banner913
banner932
banner1012

Sosyal Medyanın Sesi

banner1020

banner974
Sosyal Medyanın Sesi

banner971
39 yaşına gelmiş ama hâlâ tay tay yürüyen, hiç bir anomalisi ile yüzleşmeyen, eksiği gediği yüze vurulunca öfkelenen ama varlığı ona bağlı olduğundan, en çok da o eksik/gedik ve yanlışın devamı için didinen 39 yaşındaki bu devletin herhangi bir konuda planı programı yok.
(Nazar Erişkin)
 
Tıp öğrencisi hastalığı artık sadece tıp okuyanların muzdarip olabileceği bir rahatsızlık değildir.
Bizim fakültede okuduğumuz yıllarda , genelde üçüncü ve dördüncü sınıfta , nerdeyse öğrencilerin yarısının yakalandığı bir hastalık vardı. Tıp öğrencileri, kitaplardan öğrendikleri ve bir yerde çok sevimsiz buldukları bir hastalığın bütün semptomlarını bir süre yaşamaya başlarlardı. Tıp öğrencileri bu hastalığı atlatabilmek için hocalarına koşar tedavi isterlerdi ve konuya vakıf hocaların gülümsemesiyle yolcu edilirlerdi. Hastalıklar çeşitliydi. Ciddi bir kalp yetmezliğinden kansere kadar her olguyu yaşaya bilirlerdi. Yeter ki o kişi o hastalığın kendilerinde olduğu kanısına varsın. Tedavisi için ilgili hekimin “bir şey olmadığını” söylemesi yetmez, bazen ikinci hatta üçüncü görüş aranır, hatta psikiatrik desteğe ihtiyaç duyulurdu.
Bu hastalık o zaman vardı da şimdi yok mu? Var tabi. Hatta sadece tıp öğrencilerinde değil, internet kullanan birçok gençte de vardır. Sağlığına meraklı olsun meraksız olsun gençler internette okudukları her şeyin etkisinde kalıyorlar. Araştırayım doğruyu bulayım derken “Tıp öğrencisi hastalığına” yakalanıyorlar. Onların işi daha da zor. Zira hekime ulaşma şansları çok fazla değil. Tablo iyice yerleşiyor. O kadar ki hekimler bile kendilerine başvurulduğunda olayı çözmek için bir çok tektik yapmak zorunda kalıyor.
Anlayacağınız sağlık yanında boşuna zaman ve para kaybı.
İnternet, hayatımızda çok önemli bir yer tutuyor. Ancak oradaki her şey doğru değil. Ve yukarıda bahsettiğim bir de zararı var. Aman dikkat.
(Bülent Dizdarlı)
 

 
 
Bir 'yerel seçim' uyarısı!
 
“Parti değil de şahıs önemlidir, bu yerel seçimdir, ötekine benzemez…”
Partisi de önemlidir bal gibi!
Hele bir çöken belediyelere bakınız, göreceksiniz, hangi zihniyet, hangi parti!
Bir aday, bir siyasi partiden adaysa eğer… Ya da desteğini kabul ediyorsa bir siyasi partinin… O zihniyeti de içselleştirmiş demektir.
Kimse ve neye hizmet ettiğini bileceksin bu hayatta…
Onca yalanı, samimiyetsizliği, irada yoksunluğunu, demokrasi utancını görmezden geliyorsa bir aday… Partisini öyle seçiyorsa… Yürüdüğü yolun sonunda partizan istihdam da olacaktır, talimatla yönetim de… Yandaşlık da olacaktır savurganlık da…
Aynı yolu yürüyenler farklı yere varmazlar çünkü…
(Cenk Mutluyakalı)
 
İngiltereden yardım istedi: Rum Meclis Başkanı Anita Demitriyu, İngilterenin Kıbrıstaki yeni atanan Yüksek Komiseri, İrfan Sıddık ile yaptığı görüşmede, "Kıbrıs müzakerelerinin tekrardan başlatılması" için yardımcı olmasını istedi.
1968 de Beyrutta, BM gözetiminde başlatılan Kıbrıs Müzakereleri, çok kez, kesilmiş, yeniden başlatılmıştı. En son da Cran Montanada , Rum bozgunculuğu nedeniyle noktalanmıştı.
Üç beş ay sonra , Güney Kıbrısta Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Anastasiades ve ekibi, bir kenara çekilecek.
Kıbrıs sorununun çözümünü daha da çıkmaza sokmakla suçanan Anasatasiades, giderayak, müzakerelerin tekrardan başlatılmasını istemekte. O nedenle, Anna Demtriyu, Üç garantörden biri olan , UK-United Kingdom- BirleşikKırallık-İngiltere’den , start verilmesine yardımcı olmasını rica etti. Kıbrıs’taki Yüksek Komiser İrfan Sıddık’tan , girişimde bulunmasının yardımcı olabiileceğine işaret etti. Ve, her zaman olduğu gibi Türk tarafını ve Türkiye’yi suçladı. Sanki de, müzakere sürecini tıkayan, kapatan Türkiye imiş havaları yarattı. Halbuki, Montanadaki fırsatı kaçıran, bizzat Anastasiadesin olduğu, kendi medyaları ve muhalefet liderleri tarafından eleştirildi.
(Özcan Özcanhan)
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.