Türkiye, “garantörü” olduğu Anayasa’yı çiğniyor, Kıbrıs’ın toprak bütünlüğüne aldırmıyor, seçimlere hoyratça müdahale ediyor, kurultay basıyor, hükümet dağıtıyor, adanın kuzeyinde bir garabet tasarlıyor.
Kıbrıslı Türkleri saymıyor!
Yetmezmiş gibi hiçbir yasal, ahlaki, diplomatik zemini olmadan hınçla kimi insanlarımıza “ülkeye giriş yasağı” getiriyor.
Ali Bizden’e yönelik muamele, demokrasi ve insanlık utancıdır. Kıbrıs’a tam bir saygısızlıktır!
Çok daha önemlisi “ayrı devlet” iddiasıyla 23 Nisan çocukları gibi şenlik edasında “koltuk” tutan ama insanına, iradesine, kurumlarına, demokrasisine sahip çıkmayanlardır.
Kavga ve kuşatma tahminlerin ötesinde büyüktür.
Başımızı kaldıralım, ayağa kalkalım.
(Cenk Mutluyakalı)
Kimisi ödüllendirilir attaya, hellaya bullaya gezmeye götürülür, poh pohlanır, ödüller verilir;
▪︎Kağıttan yazılı metni bile okuyamayan kimisi rüyasında bile göremeyeceği koltuğa oturtulur
▪︎İstenmeyen tarafta olan emekçi de Havaalanlarında alıkonulur.
Bağımsızmışsın gibi yapınca çok seksi oluyorsun KKTC'em.
(Cenk Özdağ)
Ali Bizden olayı…
Türkiye’de 12 Eylül rejiminde bile böyle bir uygulama olmamıştır. Gerçekten inanılır gibi değil. Hukuk veya siyasetle izah edilecek bir durum değil.
(Mehmet Ekin Vaiz)
Şimdi, Bakanlar Kurulu'nun özel gündemle toplanmış olası gerekirdi...
- Maliye Bakanlığı Covid 19 ile mücadele için yeni kaynak ayırmış...
- Elimizdeki tek laboratuvarın eksikleri giderilmiş...
- Yeni pandemi otelleri sisteme dahil edilmiş...
- Yeni KİT alımları tamamlanmış...
- Belli başlı yerlere yasaklar getirilmiş...
- Denetimler artırılmış...
- Belediyeler sürece dahil edilmiş...
- Günde en az 10 bin aşı yapılması için hazırlıklar tamamlanmış..
Olmalıydı...
Sağlık Bakanlığı'nın tek başına karar alması yetmiyor. Devletin tüm kurumları ile sürece dahil olması gerekiyor.
Şansımız, vaka sayısı artsa da semptomsuz hasta sayısı çok fazla...
Doktorlarımız ne yapacağını biliyor; tedavi süreci hızlı tamamlanıyor.
Aşılı hastaların geneli, iki burun akıntısı, bir ishal, az kemik ağrısı ile süreci tamamlıyor.
Aşı konusunda sıfır taviz vermeliyiz.
Dediğim gibi...
Sadece Sağlık Bakanlığı yetmez...
Topyekün sorumluluk almalıyız.
Yoksa, hasta olursunuz, bakarlar...
Toplumsal kaybımız ise çok büyük olur...
(Hüseyin Ekmekçi)
Merhabalar arkadaşlar. Düşündüm de; okullar velilere aşı olmaları ile ilgili teşvik mesajı atsa kısmetse okulun açılacağı tarihte çocukların yaşadıkları ikametgahta 18 yaş ve üzerindeki tüm bireylerin aşılanması sağlanır. Şu anda vatandaş olsun olmasın KKTC'de yaşayan 18 yaş ve üzeri herkes randevusuz aşılanıyor. Böylece, toplum bağışıklığında hedeflenen noktaya ulaşmasına katkı sağlanmış olur. Kendimizi ve çevremizi de korumuş oluruz. Hatta Türkiye'de 12 yaştan itibaren tek doz veya asgari düzeyde ilaçla öğrencilerin aşılanması bile düşünülüyor. Bizde henüz öğrenciler için bir düşünce yok ama en azından evde yaşayan 18 yaş ve üzerinin aşılanmasına katkı olur. Hem aileler kendisini bir nebze korur, hem önceki aylardaki gibi iş kaybı olmaz, hem de okullar daha güvenli bir ortamda açılır.
(Derviş Atakan)
Bilip bilmeden, anlayıp anlamadan,
O her tarafa soktuğumuz Burnumuz var ya!
İşte onu, gereken yerlerde Maskenin içine sokabilmeyi
becerebilseydik, bugün bu durumda olmazdık.!
Bu da bizlere, toplum olarak, Şımarıklığa ve Bana bir şey olmaz mantığıyla hareket etme alışkanlığından, kolay kolay kurtulamayacağımızı işaret ediyor!
Bu arada, bu mantıkla hareket edenlerin, çok da kolay suçu yükleyerek, haklı duruma gelme konumlarını da unutmamak lazım!
Nasılsa, Devlet Suçlu, O suçlu, bu suçlu! bahaneleri
Hazırda bekliyor
Unutmayalım Lütfen!
Hepimiz bu Gemideyiz,
Batarsa, hep birlikte batacağız!
Olanlar da yine, Falancı köyde ki Berbere, Terziye, Tamirciye,
Filâncı sektördeki işçiye, Tezgahtara, Garsona, Kurpiyere vs.
Olacak!
Ve tabii yine Bilgisayar başında, Zombiye dönen çocuklarımıza olacak!
Vah KKTC Devletim Vaaah!
Yine bize, Hüsran ve yine bize Esmer Günler mi düşecek...
(Togay Menekşeli)
Sosyal Medyanın Sesi
