Erçin SELASİYE
Lefkoşa’nın Rum kesimindeki merkezi cezaevinde işkenceyle öldürülen 41 yaşındaki Kıbrıslı Türk Tansu Çıdan’ın ardından acılı ailesi, devlet yetkililerinin konuya ilişkin ilgisiz kalmasından yakınıyor.
Çıdan’ın eşi, ceset üzerinde yaralar ve çiziklerin olduğunu, gözünün morardığını ve burnunun kırıldığını belirtirken, annesi İlmiye Çıdan bu durumu “vahşeti gördük” sözleriyle yorumladı.
Oğlunun 3 gün süreyle işkenceye tabi tutulduğunu, Rum cezaevi yönetiminin bunu görmezden gelemeyeceğini belirten İlmiye Çıdan, bu konuyu yargıya taşıyacaklarını söyledi ve yargıya başvurma konusunda KKTC hükümetinin kendilerine yardımcı olmasını istedi.
İlmiye Çıdan şöyle dedi:
“Konuyla ilgili Dışişleri Bakanlığı ilgilendi ama başka hiçbir yardım almadık, cenazemize sahip çıkmadılar. Cenaze sadece bize ait değil hükümetimize de aittir. İşlenen bu suç sadece bize yapılan bir suç değil. Bütün hükümetimize bütün halkımıza yapılan bir suçtur. Yanımızda biri olsun bizim davamızla ilgilensin isterdim. Ben davamı sürdüreceğim. Çocuğumun kanının hesabını soracağım. Bir de Ersin Beye sözüm var. Aramasını isterdim. Görüşme talep ettik, aramadılar sormadılar. Gezmelerine devam etsinler başka platformlarda kendilerini göstersinler.
Bir de TC Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum eminim ki ona sesimi duyursam o benim yanımda çocuğumun arkasında olacak. Benim altı tane çocuğu var. 4 tanesi İngiltere’de 2 tanesi burada.”
Ölümün ardından Tansu Çıdan’ı teşhisi eden amcası Hakan Çıdan ise yaptığı açıklamada “Yüzünde ve vücudunda morluklar vardı. Ben aldım çocuğu yıkandıktan sonra da gördüm aynı morluklar vardı. Çocuk tanınmaz haldeydi” dedi.
Tansu Çıdan’ın halası Sadiye Ceylangüden ise şöyle konuştu:
“Bu çocuk suç işledi davası görüldü cezaevinde 5 ay kaldı. Döve döve serinliğin saplarıyla çizgiler çizdiler. 32 saat boyunca bu çocuk işkence çekti. Ağzında diş yok burnu kırık her tarafı morarmış. Tanınmaz bir haldeydi.
Biz isterdik ki cumhurbaşkanımız bizim yanımızda olsun. Bu yalnız bizim evladımız değil Kıbrıslı Türk bir çocuktur. Bu olayı kınıyorum. Cenazemize kendi işi olsa bile yetkililerinden birini yollayabilirdi. Hiç kimse yanımızda olmadı. Bugün bizim yarın başka bir ananın yüreği yanar. Allah kimseye böyle bir acı yaşatmasın. Sayın Cumhurbaşkanımız 15 gün sonra bize zarfla başsağlığı mesajı gönderdi. Biz daha önce beklerdik. Benim aklım başımda olsaydı o zarfı kendisine iade edecektim. Bu saatten sonra bizimle görüşmesinler. Arasalar da gitmeyeceğiz.
Ne yazık ki içimiz çok doludur. İçimiz yanar. Dilerim Allahtan bunu yapanlar bizden daha fazlasını çeksin.
Bize ne yaptılar. Ancak zam yaptılar yediler içtiler ama bizim en acı günümüzde yanımızda olmadılar. Oyüzden bizim yanımızda olmadıkları için onlara çok teşekkür ederim. Biz acımızı kendimiz yaşarız.”
Cinayetle ilgili Rum tarafının her gün açıklama yaptığını ancak KKTC yetkililerinden hiçbir ses çıkmadığına dikkat çeken Sadiye Ceylangüden, davanın peşini bırakmayacaklarını ve gerekirse AİHM’e kadar gideceklerini açıkladı.
Tansu Çıdan
İlmiye Çıdan
Sadiye Ceylangüden
Hakan Çıdan
