banner913
banner932
banner1012

Sosyal Medyanın Sesi

banner1020

banner974
Sosyal Medyanın Sesi

banner971
HOCALARIN YOLSUZLUKLARLA İMTİHANI
KKTC de bağımsız olan Sayıştay, polis ve savcılığın görevi sanki , Mesarya ovalarındaki arpaları sirividi den (gurtçuk)’tan korumakmış gibi, yolsuzlukların üzerine gitme işi siyasilere kaldı. Tabii siyasiler de bu işi “siyasi ranta” çevirmede pek zorlanmadılar. En başta da hocalarımız..
Şimdi yolsuzlukları siyasi ranta çeviren hocalarımıza bakalım:
1- TUFAN HOCA
“Yolsuzlukların üzerine gidecem söylemi” KKTC de siyasi ranta dönüştü. Bunu ilk yapan Tufan hocayla CTP oldu, samimiydi belki ama asıl problemin poliste ve savcılık olduğunu geç de olsa anladığı gün “MESELE YOK” sloganıyla hükümetten gitti.
2- KUDRET HOCA
Daha sonra kahraman KUDRET hoca geldi, temiz, gaymak gibi toplum diyerek meclise seçildi. Onun işi aslında daha da zordu, Kendisiyle birlikte yola çıktıklarının birçoğunun babası ya da sülalesi bu yağma düzeninin kurucularıydı.
Yine de umutlandı halk, onu meclise taşıdı. Tufan hoca, en azından sorunun kaynağını anlamıştı, bu garibim daha anlamadan gitti.
3- ERHAN HOCA
Şimdi ERHAN hoca geldi, o da CEYRAN DAYRESİNDEKİ yolsuzlukları çıkaracakmış.
Bu halk Diğer hocalardan çok az da olsa ümitlenmişti, ama ERHAN hocadan kimse bir şey beklemesin.
Bunu sebebi ise bu yağma sisteminin temellerini atanlar ve yıkılmasın diye mücadele edenler Erhan hocayı siyasete sokanlardır.
Yani Erhan hocayı, Erhan başkan yapanlardır.. bu çarpık sistemin çakıl taşları, kum taneleri çimentosu , galıp tahtaları Erhan hocanın ve partisinin kılcal damarlarına kadar yerleşmiştir.
Erhan Hoca eğer bunları aşabilirse, eşyanın tabiatını bozan ilk insanoğlu olacaktır. Başarılar Dilerim.
(Ediz Uzun)
 
Adalet ve Hukuk sisteminin çalıştığı bir düzende mesela bir ev veya taşınmaz mal satın alacaksanız önemli olan fiyatın sizin için uygun olması yoksa satıcının ne dini ne de ırkı sizin kazıklanacağınız veya daha karlı olacağınız anlamına gelmez.!!
(Kubilay Merttuna)
 
KESKİN SOLCULAR NEREDESİNİZ?
Nedense bakkaldaki pahalılık, kapanan esnaf, işinden durdurulan çalışan, aşılanamayan insanlar, açıklanmayan Özel Jet Raporu, emekli ve memur maaşlardan yapılan kesintiler, özel sektör çalışanlarına yapılmayan katkılar ve daha bunlar gibi sorunlar yanında, Nisan ayında gidilecek 5+1 Gayrı Resmi Toplantı dururken, özellikle ülkemizin Keskin Solcuları “Love Erdoğan” reklamını gündemde tutmaya çalışıyor.
CTP bu konuda açıklamasını yaptı, CTP Gençlik de eylemini yaptı. Her fırsatta hemen “CTP neden açıklama yapmıyor?” diyen Keskin Solcular bu kez bunu diyemedi. “CTP neden eylem yapmıyor?” da diyemedi, ancak “Neden CTP Gençlik? Neden CTP değil?” demeyi ve CTP’yi eleştirecek bir kulp bulmayı başardılar.
Peki, ey Keskin Solcular! Sizler neredesiniz? Reklam panolarını “I Don’t Love Erdoğan” görselleri ile donattınız mı? Badem ki bu reklam panolarını o kadar dert edindiniz, siz de Hem KKTC hem de Türkiye’ye reklam verin. Hatta Erdoğan 10 bin görsel paylaşmışsa siz de 20 bin görsel paylaşın.
Maddi gücünüz mü yok? Anların ekonomi kötüdür. Tamam o zaman Toplanın Girne Kapısı’na “Açlık Grevi” başlatın. Sosyal mesafeye dikkat ederek oturun binlerce kişi, “Biz Erdoğan’ı sevmiyoruz” deyiverin.
Bu da mı olmadı? Siz seçin siz Keskin Solculara uygun herhangi bir eylem onu yapın, biz de alkışlayalım sizi. Siz eylem yapın önce, ki yaptığı açıklamaları eylemleri beğenmediğiniz CTP’yi de eleştirme hakkınız olsun. Hatta bir sonraki eyleminizde CTP’liler de sizin arkanızdan gelsin.
Ne oldu? “Akıl vermek çok kolay mı?” diyorsunuz? İyi de “UBP’den bir beklentimiz yok! Onun için CTP’yi eleştiriyoruz” diyen siz Keskin Solcuların sosyal medyadan her gün yaptığınız nedir?
(Hüseyin Arca)
Bir Devlet dairesine Müdür olduğun zaman. Önce çalışanı onure edeceksin , güveneceksin , güvendiğini hissedireceksin.. Ben her şeyi bilirim ben yaparım demeyeceksin. Denetimlerde vatandaşı kontrol ederken deneticiyide kontrol edeceğini zannedersen yanılırsın. Biz deneticileri vijdanımız haricinde kimse kontrol edemez... Müdür olmak kolaydır fakat yönetici olmak herkesin harcı değildir...
(Salim Akbaş)
 
Hastahaneyi Türkiye yapsın. İçine sağlık ekipmanını Türkiye koysun. Sen hemşire, doktor istihtamını pandemi olunca hatırla. Dairelerin içini partililerle doldur. Sağlık bakanını koltuk kavgasına kurban et. 14 Mart'ta da bir bildiricik patlat Tıp Bayramını kutla. Kimseyi inandıramazsınız...
(Göktürk Ötüken)
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.