücadelesi, Türkiye’deki iktidarın yaptığı gibi birileri gelip kendisine ve iradesine saygısızlık yapsın diye verilmedi” diye konuştu

banner974
“Kendi ayaklarımız üzerinde durmalıyız”

banner971

Varoluş mücadelesi, birileri gelip saygısızlık yapsın diye verilmedi”
 
TDP Kurultayında yeniden başkanlığa getirilen ‘Özyiğit, Adalet, Özgürlük, Dayanışma’ vurgusu yaptı ve “Bu toplumun varoluş mücadelesi, Türkiye’deki iktidarın yaptığı gibi birileri gelip kendisine ve iradesine saygısızlık yapsın diye verilmedi” diye konuştu
 

  
 
Toplumcu Demokrasi Partisi’nin (TDP) 7’inci Olağan Kurultayında tek aday olan TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit genel başkanlığa seçildi.
“Şimdi daha güçlü, daha kararlı bir sesle: Adalet- Özgürlük - Dayanışma” sloganıyla önceki gün Lefkoşa’da The Paradise Park’ta yapılan kurultayda, yapılan oylamanın ardından divan başkanı Gülsen Bozkurt tek aday olan Cemal Özyiğit’in TDP Genel Başkanı olduğunu ilan etti.
Parti başkanlığına yeniden seçilen Cemel Özyiğit, parti üyelerine teşekkür konuşması yaptı.
Özyiğit, “Kıbrıs Türk halkının ekonomik ve çevresel tüm kaynaklarında tahribat yaratan; dünya nezdindeki siyasal tüm pozisyonunu berhava eden; hukuk, demokrasi, adalet gibi toplumsal yaşayış kültürümüzün kopmaz parçaları olan değerlerimize geri alınamaz yaralar açan; kamusal kurumlarımızın düzen ve işleyişini sonlandıran; Kıbrıslı Türkleri dışarıya el açmaktan başka çare yokmuş gibi bir pozisyona sokan bir anlayışın avuçlarında, bir toplumu var eden her şeyin çürüyüp yok olmasına canımız yana yana şahit olmaktayız” dedi.
 “KKTC devletinin özellikle ilk dönemlerde kamusal bir düzenin tesisi noktasındaki bir ihtiyaca karşılık verdiği gerçeği de göz ardı edilemez” diyen Özyiğit, şöyle devam etti:
“Gelgelelim yıllar içerisinde giderek zayıflayan hükümetler ve siyasal erk ile birlikte düşen üretim ve artan yozlaşma ile zaten uzun zamandır aksayan kamusal işleyiş, özellikle sırasıyla UBP-HP ve UBP-DP- YDP Azınlık hükümetleri ile tamamen yitirilmiştir. Ve bunu üzülerek belirtmek zorundayım; şu an Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, dış dünyada Türkiye'deki iktidarın dünya ile kavgasında bir rehine; kamusal anlamda ise başta Ulusal Birlik Partisi olmak üzere bazı siyasi partilerin örgütlenme alanı haline getirilmiş durumdadır.”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti her zeminde, her alanda ve her anlamda geri dönüşü olmayacak şekilde varlığını yitirmek üzere olduğunu söyleyen Özyiğit, şöyle konuştu:
“Yıllarca kendileri gibi düşünmeyenleri ‘KKTC düşmanı’ diye ilan edenler, kendi elleriyle devleti öldürmüş, şimdi de Kıbrıs Türk devleti gibi imalarla hepimizi cenaze namazına çağırıyorlar. Ama her ne yaparlarsa yapsınlar son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halkın iradesine yapılan aleni müdahaleleri, bozup kurdukları iktidarsız iktidarları, plansızlık ile batırdıkları ekonomiyi, bir devletin meclisine gecekondu deme cüretini gösterenler yanında susup oturanları bu halkın zihninden silemeyecekler.”
Cemal Özyiğit, TDP’nin 15 aylık hükümet döneminde, görev aldığı bakanlıklarda da çok kısa bir sürede çok etkin ve kalıcı izler bırakacak adımları attıklarını, projeler başlattıklarını söyleyerek, bunlara bazı örnekler verdi.
Özyiğit, “İki bakanlıktaki icraatların yanı sıra, en önemlisi, bizler bu hükümet boyunca bize bu gelenekten miras ‘temiz siyaset’ gömleğini bir gün bile üzerimizden çıkarmadık, en ufak bir leke ile kirletmedik” diye konuştu.
 “Geçmişe bakmak, bıraktığınız izleri seyretmek elbette güzel. Fakat bugün bunları bir kenara bırakmanın ve mevcut durumda yeni konuşacaklarımızı, geleceğin dünyasında yapacaklarımızı planlamamızın vaktidir diye düşünüyorum” diyen Özyiğit, partisinin, gündemden kopmayarak yeni siyasetini şekillendirip uygulamaya koymayı hedeflediğini söyledi ve ekledi:

 “Sosyal Demokrasi geleneği nasıl ki Sayın Akıncı’nın da önderliğinde çok öncelerden beri bu ülkede bazı ezberleri bozup; halkımızın yeni siyasetle, yeni yaklaşımlarla tanışması noktasında yol göstericilik yaptı, geçmiş ve gelecek arasında köprü oldu, bugün bu dönemeçte bizlerin üzerine yüklenen sorumluluk da budur arkadaşlar. Ama öncelikle bu yolu yürürken, şu 3 değeri çantamızdan hiç çıkarmamamız gerekiyor: ‘Adalet, Özgürlük, Dayanışma’. Sosyal demokrat geleneğimizin bize yüklediği bu üç değeri beyaz güvercinin kanatlarında yarınlara taşıdıkça hiçbir zaman yoldan sapmayacağımıza emin olabilirsiniz”
Cemal Özyiğit, salgından kaynaklı kapanmanın yaşandığı günlerde ekonomik plansızlığın acısını özellikle özel sektörün çektiğine işaret ederek, “Kendi kaynaklarını yönetemeyen ve Türkiye’ye el açmaktan başka hiçbir ekonomik stratejisi olmayan iktidarlar ile ne halkın ne de yatırımcının hiçbir zaman kendini ekonomik güvencede hissetmeyeceği artık açık ve net ortadadır” diye konuştu.
TDP olarak, adanın potansiyel ekonomik kaynaklarının daha hızlı realize olması için özellikle Türkiye Cumhuriyeti ile yapılacak ekonomik işbirliği anlaşmalarının öneminin fakında olduklarını belirten Özyiğit, “Fakat bu anlaşmaların özellikle son dönemde olduğu gibi iki ülke arasındaki çarpık bir ilişkiyi besleyen tamamen siyasi bir araca dönüşmesini de kabullenemeyiz” ifadesinde bulundu.
Özyiğit, “Bilinmelidir ki TDP bugünden sonra yerel ekonominin tüm paydaşları ile çizeceği ekonomik kalkınma modeline uygun finansman projelerinin desteklenmesi için TC Hükümetleri ile sadece doğru bürokratik zeminde masaya oturacaktır. TDP’nin bundan sonraki dönemde üzerinde duracağı ve iki ülkenin tarihsel bağlarını, karşılıklı saygın ilişkiyi ve bölge için gerekli güçlü ittifakı destekleyecek doğru zemin tam da budur” dedi.
Özyiğit, konuşmasına şöyle devam etti:
“Fakat şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Türkiye’deki mevcut iktidarın bizlerin özgür irade ve özgün kimliğimizi sürdürmemiz noktasında bizlere son dönemde yaşattıkları üstü örtülecek cinsten değil. Siyasi görüşü ne olursa olsun hiçbir onurlu Kıbrıs Türkü bunu hazmetmedi ve bunu unutmayacak. Bildiğiniz gibi TDP olarak bizler de buna yönelik tutumumuzu Sayın Erdoğan’ın Kıbrıs ziyaretinde göstermiştik. Bu toplumun yıllar süren varoluş mücadelesi, Türkiye’deki mevcut iktidarın yaptığı gibi birileri gelip kendisine ve iradesine saygısızlık yapsın diye verilmedi. Buradan bilinmesini isterim ki TDP bugünden sonra da mevcut ilişki biçiminin devamını öngören hiçbir adımın parçası olmayacaktır.”
TDP’nin bugünden itibaren Kıbrıs Türk halkı için belli konularda ısrarcı bir şekilde talepkar olacaklarını söyleyen Özyiğit, Kıbrıslı Türklerin “kendi ayakları üzerinde durmasını istediğini söyleyen herkesin artık bu konudaki samimiyetini ortaya koyması gerektiğini” belirtti ve şunları söyledi:
“Kıbrıslı Rum Lider Anastasiadis’in, Kıbrıslı Türkleri yok sayan adımlarını tüm dünya daha net görmelidir. Özellikle Avrupa Birliği her fırsatta dünyaya bağlanma talebini yenileyen, üstelik kendi vatandaşlarının oluşturduğu bu toplumun ticari imkanlarını genişletecek adımları artık samimiyetle atmalıdır. Kendi ayaklarımız üzerinde durmamızı istediğini ifade eden herkesin artık bu konudaki samimiyetini ortaya koyması gerekmektedir.”
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.