banner913
banner932
banner1012

Bu yolculuk sonsuz

banner1020

Dr. Küçük için AKM’de tören düzenlendi. Esen Küçük, özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin hala baki kaldığını söyledi ve ekledi: “Hiçbir güç onların sevgisini kalbimizden sökemez, resimlerini pullarımızdan silemez, büstlerini indiremez”

banner974
Bu yolculuk sonsuz

banner971

Kıbrıs Türk Halkının Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük’ün 35’inci ölüm yıldönümü nedeniyle Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi’nde anma töreni düzenlendi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan tören Küçük ailesi adına Esen Küçük’ün konuşma yapmasıyla devam etti. Ardından Lefkoşa Türk Lisesi korosu sahne alarak müzik ve şiirlerle Küçük’ü andı. “Özgürlük Liderimiz Dr. Fazıl Küçük” temalı oratoryo ile tören sona erdi.

Oratoryo büyük beğeni topladı

Dr . Fazıl Küçük’ün torunu Esen Küçük, konuşmasında, Dr. Fazıl Küçük’ün yaşamını sürdürdüğü günlerden bugünlere şartlar değişmiş olsa da özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin hala baki kaldığını söyledi ve bu mücadelenin her millet için baki olduğunu, bu yolculukta sürdürülecek zamanın o milletin var olma süresiyle eşdeğer olduğunu ifade etti.
Bu yolculuğun ışık tutanının, yol gösterenin ise “lideri” olduğunu kaydeden Esen Küçük, bir yazarın “lider nedir” yazısında “her mücadelenin doğal bir lider yarattığını, liderlerin atamayla, delege desteğiyle olunamayacağını, ölseler de hala adlarının unutulmadığını ve bu yolculuğun sonsuz olduğunu” dediğini söyledi.
Dr. Fazıl Küçük’ün, bağımsızlık mücadelesini bir topluma aşılamayı, harekete geçirmeyi görev edindiği için Kıbrıs Türk toplumunun lideri olduğunu kaydeden Esen Küçük, bu mücadelenin bir millet hayatta kalsın, istiklal marşını okuyabilsin, özgürce dilini konuşabilsin diye verildiğini belirtti.
Bu mücadelenin bir odada oturarak verilemeyeceğini dile getiren Esen Küçük şöyle konuştu:
Dr. Fazıl Küçük, Kıbrıs Türk toplumunun lideri oldu çünkü bağımsızlık mücadelesini bir topluma aşılamayı, harekete geçirmeyi, bir vizyon kazandırmayı kendine görev edinmiştir...bu mücadele, kendini bir kahraman gibi göstermek için veya bir seçim oyu için değil, bir milletin hayatta kalması içindir...

Yıllar sonra bugün çocuklarımız pazartesi sabahları istiklal marşını okuyabilsin, özgürce dilimizi konuşabilelim, torunlarımızı hatta torunlarımızın çocuklarını görebilelim diye...

Bu mücadele bir odada oturarak verilemezdi-zaten öylede lider olamazdı-. kah köy kahvelerinde sabahlara kadar konuşarak kah tarlalarda birlikte hasat toplayarak ; inançsız, çaresiz bir topluma umut verebilmeliydi bir lider.

Göğsünde iman ve inanç, milletine sahip çıkmaya hazır, hiçbir dayatmaya boğun eğmeyecek bir toplum yaratıldı ve bu toplum kendi liderini kendisi seçti...

Bu lider sayesindedir ki ‘bir avuç insan bir karış toprağa sarıldı’...

Bir toplum liderine olan inancını, bağlılığını ne zaman kaybederse o zaman gerilemeye yozlaşmaya mahkumdur..

İşte o zaman kültürel ve manevi kayıplar, toplumda bölünmeler, huzur bozan örgütler ve ırkçılık ortaya çıkar.

Oysa ki liderler ölümlerinin üstünden yüzyıllar geçse bile ülkelerine rehberlik etmeye devam eder. İhtiyaç duyulan her an kulaklarda bir fısıltı, kalplerde bir çarpıntıyla hep ordadırlar aslında. Liderlerine sahip çıkma başarısı ise bir ülkenin gençlerinin doğru  eğitimi ve yüreklerinde taşıdıkları millet sevgisiyle mümkündür. Bu yüzdendir ki ne yaşanmış olursa olsun her ülkenin sorgusuz-sualsiz ,kayıtsız- şartsız kalben bağlı oldukları liderleri vardır; Afrika’nın Nelson Mandela’sı, Küba’nın Fidel Castro’su ve Türk milletinin Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü gibi. Yöntemleri farklı olsa da amaçları tektir ‘ayakta kalmak’!! Çünkü Josef Stalin’in de söylediği gibi ‘ayakta ölmek diz üstü yaşamaktan daha iyidir!’

Liderlerin gözlerindeki ışık sönmez, yazılarındaki mürekkep eskimez, imzaları silinmez. Hiçbir güç onların sevgisini kalbimizden sökemez, resimlerini pullarımızdan silemez, büstlerini indiremez. Değil 35, 135 yıl geçse de bu gerçek değişmez. Unutmamalıyız ki; sonsuz yolculuk Dr Fazıl Küçük’ün 15 Ocak 1984’te çıktığı değil bize bıraktığı milli mücadelemizdir!

Unutmamalıyız ki; sonsuz yolculuk denen yol, Dr. Fazıl Küçük’ün 15 Ocak 1984’de çıktığı değil bize bıraktığı milli mücadeledir. Ardında ne ailesine ne de ülkesine liderliğini sorgulatacak, ıspata lüzum bırakacak şaibeye yol açacak en ufak bir iz bırakmamasının haklı gururu ile sonsuz liderimizin sonsuz anısı önünde saygıyla eğiliyorum.”

 

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.