banner913
banner932
banner1012

Dövizde tarihi rekor

banner1020

​Döviz rekora doymuyor, vatandaşların cebindeki para her geçen gün daha çok eriyor. Dolar 8.16’nın, Euro 9.66’nın, Sterlin de 10.65’in üzerine çıkarak tarihi rekora ulaştı

banner974
Dövizde tarihi rekor

banner971
 
 
Türk Lirası’nın döviz karşısındaki değer kaybı hızla devam ederken döviz kurlarındaki yükseliş dur durak bilmiyor. Dolar 8.16’nın, Euro 9.66’nın, Sterlin de 10.65’in üzerine çıkarak tarihi zirvelerini yeniledi.
Kurdaki her artış, vatandaşın nefesini biraz daha kesiyor.
Ülkemizde maaşların TL; araba, okul harcı, ev kirası ve birçok elektronik ürünlerin döviz üzerinden satılması dövizin hızlı yükselişiyle birlikte vatandaşların cebindeki parayı kat ve kat eritmeye devam ediyor.
Döviz borcu olan birçok vatandaş ne yapacağını düşünüyor. Dövizdeki artış zincirleme bir şekilde herkesi etkiliyor. Kirasını dövizle ödeyenler, kredi borcu olanlar artıştan en çok etkilenen kesim olurken, bunun yanı sıra ithal edilen ürünlerin fiyatlarının artması da dolaylı olarak tüm halka yansıyor.
Taksitlerini ödeyebilmek için dişinden tırnağından arttıran vatandaşın cebinde, ay ortasında mutfak masrafına bile yetecek kadar para kalmıyor.
Piyasadaki pahalılık nedeni ile vatandaş, mecburi olmadıkça ilaç bile satın almıyor. Vatandaş, ekonomik kemerini sıktıkça sıkıyor, esnaf da kan ağlıyor.
Uzmanlara göre doların rekor kırmasının başlıca dört ana sebebi var.
1) TC MERKEZ BANKASI’NIN FAİZ KARARI
İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı iktisatçı Prof. Dr. Ümit Özlale konu hakkında yaptığı açıklamada, “Türk Lirası'nın geldiği bu seviyenin rekabetçi olma isteğinin değil beceriksizliğin bir sonucu olduğunu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
TC Merkez Bankası’nın faiz artırmama kararını doların üzerindeki risklerden biri olarak gören Özlale, “Bugün herhangi bir üniversitede temel ekonomi derslerini almış bir öğrenci dış ticaret fazlası olmayan bir ülkede enflasyon ve risk primini düşürmeden faizler ve kuru aynı anda baskılamanın krize davetiye çıkaracağını bilir.” dedi ve şöyle devam etti:
Türkiye'nin en iyi araştırma olanaklarına ve beşeri sermayesine sahip kurumlarından biri olan Merkez Bankası'nın da bunu bilmeme ihtimali yok. O zaman insanın aklına gelen tek açıklama, dünyada sadece iki politikacının inandığı “enflasyonun sebebi faizdir” söyleminin bağımsızlığı çoktandır kalmamış Merkez Bankası marifetiyle Türkiye'de test edilmesi oluyor. Bunun maliyetini de yükselen enflasyon, artan faizler, kronik işsizlik ve iflasın eşiğine gelmiş şirketler olarak ödüyoruz.
Rekabetçi ve cari fazla veren ülkelerin para birimlerini değersizleştirmek yerine verimlilik odaklı politikaları tercih ettiklerini belirten Prof. Özlale, “Kaldı ki Sayın Bakan'ın şimdi savunduğu rekabetçi kur söylemiyle 2019'un sonunda yaptıkları arasında da büyük tutarsızlıklar var. Madem Türk Lirası'nın değer kaybı bize rekabetçilik getirecekti, neden 2019'un sonundan itibaren Türk Lirası'nın değer kaybını önlemek için milyarlarca dolar TCMB rezervi harcandı? Ya da neden kamu bankalarının çok büyük bir risk alarak döviz açık pozisyonu yaratmaları istendi?” diye sordu.
2) BIDEN’IN BAŞKAN OLACAĞI BEKLENTİSİ
Sozcu.com.tr’ye konuşan ekonomist Dr. Murat Kubilay ABD seçimlerinin Türk Lirası üzerinde baskı oluşturduğunu söyledi. Döviz cinsinden borçlu şirketlerin finansal güçlerini korumalarında sorun yaratabileceği için, bu şekilde devam etmenin sürdürülebilir olmadığını ifade eden Dr. Kubilay, “Ekonomi yönetimi şu anda büyümenin daha önce geldiği politikalar uyguluyor. Önümüzdeki günlerde de eğer Merkez Bankası ek tedbirler almazsa bu şekilde ilerleyecek.
Avrupa’daki corona virüsü vakalarının tekrar yükselişe geçmesi, Türkiye’de durumun kötüleşmesi ve çok yüksek ihtimalli olmasa da kapatmaların imkan dahilinde bulunması ve ABD başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti adayı Biden’ın olası seçim zaferi de Türk Lirasına baskı yapıyor. Bu noktada Merkez Bankası bir sonraki toplantı tarihi olan 19 Kasım’a kadar kuru, makul seviyelerde tutmaya çalışacak ancak bunun için yeterli önlemleri almadığından dışarısı bozulduğu için Türkiye’de de TL’nin değer kaybının yükselmesi kaçınılmaz hale gelecek.” açıklamasında bulundu.
Piyasalarda hayal kırıklığı olduğunu ve dolar kurunda yukarı yönlü bir yükseliş gerçekleştiğini belirten Dr. Kubilay, “Diğer taraftan Merkez Bankası’nın ağırlıklı ortalama fonlama faizini artırarak, fiili faizi yukarıda tutmasıyla da bu hayal kırıklığının hızlı bir spekülatif atağa dönüşmesi şu ana kadar önlenmiş duruyor. Dolayısı ile Türk Lirası son bir kaç aydaki istikrarlı değer kayıplarına devam ederken çok büyük hızlı sıçramaları da görmüyor.” dedi.
3) TÜRKİYE’NİN BORCUNU ÖDEYEMEYECEĞİ ENDİŞESİ
Yalova Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Baki Demirel ise Türkiye’nin borçlarına vurgu yaptı.
Doç. Dr. Demirel, “En önemli endişe küresel çevrelerde bu kadar borcun ödenemeyecek olması yönünde. Kur yükselmesin diye kaybedilen yaklaşık 120 milyar dolar da bu endişeleri artırıyor.
Merkez Bankası’nın faiz konusunda yarattığı son belirsizlik hem faiz hem de döviz kuru üzerindeki baskıyı artırıyor. Merkez’in politikalarına olan güven azaldı. Faizi yüzde 24 seviyesinden çok hızlı bir şekilde yüzde 8.25 seviyesine çekti. Ancak aynı şekilde yükseltemiyor.” açıklamasında bulundu.
4) JEOPOLİTİK RİSKLER TAKİP EDİLİYOR
Piyasada TCMB kararı haricinde yakından izlenen gelişmeler arasında ABD seçimleri, Brexit, corona virüsünde küresel ve lokal artış trendi, AB ile tansiyonun yeniden artması endişesi, Azerbaycan-Ermenistan gerilimi ve S-400 hava savunma sistemleri konusunda devam eden süreç öne çıkıyor.
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.