banner913
banner932
banner1012

YKP, Barcelona'da Avrupa Güneyi Forumuna katıldı

banner1020

Yeni Kıbrıs Partisi 23 ve 24 Ocak’ta Barcelona’da düzenlenen 1. Avrupa Güneyi Forumuna katıldı. Forumda YKP’yi Yürütme Kurulu üyesi Murat Kanatlı temsil etti. 1. Avrupa Güneyi Forumu, Syriza, Izquierda Unida (IU) ve Iniciativa per Catalunya Verds-Esquerra Unida i Alternativa (ICV-EUIA), inisiyatifinde Avrupa Sol Partisi ve Avrupa Yeşiller Partisi desteğinde düzenlendi. Forumun toplantıları çerçevesinden Avrupa’nın çeşitli yerlerinden 50 örgüt, politik parti, sosyal hareket, sendika ve entelektüeller, aktivistler yeni ittifaklar oluşturma ve kemer sıkma politikalarına son vermek için yeni stratejiler oluşturmak için bir araya geldi, bu çerçevede çeşitli başlıklarda toplantılar yapıldı, Barselona Deklarasyonu sonuç bildirgesi şeklinde yayınlandı. Yayınlanan deklarasyon şöyle: BİRİNCİ AVRUPA GÜNEYİ FORUMU BARSELONA DEKLARASYONU

banner974
YKP, Barcelona'da Avrupa Güneyi Forumuna katıldı

banner971

Şimdi kemer sıkma politikalarını durdurmanın zamanıdır! Şimdi demokrasi ve dayanışmanın zamanıdır! Avrupa’yı değiştirmenin tam zamanı!

 

Birinci Avrupa Güneyi Forumu için Barselona’da buluşan biz siyasi parti temsilcileri, sosyal hareket temsilcileri, sendika temsilcileri ve Avrupa Güneyi’nin diğer sosyal aktivistleri, Troyka’nın gündemi, ulusal kemer sıkma programları ve yapısal karşı reformları aracılığıyla ülkelerimize vahşice dayatılan neoliberal kemer sıkma politikalarının üstesinden gelmek için beraber çalışacağımızı beyan ederiz. Hep beraber, Avrupa’nın demokrasi, dayanışma ve sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik temelinde yeniden kurulması yönünde, krizden ilerici bir şekilde çıkmanın kolektif ve somut alternatifini savunuyoruz.

Mevcut kriz bir dizi “ulusal anormallik” veya Kuzey ve Güney Avrupa arasındaki çatışmanın sonucu ortaya çıkmamıştır. Aksine, bizim önceliğimiz, neoliberalizm karşıtı mücadelenin Avrupa ayağını genişletmek ve vahşi kemer sıkma politikaları, gerici, şöven ve aşırı sağ proje ve güçlerin canlanmasına karşın Avrupalıların birlik ve beraberliğini geliştirecek Avrupalı çözümleri savunmaktır.

Euro bölgesinin geleceğini tehlikeye atan kemer sıkma politikalarının hemen sonlanması planımız ve ekonomik ve sosyal gelişim için alternatif stratejimiz değil, Avrupa’daki mevcut muhafazakar çoğunluk tarafından kollanan neoliberal düzenin empoze ettiği yıkıcı kemer sıkma politikalarıdır.

Avrupa’daki krize son vermek ve Avrupalı insanların birliği fikrini kurtarmak için acil politika değişikliğine ihtiyacımız vardır:

  1. Avrupa için yeşil bir Yeni Anlaşma. Avrupa ekonomisi ortalama %12’den fazla işsizlik oranıyla altı yıllık bir krizin içerisindedir. 1930larda olduğu gibi bir deflasyon Avrupa’nın kapısındadır. Avrupa, ekonomik bir yeniden yapılandırma programını, ekolojik dönüşümü, insana yatırım, sosyal güvenlik, kamu hizmetleri, enerji, teknoloji ve altyapı üzerinde duran sürdürülebilir bir sosyal gelişimi karşılayabilmek için kolektif olarak az faiz oranıyla borçlanabilir ve borçlanmalıdır. Böylesi bir program, krizden zarar gören ekonomilerin içinden çıkılmaz bir ekonomik daralma ve yükselen borç oranları döngüsüden kurtulmasını, iş fırsatları yaratılmasını ve iyileşme sağlanmasını sağlayacaktır.
  2. İşsizliği sonlandırmak. Resmi kayıtlar tutulmaya başladığından beri şimdi Avrupa’daki en yüksek işsizlik oranı yaşanmaktadır. Şu anda Avrupa Birliği’nde 27 milyona yakın kişi işsizdir ve bunların 19 milyonu Euro bölgesindedir. Euro bölgesindeki ortalama işsizlik 2008’de %7.8 iken Kasım 2013’de %12.2’Ieri bulmuştur. Aynı dönemde Yunanistan’daki işsizlik oranı %7.7’den %27.4’e yükselirken İspanya’daki işsizlik oranı %11.3’ten %26.7’ye yükselmiştir. Acilen, Avrupa Merkez Bankası tarafından desteklenen hedeflenmiş Avrupa ve ulusal kamu yatırımları aracılığıyla güvenli, stabil ve onurlu işler ve başta vahşice mağdur edilmiş ve sosyal olarak dışlanmış gençler, kadınlar ve göçmenler için olacak şekilde tüm Avrupalılar için uygulanabilir yaşam fırsatları yaratacak bir iş yaratma planına ihtiyacımız vardır. 
  3. Kooperatifler ve küçük/orta ölçekli işletmeler için kredi genişletmesi. Avrupa’daki kredi koşullar git gide kötüleşmektedir. Küçük ve orta ölçekli işletmeler bundan en çok etkilenenlerdir. Özellikle krizden etkilenen Avrupa’nın güneyindekiler olmak üzere binlercesi sürdürülebilir olmadıkları için değil, kredi akışı ve talep olmamasından dolayı kapanmaya zorlandı. Olağanüstü zamanlar konvansiyonel olmayan eylemler gerektirir. Avrupa Merkez Bankası dünyadaki diğer Merkez Bankası örnekleri izleyip bankalara küçük ve orta ölçekli işletmelere kredi sağlayacakları koşuluyla ucuz kredi sağlamalıdır.
  4. Yeni Avrupa mali çerçevesinin, gerçekten sürdürülebilir ve gelişimsel bir mali politikanın ön koşulu olarak ertelenmesi.
  5. Sadece bankalara değil son çare olarak üye ülkelere de borç verebilen gerçek bir Avrupa Merkezi Bankası. Son çare olarak borç veren olma kararlılığı koşulsuz olmalıdır ve üye ülkelerin bundan yararlanabilmeleri Avrupa İstikrar Mekanizması’nın reform programlarına dahil olup olmamalarıyla ilgili olmamalıdır.
  6. Makroekonomik ve sosyal yeniden düzenleme. Avrupa içerisindeki dengesizlikleri düzenlemek için açıkları olan ülkeler kadar artıda olan ülkeler de çaba sarf etmelidir. Avrupa, artıda olan ülkeleri izlemeli, değerlendirmeli ve onların da canlandırıcı çabalar göstermelerini talep etmelidir ki açığı olan ülkeler üzerindeki tek taraflı baskı hafiflesin. Artıda olan ve açığı olan ülkeler arasındaki asimetrik ayarlamalar sadece açığı olan ülkelerin dezavantajına değildir. Bunlar Avrupa’ya bir bütün olarak zarar vermektedir. 
  7. Avrupalı bir Glass-Steagall Yasası. Ticaret bankacılığıyla yatırım bankacılığını ayırmak ve risklerin tehlikeli bir şekilde tek bir kontrol edilemez yapıda birleşmesini engellemek.
  8. Off-shore ekonomik ve girişim ile ilgili aktivitelerin vergiye tabi tutulmasını sağyacak etkin bir Avrupa yasası.
  9. Ülkeler, Avrupa ve uluslararası seviyeden bütün kamu aktörlerinin katılımıyla gerçekleşecek, Almanya’yı kendi geçmişinin mali külfetinden kurtaran ve ülkenin savaş sonrası yeniden yapılanmasının önünü açan 1953 Londra Borç Anlaşması’ndan esinlenen bir Avrupa Borç Konferansı. Böylesi bir konferansta her ülkeye, alacaklıya ve tahvil sahibine özel çözümlerin tartışılıp bulunacak, koşul ve faiz oranlarının kısmi yeniden yapılandırılmasını ve kamu borçlarının büyük bir kısmının düşürülecek ve geriye kalanını da ödenmesi için bir gelişim planı hazırlanacak. Bu bağlamda, mevcut bütün politika araçları kullanılmalı ki buna Avrupa Merkez Bankası’nın son çare olarak borç veren konumda olması da vardır ve ulusal borçlarının yerini Euro tahvil gibi toplumsallaştırılmış Avrupa borçları almalıdır.

 

Kriz başlamadan önce de sonra da, yukardaki fikirler neoliberal düzen tarafından “imkansız” ve “popülist” olarak tanımlanmıştır. Bugün, kemer sıkma politikalarına karşı somut alternatifler öneren bu tür fikirler daha fazla yayılmakta, insanlar tarafından savunulmakta ve birçok Avrupa ülkesinde sosyal ve siyasi çoğunluğun fikri olma yolunda ilerlemektedir. Yaygın mutsuzluğu ve umudu ekonomik demokrasi, halk iradesi ve çevresel sürdürülebilirlik için geniş bir değişim dalgasına çevirmenin tam da vaktidir. 2015 yılı, ülkelerimiz ve Avrupa için yeni bir tarihsel ilerleme döngüsünü işaret ediyor olabilir!

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.