Ercan Devlet havaalanı için alınan grev kararı hükümet tarafından 60 gün ertelendi. Talepler belli; devletin kasasında beş kuruş yok. Türkiye ile imzalanan mali işbirliği anlaşması da devreye girmedi. Özel sektör de vergi ödeyemiyor. Tam bir kaos havası
Ara seçim kararı alınması için son bir hafta. Bu hükümet modeli ile bir seçim kararı alınması oldukça zor. İktidar topu muhalefete atıyor. Muhalefet “en erken” derken, hükümet “en geç” seçim tarihi için çabalıyor. Ara formül bulunamadı, yasa çiğnenecek, durum bu
Öneriyorum. Neden olacak tek vekil için ara seçim? Ersin Tatar Cumhurbaşkanı seçildi. Hangi partiden? UBP. O zaman, diğer partiler aday çıkarmasın. UBP tek bir aday çıkarsın. YSK da onu “vekil” ilan etsin. Mart 2020’de de zaten seçim var. 3 ay için kavga etmeyin. 1 vekil neyi değiştirecek?
(Hüseyin Ekmekçi)
Bir varmış bir yokmuş...
Uzak diyarlarda bir düşler ülkesinde; dün rakipleri için "Bazı siyasilerle fotoğraf çektirmek için sıraya giriyor" diye haber yaptıranlar, bugün "Bazı siyasilerle telefonda görüşüp tebrik kabul etti" diye haber servis ettirmiş...
Masal bitti bu kadar
(Bahar Sancar)
Arkadaşlar sanki eczaneler farklı marka aşıyla doldu ve bizi sinovaka mahkum etmişler gibi söylenenler yine çoğaldı. Dünya Sağlık örgütü geçen güne kadar yüze yakın ülkeye aşı ulaşmadığını açıklamıştı. Avrupalı aşı firmaları maalesef aşı patentlerini paylaşmadıkları için yüzlerce ülke tekelci aşı şirketlerinin kapasitelerini artırmasını beklemekte ve on binlerce insan da bu dönemde telef olmaktadır. Sinovak 3 ay önceden sağlıkçıların açıkladığı gibi %50 koruması olan, yan etkisi az, bulaşı önlemekte yetersiz ama hastalığa yakalananların hafif geçirmesini sağlayan bir aşı türü. Buraya kadar biliyoruz ama ilginç bir şekilde hala daha bu % elli konusu pişirilip pişirilip kamuoyu önüne sürülmekte ve aşılanmaya olan çekinceyi artırmaktadır. Bir ay önce yayımlanan bir anket vatandaşların %40'ın aşılanmaktan çekindiği ortaya koymuştu. Tabipler Birliği aşının etkinliği hakkında abartmadan daha önce herkesi bilgilendirmiştir. İbrahim Tatlıses'in hoş bir anketodu var ya, "Urfa'da Oxford vardı da biz mi gitmedik." Memleket veya dünya aşıyla doldu taştı da bize mi vermiyorlar? AB'nin bize gönderdiği miktar belli. Sanırım 12 bin adet. Eğer onları bekleseydik durumumuz daha mı iyi olacaktı. Önünüze gelen marka megabse ilk aşıyı salının da demiyorum. Sonuçta birçok ülkenin kullandığı bir aşıdan söz ediyoruz. Etkinliği sınırlı ama yok değil! Ta ki Aşı devleri tekellerinden dolayı yeteri kadar para yapıp da aşılarının patentini diğer ülkelerdeki aşı üreticileriyle paylaşana kadar önümüzde duran aşı cinsi belli. Bu salgın bize kapitalizmin ne kadar acımasız ve merhametsiz olduğunu tekrardan gösterdi. Dediğim gibi Sinovak "hiç" aşıdan çok daha iyidir. Dolayısıyla -eğer söz verildiği gibi bu hafta gelirse- aşılanmaktan çekinmeyin. Bunu ben değil sağlıkçılar söylüyor.
(Mete Hatay)
Bu ülkede kelimenin tam anlamı ile gerçek üstü işler oluyor, Silahtar'da oturan memurlar, danışmanlar arka arkaya lafazanlık pompalıyor, dünya bizi anlıyor, iki devletli çözümü kabul ettiler, sonra bir salvo daha siz Kıbrıs sorunu bilmiyorsunuz, öğrenin gelin... Gerçekten, bunu gönülden soruyorum 25 Mart'ta açıklanan Avrupa Konseyi kararını okudunuz ve bu açıklamaları yaparsınız? Lütfen ben de öğrenmek istiyorum, bilmiyor, haberim yok, zeka seviyem de yetersiz, Ersin Tatar, Oğuzhan Hasipoğlu, adları her neysa Silihtar'da oturup lafazanlıkları yazanlar, orda deniyor ki "UNSC resolutions (notably 550, 789, 1251)" uygun çözüm; BM Güvenlik Konseyi kararlarında 550 ve 789 ne denmişti, öğretin bize lütfen, Kıbrıs sorununda biz bir halt bilmeyen cahiller öğrensin lütfen...
(Murat Kanatlı)
Sosyal Medyanın Sesi
