banner913
banner932
banner1012

CHP’li Belediye Başkanlarının Kıbrıs’a toplu ziyareti, bir işe yarayacak mı?


Hasan KAHVECİOĞLU

Hasan KAHVECİOĞLU

Okunma 30 Kasım 2021, 12:40

CHP’nin; İstanbul, İzmir, Antalya, Adana, Aydın, Mersin, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanları, geçtiğimiz günlerde Kıbrıs’taydı…
“Resmi” makamları ziyaret ettiler, bol bol “milli dava”dan ve “iki devlet tek millet”den söz ettiler…
CHP’nin böylesine bir “heyet” oluşturarak KKTC’ye göndermesi, hiç kuşkusuz ki geç de olsa çok yerinde ve “iyi bir başlangıç” oldu…
Türkiye’nin siyasal partileri, resmi kurumları, sivil toplum örgütleri elbette Kıbrıslı Türklerle çok daha yoğun biçimde ilişki içinde olmalıdır…
Buna kimsenin itirazı yoktur…
Özellikle son yıllarda Kıbrıs’ın kuzeyi, AKP’nin “at koşturttuğu” bir “mahalle”ye dönüştürülürken, ana muhalefet CHP’nin buna “uzaktan bakması” büyük bir siyasal zafiyetti…
AKP; TC devletinin olanaklarını da kullanarak burada ciddi biçimde örgütlendi. Temsilciliği var, gençlik kuruluşları oluşturdu… Burada ikide bir çalıştaylar düzenliyor. TC devletinin tepesindekiler burada parti faaliyetlerine katılıyor…
Ne yazıktır ki tarihimizde alışık olmadığımız bu yeni manzara karşısında, yerel siyasetçiler susuyor, AKP’nin yaptıklarını sineye çekiyor…
Ancak Kıbrıslı Türkler, genel olarak TC’deki siyasal partilerin buralarda örgütlenmesini hoş karşılamıyor, iç siyasetimizde “rol” üstlenmelerini ve “ağırlık” sahibi olmalarını doğru bulmuyor.
Aslında CHP’nin bu geç kalmış “insiyatifi”nin arka planı dikkat çekicidir. Bu koskoca heyetin “Parti Başkanı Kılıçdaroğlu’nun direktifi” ile buralara gelmesinin öyküsü geçen yılın Kasım ayına uzanıyor…
Bir yıl önce Kılıçdaroğlu; partisinin Hatay Belediye Başkanı’na “CHP’nin KKTC temsilciliğinin çalışmalarına destek olmak” şeklinde bir “görev” vermişti.
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, bundan onur duyduğunu söyledikten sonra “KKTC’yi daima vatanımızın bir parçası olarak görüyoruz" demişti.
Başkan, bu “pot”larının ardından da asıl “bomba”yı patlatmıştı:
"Sayın Genel Başkanımızın verdiği görevi en iyi şekilde yerine getireceğiz. KKTC'nin siyasi olarak tüm dünyada tanınması için yoğun çaba göstereceğiz" demişti.
CHP Genel Başkanı, partisinin Hatay Belediye Başkanı’na “Git Kıbrıs’ta bizim parti temsilcisine destek ver” demiş, o da bundan “KKTC’yi dünyaya tanıtma” anlamını çıkarmıştı.
Başkan’ın böylesine bir “misyon” üstlenmesi, o günlerde medyamızda alay konusu olmuş “KKTC’nin tanıtılması Hatay belediyesinin boynuna asıldı” şeklinde yorumlar yapılmıştı…
Başkan, sonunda aldığı göreve ilişkin ilk “icraat”ını yaptı ve partisinin 6 Büyükşehir Belediye Başkanı’nı toparlayarak buralara getirdi…
Bu ziyaretin “hamaset” bölümünü konumuzdan ayıklarsak, CHP’li büyükşehir belediye başkanlarının, KKTC’deki 28 belediye ile karşılıklı işbirliği yapması büyük bir “adım” olacaktır. CHP’li heyet başkanının “Tecrübeli ve vizyoner belediye başkanlarımızla, belediyelerimize nasıl katkıda bulunabiliriz, belediyelerimizin başarısını nasıl artırabiliriz, onun gayreti içerisinde olacağız” şeklindeki açıklaması, ziyaretin “sınırlarını” ortaya koymaktadır.
Nitekim CHP’li başkanlar “belediyeler” düzeyinde işbirliğine yönelik bazı somut adımlar da atmışlardır.
Tabii; CHP’li başkanların ziyaretini “TC Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik” bir adım olarak değerlendirenler de olmuştur medyamızda…
Adada yaşayan çift pasaportlu Hataylı nüfusun, neredeyse Kıbrıslı Türkler’e yaklaştığı düşünüldüğünde “yandaş medyanın” bu kaygısını da not etmek gerekiyor.
Elbette CHP’nin bu “belediyelerin işbirliği” girişimi, Kıbrıs’ta bu alan içinde tek başına “at oynatan” AKP’nin karşı  ataklarına yol açacaktır.
AKP; bugüne kadar Kıbrıs’ta “iç politika”daki etkisini, belediyeler üzerinden kullanıyor ve bunda başarılı oluyordu…
TC’nin Lefkoşa Büyükelçiliği, yerel yönetimlere sağladığı finansal destek ve yürütülen projeler sayesinde belediyeler üzerinde “yaptırımcı” bir etkiye sahiptir.
Bu yüzden CHP’li belediyeler ile KKTC’deki belediyelerin işbirliği yapması, büyük “risk” almak ve AKP’nin hışmına uğramak anlamına gelmektedir…
Geçmiş seçimlerde yaşanmış “müdahale”ler vardır; cezalandırılan, korkutulan belediyeler vardır, bolca para akıtılan belediyeler vardır…
Son “örnek” ise çok dikkat çekicidir…
KKTC’nin Kurucu CB Denktaş’ın, Lefkoşa’da Cumhuriyet Parkı’ndaki “anıt mezarı” yıllardan beridir bitirilemiyor…
AKP; Lefkoşa’da yemyeşil bir alana yeni “külliye” ve “saray” inşa etmek için büyük bir bütçe ayırdı ama Denktaş’ın mezarını görmezlikten geliyor… Eski lidere adeta bir “itibarsızlaştırma” uygulanıyor…
Birkaç ay önce, demokratik sol TDP’nin elindeki Lefkoşa Belediyesi ile İstanbul Belediyesi ortak bir proje ile Denktaş’ın “anıt mezarını” birkaç ay içinde bitirebileceklerini açıkladılar…
İstanbul Belediyesi, Meclisinde “oybirliği” ile projeyi onaylattı. 15 milyon TL. dolayındaki finansmanı üstlendi ama KKTC Hükümeti sevinmek yerine projeyi reddetti. İşin içine bir üniversite dahil edildi. Sonra park askere verildi…
Denktaş ailesi, iki belediyenin projesini destekliyor, bunu açıkça ilan ediyor ama UBP Hükümeti bir türlü karar alamıyor…
Neden?
Erdoğan ve AKP korkusundan…
Ekrem İmamoğlu, CHP heyetinin görüşmeleri sırasında, yeni UBP Başkanı Başbakan Sucuoğlu’ndan bu konuda “destek” talep etti. Sucuoğlu ise kendisinden önceki Başbakan gibi susmayı tercih ediyor…
Bakalım… CHP ile AKP’nin Kıbrıs’ta “belediyeler” üzerinden yeni bir “çatışma alanı” oluşturmasının altında kim kalacak dersiniz?
Elbette bu ülkeden gidecek başka yeri olmayanlar…
 
 
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.