banner913
banner932
banner1012

Bugün 22 Mayıs uluslararası biyolojik çeşitlilik günü

banner1020

Biyologlar Derneği Başkanı Hasan Sarpten, iklim değişikliğinin doğal yaşamı tehdit ettiğine dikkat çekti. Sarpten, 22 Mayıs Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, Kıbrıs’ın bir ada ülkesi olmasına rağmen çok sayıda canlı türüne ev sahipliği yaptığını hatrlattı.

banner974
Bugün 22 Mayıs uluslararası biyolojik çeşitlilik günü

banner971

 

“Bu değerlerin korunması gelecek nesillerin sağlıklı bir çevrede yaşayabilmesi açısından olmazsa olmazlar arasında yer almaktadır. Ne yazık ki yapılan bilimsel çalışmalar ülkenin sahip olduğu biyolojik çeşitliliğin her yıl giderek azaldığına işaret etmektedir” diyen Sarpten, şöyle devam eti:

“Hayvanların doğal yaşam alanlarının gün gittikçe daralması ve bazı konularda olan bilinçsizliğin hat safhada olması birçok bitki ve hayvan türünün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına neden olmakta. İnsan kaynaklı suistimaller, aşırı ve çarpık yapılaşma, devlet ayağından yaptırımın sağlanamaması ve her geçen gün daha fazla hissettiğimiz iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden ötürü birçok canlı türümüz yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmakta.”

İnsan faaliyetlerinin atmosferde yarattığı etkinin küresel ortalama sıcaklıkların artmasına neden olduğunun bilimsel olarak ortaya konduğuna işaret eden Sarpten, şunları kaydetti:

“Elbette, küresel iklim değişikliğinin etkisi sadece sıcaklıklardaki artıştan ibaret değil. Dünyanın değişik bölgelerinde yaşanan kuraklık, seller, şiddetli kasırgalar gibi aşırı hava olaylarının sıklığı ve etkisinde artış, ekosistemlerde yaşanan değişimlere bağlı olarak canlı türlerinin sayısı ve çeşitliliğindeki azalmalar ile son yaşanan virüs pandemisi iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinin bir sonucudur. Akdeniz’in doğusunda konumlanmış bir ada ülkesi olarak Kıbrıs da iklim değişikliğinin bu yıkıcı etkilerinden nasibini almaya başlamıştır ve bu etki artarak devam edecektir. Kış aylarındaki seller ve yaz aylarındaki yangınlar da bu çerçevede değerlendirilmelidir.

Üstelik, sadece karasal ortamda değil, denizel ortamda da ciddi değişiklikler yaşanmaktadır. Son 40 yılda Akdeniz’de 0,4 derecelik bir artış olduğu ve yükselme trendinin devam ettiği bilinmektedir. Deniz suyu sıcaklığında göreceli olarak ‘küçücük’ bu artış bile deniz ekosisteminde ciddi değişikliklere yol açmaktadır.  Bu duruma sadece suyun sıcaklığındaki artış olarak değil, ekosistemin bozulması olarak bakmak daha doğru olacaktır.

Öyle ki, sahillerimizde daha önce görülen bazı canlılara artık neredeyse hiç rastlanmaması iklim değişikliğinin etkisinden kaynaklanmaktadır. Çok değil, 20 yıl önce sahillerimizde sıklıkla görülen denizkestaneleri bu açıdan çok önemli bir örnektir ve denizlerimizde tükenme noktasına gelmiştir. Öte yandan, daha önce hiç rastlanmayan deniz canlılarındaki artış da kayda değer bir şekildedir. Son yıllarda Kızıldeniz kökenli istilacı türlerin sayısındaki artış yerli türlerimizi, hatta biz insanları da tehdit eder boyuta ulaşmıştır. Bu gibi canlılara aslan balıkları, balon balıkları ve son günlerde dikkat çeken denizanaları örnek olarak verilebilir.”

“DENİZANALARININ ARTIŞI DA İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE BAĞLI”

Son günlerde ülkede yaşayanları tedirgin eden denizanası artışının iklim değişikliğine bağlı olduğunu anlatan Sarpten, şu bilgileri verdi:

“Geçmişte kıyılarımızda neredeyse hiç rastlanmayan denizanalarının artışındaki temel neden iklim değişikliğine bağlı deniz ekosistemindeki değişikliktir. Bunun yanında denizlerimizin kirliliği de denizanası sayısının artışına olumlu katkı yapmaktadır. Atıklar ve gerektiği şekilde arıtılmamış atık suların denize bırakılması ile artan organik maddeler denizanalarının besinini oluşturur ve sayılarının artmasına sebep olur. Her geçen yıl denizlerimizde daha fazla miktarda görülen denizanaları bu yıl, sıcaklıkların bir anda aşırı artmasının da etkisiyle patlama yapış ve yoğunlukları artmıştır. Birkaç hafta içinde bu yoğunluğun bir miktar azalacağını tahmin etmekteyiz. Bununla birlikte, denizanaları artık denizlerimizde geçmişe göre daha fazla sayıda görülmektedir ve dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, vatandaşların temas etmemeye özen göstermesi ve olası temas halinde de alerjik tepkiye karşı yapılacak ilk müdahale konusunda bilinçli olması son derece önemlidir.”

Biyolojik çeşitliliğin ancak çevre bilinci gelişmiş toplumlar tarafından değer görüp korunabileceğine dikkat çeken Sarpten adanın doğasını korumak için her zamankinden daha bilinçli bir topluma ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

“Yaşadığımız çevre sorunları ve ‘doğal felaketler’ toplum olarak henüz bu bilinç seviyesine ulaşamadığımızın en temel göstergelerinden biridir” diyen Sarpten, Biyologlar Derneği’nin doğanın korunması adına her türlü mücadeleye devam edeceğini vurguladı ve 22 Mayıs Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü’nü kutlanacak bir gün değil, doğadaki yok oluşa karşı bir uyarı günü olarak değerlendirdiklerini kaydetti.

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.