Sosyal Medyanın Sesi
Kimi öğretmenlerin ya da öğretmen sendikalarının öfkesini diğer meslek gruplarına yansıtması üzücüdür.
Doktor ve hemşireler, özellikle salgınla mücadele edenler, ilk günden, canı pahasına görev başındaydı ve henüz aşı olmamışlardı; polis, aşı olmadan önce de görev yapıyordu, belediye çalışanları hep sokaktaydı, gazeteciler, aşının ‘a’sı anılmadan önce, hem de hastanede, havaalanında, cezaevinde, sokakta vardı, yedi gün yirmi dört saat neredeyse, hiçbiri ‘ön şarta’ bağlamadı çalışmayı, en azından bu meslekleri ‘yandaşlarla’ yan yana anmak sanırım çok adil olmadı...
Evet ‘aşı planlaması’ doğru değildi, adil olmadı, evrensel ölçütler izlenmedi.
Ancak ‘yanlıştan yanlış’ türetmek de bizi doğru bir yere götürmüyor.
Bir de gözden kaçırmayalım, bu ülkede onbinlerce insan, bin ya da bin beş yüz lira maaş için adeta yalvarıyor, çoğu işsiz yaşamaya çalışıyor hatta “işinir gidebilmek” için eylem yapıyor.
Dünya Sağlık Örgütü ve bilim insanlarının rehberliğine güvenmemiz, en azından bundan sonrası için her alanda evrensel doğruları savunmamız önemlidir.
(Cenk Mutluyakalı)
Akıncı’yı seçip 5 yıl daha kaybedemeyiz diyenler boş yere inadına olmayacak duaya amin diyerek 50 yıl daha kaybettireceğinizin farkındasınız ama sırf birilerine yaranmak için onların jargonuyla konuşuyorsunuz
(Hasan Mullaoğluları)
Ali Cengiz Oyunu...
Hükümetimizin sokağa çıkma yasağı alicengiz oyunundan başka bir şey değildir....
Bu günden itibaren sokağa çıkma yasağını 21’den 22’e alındığını duyurması üzerine kafe, Restoran ve meyhaneler rahat bir nefes almıştı....
Meyhane ve içkili oturmalı Restoranlar bir saat daha uzatılsaydı Ne güzel olurdu diye sevine Dursun...
Bu gün saatler bir saat ileri alındığından bu bir saatlik uzatmayı kimse göremeyecek...
Yeni saat 22 zaten eski saat 21 olduğundan bir şey değişmeyecektir...
Kafeler için de Yeterli değildir, şöyle iki saat daha uzatılsaydı çok daha iyi olacaktı...
En azından temel giderlerini karşılardı...
Peki Oturmalı veya akşam yemeği yenebilecek restoranlar meyhaneler ve müzikli restoranlar ne olacak....
Restoranlar konusu başka bir Alicengizlik. Restoranlara açık olma izni çalışmaları için değil 1000’likten kaçmanın yolu olduğu ne kadar da nettir...
21’de sokağa çıkma yasağının başladığı bir gece akşam yemeğine kim gidebilir ki...
Yasak başlamadan evine dönebilmesi için en geç mekandan 8.30 ayrılması gerekiyor, kaldı ki insanlarımız 8.30 da ancak evinden çıkabilir...
Hal böyle ilken de hiçbir mekanın kapılarını açması mümkün değildir...
Amma size göre restoranlar kapatılmış değildir...
Bu Alicengiz oyunu değil de nedir...
İşi kitabına uydursnilirsiniz, bunu herkes yutabilir de, Ancak bu sektörde çalışan binlerce çalışanın bir yıldır çektiğine ne demeli...
(Gürsel Uzun)
Esasında bu Halloumi bizim hellim olamaz çünkü Rum tarafının sunduğu 1554'ten gelen köken belgesinde Calumi adlı Kıbrıs peynirinden bahsediyor. Hellim asla peynir olamaz...
(Mete Hatay)
"Bu Ne Yaman Çelişki Anne"
Besleme diyenler, maaşınızı biz veriyoruz diyenler, kurmaylarıyla birlikte her fırsatta aşağılayanlar, protokollerle yoksulluk dayatanlar; kimi seçeceğimize, nasıl yaşayacağımıza, dini inançlarımıza, siyasal görüşlerimize saygısızca saldıranlar; bizim tırnaklarımızla tutunduğumuz bu topraklar üzerinden tüm dünyayla pazarlık yapmaya devam ediyorlar. Seçimlerde iktidarda kalmak için Kıbrıs'ı iç politika malzemesi yapıyorlar. Geçmişten bugüne de yapmaya devam ediyorlar. AB ile, ABD ile pazarlık yükseltiyorlar. İstediklerini alamazlarsa ilhak etmekle tehdit ediyorlar.
(Besim Baysal)
