“Kıbrıs’ta Elenizm ve Hıristiyanlık gerilemesin! Kilise birliklerinin de uğraşı bu. EOKA’nın gayesi de bu! ‘Kıbrıs Kıbrıslılarındır’ Kıbrıs’ta sadece Kıbrıs halkı vardır. Türk – Rum ayırımı yoktur diye gözlerimizi boyamak isteyenlerin hedefi de budur.
Kıbrıs’ta iki halkın varlığını her antlaşmada ‘köşe taşı’ yapmanın gerekliliği kendiliğinden ortaya çıkmaktadır”. 1979
Dr. Fazıl KÜÇÜK
İngiltere’nin AB’den Boşanma Davası yapılan seri duruşmalarla netlik kazanamadı. Öncelikle Kıbrıs’ta bulunan iki adet askeri üssü ile bölgeyi denetlemekten vazgeçmesini beklememek gerekiyordu. Sonunda yapılan bir dizi pazarlıktan sonra mendil büyüklüğündeki ülkenin önde gidenleri adı geçen üslerin kalıcı olacağını bununda AB Hukukuna aykırı olamayacağı konusunda uzlaşı sağladıklarını duyuruyorlar. Bu kararla işlerine nasıl geliyorsa hukuku da ona göre eğip bükmekte mahir olduklarını da kanıtlamış oluyorlar. İrlanda’nın geleceğinin de nasıl şekilleneceği özellikle Kuzey İrlanda uyuşmazlığının çözümü ile bağlantılı olacaktır.
Avrupa anakarasında Fransa’da başlayan sarı yeleklilerin çıkışları domino etkisi yaparak yayılıyor. Bunun ötesinde ırkçılığın da şekillenmesi çok bilinmeyenli denkleme doğru evriliyor. Ülkesinin savaş alanına dönmesini engel olamayan Bay Emanuel Macron çareyi asgari ücrete 100 Euro zam yapmakta buldu. Bu uygulaması bile tepkileri önleyemedi. Başkanlık süresinin sonuna doğru yaklaşırken ülkesinin dikensiz gül bahçesi olmasının ötesine geçerek bütün çiçeklerin dikenli olduğu gerçeği ile yüzleşiyor.
Fransa’da yaşananlar ivme kazanarak devam ederken bir döneme damgasını vurmuş olan Sosyalist Enternasyonal de çatırdamaya başlamış bulunuyor. Amerika’da Demokrat Partinin başkan aday adayı Vermont senatörü Bernie Sanders ile Avrupa Demokrasi Hareketi 2025’in kurucularından Yunanistan’ın Maliye eski bakanlarından Yanis Varufakis yeni oluşumun başını çekiyorlar. Adı geçen ikili “İlerici Enternasyonal” diye tanımladıkları bu kuruluşla dünya ölçeğinde solda birleşmeyi sağlama çabasına girişmiş bulunuyorlar.
Bernie Sanders yola çıkarken Eylül 2018 ayında Guardian gazetesindeki yazısında yalnızca Amerika’da değil yükselişe geçen ırkçı çıkışlara karşı birlik çağrısı yapıyordu. Her ne kadar mücadeleye başlamış olsalar bile Sosyalist Enternasyonalin sicilinin parlak olmadığı da biliniyor. Yapılan çağrıda şu anda yürürlükte olan ekonomik sistemin süresinin dolduğunu söylüyorlar. Daha önceleri uygulanan bazı ekonomik sistemlerin de süreleri dolduğu için kullanımdan kaldırıldığının da unutulmaması gerekiyor.
BM Genel Yazmanı’nın geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Bayan Lute, Ada’da müzakere sürecinin başlatılabilmesi için görüşmelerine devam ediyor. Yaşanan uyuşmazlık konusunda taraflar hep bir ağızdan çözümden yanayız demelerine karşın kendi çözümlerini masaya getirdikleri için 50 yıldır aynı türküyü çığırıp duruyorlar. Bu yaklaşımlar nedeniyle uyuşmazlığın çözümü düğümün körüne dönüşmüş noktaya evrilmiş bulunuyor.
Ada’da gerçekten çözüm isteniyorsa bütün siyasi partilerin her zaman yinelediğimiz gibi eteklerindeki taşları dökerek inandırıcı çözüm önerilerini getirmeleri gerektiğini kendileri de biliyordur. Siyasi görüş ve çözüm farklılıklarını gidermemizin yolunun kurulacak olan Ulusal Konsey veya adına ne derseniz deyiniz oluşacak birliktelikten geçtiğinin bilinmesi gerekiyor.
DİSİ’ Başkanı Bay Averof Neofidu, Kıbrıs uyuşmazlığında “Ulusal Tsunami” söylemini ortalıklara atması sonrasında oluşan tepkilerden sonra söylediklerini yalayıp yutmak durumunda kaldığı biliniyor. Aynı kişi bu kez “Kıbrıs sorununa garantiler ve askerin Ada’da kalması halinde çözüm bulunamayacağını söyledikten sonra NATO’ya üyelik konusunda tartışma yapılmasını istiyordu. Olası bir çözümden sonra NATO üyeliğinin söz konusu olmaması gerektiğini belirtirken çözümün tüm siyasi güçler (Akel ve Rusya) tarafından desteklenmeyeceğini kaydediyordu.
Sözcük oyunları ile Ada’da çözümün olmayacağının görülmesi ve zaman yitirmeden Üsküdar’da bekleyen ata binilmesi gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…
