banner913
banner932
banner1012

27-29 NİSAN 20’DE CENEVRE’DE GERÇEKLEŞTİRİLEN 5+BM TOPLANTISININ HEDEFLERİ VE SONUÇLARI


Metin FAHRİOĞLU

Metin FAHRİOĞLU

Okunma 17 Mayıs 2021, 12:25

Yakın geçmişe dönüp bakacak olursak Anavatanımız Türkiye’nin girişimlerinin  bir sonucu olarak  25 Şubat 2021’de yapmış olduğu açıklamada  BM Genel Sekreteri Sözcüsü Stephane Dujarric,  27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında İsviçre’nin Cenevre kentinde Kıbrıs sorunuyla  ilgili gayrı resmi 5+1 toplantı düzenlemeyi planlıyor” demişti..
O günde , BM Genel Sekreteri Guterres; 27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında yer alacak  5+1 Cenevre Konferansına   Kıbrıslı tarafların görüşmelere ‘yaratıcı’ fikirlerle gelmelerini ümit ettiğini dile getirirken   konu ile  ilgili olarak  21.04.2021’de basınımızda yer alan açıklamasında  BM Genel Sekreteri Sözcüsü Stephane Dujarric de günlük basın  brifinginde, Guterres adına bu toplantıyla taraflar arasında kalıcı bir çözümü müzakere etmek için “Ortak Bir Zemin”  olup olmadığının belirlenmesinin hedeflendiğini dile getirerek  “Tarafların bu gayrı resmi toplantıya yaratıcılıkla gelmesini ümit ediyoruz” demişti. Diğer bir değişle sayın Guterres; uzun  yıllardan beri duyduklarımı,  söylediklerinizi bana yeniden söylemeyiniz, yeni fikirlerle geliniz demek istemişti.
Türkiye, Kıbrıs’ta BM parametreleri olan iki toplumlu, iki kesimli , siyasi eşitliğe dayalı ve iki kurucu devleti olan Federal bir çözüme ulaşma öngörüsüyle yarım  asrı aşkın süredir yürütülen müzakerelere  iyi niyetle destek verirken, bu temeldeki müzakerelerin  Kıbrıs Rum kesimi ve  Yunanistan’ın uzlaşmaz tavrı nedeniyle sonuç vermediğini ve bundan sonra da vermeyeceği  görüşünde olduğunu KKTC yetkilileri  ve Türkiye Cumhuriyeti  Crans Montana  Konferansının başarısızlıkla  sonuçlandığı  07 Temmuz 2017 günlerden beri gündeme getirmektedir.
KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar,  Anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünü, Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığı, bağımsız ve egemen devletimiz KKTC’nin egemenliği ve siyasi eşitliğinin kırmızı çizgileri olduğunu ifade ederek bundan asla vazgeçilmeyeceğini ve de  her fırsatta yan yana yaşayan egemen iki devletli siyasi çözümü hedeflediklerini dile getiriyor.
Diğer yandan Rum tarafı ise dünden bugüne  Kıbrıs sorununun siyasi çözümüne bir fayda sağlamayan BM parametrelerinin değişmemesi gerektiğini ileri sürmektedir.. Rum-Yunan ikilisi günümüzde görüşmelerin Crans Montana’da kaldığı yerden devamını hedefliyorlar. Dahası, Yunan isyanının 200. Yıl dönümü nedeniyle 25 Mart 2021’de  düzenlenecek törenlere katılmak üzere Atina’ya giden  Anastasiadis’le, Yunanistan Başbakanı Mitsodakis  arasında yer alan görüşme sonrası yaptığı açıklamada   Kıbrıs’ta olası bir siyasi çözümde Mitsodakis: “Türk askerinin Ada’dan çekilmesi ve garanti antlaşmalarının kaldırılmasını” öngören  Rum-Yunan tezini yeniden teyit etmişlerdi.. Rum-Yunan ikilisinin bu hedeflerini Kıbrıs Türk Halkının ve de Anavatanımız Türkiye’nin  kabul etmesi asla ve asla mümkün değildir.. 
5+BM Toplantısının tarihi ve yeri dahi belirlenmenden KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimleri  sürecinde de  “siyasi eşitlik ve egemenlik temelinde  bağımsız iki devletli siyasi çözümü dile getiren sayın Ersin Tatar; Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandıktan sonra da bu söylemlerine devam etmiştir.  KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar toplantılarda iki devletli çözüm konusunu masaya yatıracaklarını ve de yaklaşım ne olursa olsun  “Siyasi Eşitlik ve Egemenlik Haklarından  Taviz Vermeyeceklerini”  devamlı surette vurgulamaya devam etmiştir.
Gerçek şu ki;  27 Nisan  2021 tarihinde BM Genel Sekreteri Guterres ile  gerçekleştirmiş olduğu toplantıda KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın;  Kıbrıs’ta var olan iki devletin bir birini “Eş Zamanlı Olarak  Tanımasını” gündeme getirmesi ve de  6 maddelik önerilerini Guterres’e ve tüm taraflara yazılı olarak  sunması Rum-Yunan ikilisinde    bir hayal kırıklığı yaratmıştır!...
BM Genel Sekreteri sayın Guterres aylar öncesinde taraflardan   yeni fikirlerle   gelmelerini istemişti. Olası bir siyasi çözümde  “Siyasi eşitlik ve egemenlik haklarından taviz vermeyeceklerini” ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yaşatılacağının mesajını veren sayın Ersin Tatar bu söylemleriyle seçimi kazanmasının ardından dava arkadaşlarıyla  bu çağrıya  uyarak Cenevre’ye gitmişler ve de  6 maddelik konu önerilerini sunmuşlardır..
O günde Reuters’a konuşan KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “iki devletli çözüm önerisinin görüşmelere yeni bir  bakış açısı kazandırmasını umduğunu” ifade ederken KKTC heyetinden diplomasi Danışmanı Hüseyin Işıksal da iki devletli çözümün her iki    toplumun yararına olacağını ve görüşmelerden umutlu olduğunu söylüyordu..
Gerçek şu ki   Şubat 1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları temelinde Kıbrıs Türk ve Rum  halklarının ortaklığına ve siyasi eşitliğine dayalı olarak; Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde  16 Ağustos 1960 Lefkoşa Antlaşmaları ile ilan    Kıbrıs Cumhuriyetini 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları ile  Rum devletine dönüştürerek Enosis’e giden yolu açmayı hedefleyen Rumların 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararıyla  Kıbrıs’ta  meşru devlet olarak kabul edilmelerinin ardından ilerleyen yıllarda   24 Nisan 2004 Annan Planı referandumunda  Türkler ‘evet’ derken ‘hayır’ diyen ve 1 Mayıs 2004 itibarı ile de AB’ne üye kabul edilmelerinin rahatlığı içinde olan Rumlar,  Enosis’in dolaylı olarak gerçekleştiği hayali içindedirler.  
KKTC Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yapmış olduğu   konuşmalarında bağımsız ve egemen devletimiz KKTC’ni yaşatmayı ve tanınmasını hedefleyen ve de 27 Nisan 2021’de BM Genel Sekreteri  Guterres’e sunduğu önerilerini yine ayni günde tüm taraflara sunması  Rum-Yunan ikilisinde olduğu gibi  KKTC’de kendilerini barışçı olarak gören ve Rumlarla ‘sözde’ federasyon kurulmasının hayalini gören   malum çevreleri de hayal kırıklığına uğratmıştır.
Gerçek şu ki 10 Şubat 2021 tarihli yerel  yazılı basınımızda yer alan değerlendirmesinde “Kararlılığımız halkımızın siyasi eşitliğini, egemenliğini, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü ile Türk askerinin Kıbrıs’taki  varlığını korumak, halkımızı azınlık durumuna  düşürmemek ve  tek gerçekçi çözüm yolu olan egemen iki ayrı devlet modelini hayata geçirmek yönündedir” ifadelerini kullanan KKTC Cumhurbaşkanı  sayın Ersin Tatar, Kıbrıs’ın gerçeklerine uygun  olan  egemen iki ayrı devlet modelini hayata  geçirebilmek için uğraşları devam ederken  , Rum-Yunan  ikilisinin çözüm karşıtı tahriklerinin de devam ettiğini belirtti.
Rum Meclisinin ve/veya  siyasi Partilerin çeşitli vesilelerle dünden bugüne aldıkları Enosis kararları varken aramızdan bazıları hala daha  Rumlarla ‘sözde’ federasyon çatısı altında bir arada yaşamayı hedefleyenler vardır, hem de  50 yılı aşkın bir  süredir Rum liderliği federasyon istemezken, Kıbrıs Türk Halkını ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti’ne  ‘azınlık’ hakları ile yamalamak isterken.   Rumlar öncelikle konu Enosis  kararlarını iptal edilmelidirler.. Konu Enosis  kararları varken   görüşme masasına oturmanın bir anlamı yoktur.
Neticede 27-29 Nisan 2021’de Cenevre’de gerçekleşen 5+BM Konferansı  Rum-Yunan uyuşmazlığı sonucu başarısızlıkla sonuçlandı… Tek başarı vardı: KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın vizyonu…
Cenevre’deki  Kıbrıs zirvesi sonrası yapmış olduğu açıklamada BM Genel Sekreteri Antonio Guterres: “Görüşmelerde ortak bir zeminde ulaşılmadığını söylerken müzakerelerini belirterek “vazgeçmeyeceğim” demişti.
Sonuç olarak;  BM Genel Sekreteri Guterres’in öncülüğünde 27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında Kıbrıs Türk tarafı, Kıbrıs Rum tarafı ve  garantör   ülkeler olarak Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin  katılımlarıyla  5+1 formatında İsviçre’nin Cenevre kentinde düzenlenen gayrı resmi Kıbrıs konulu  Konferansa Kıbrıs Türk tarafı getirmiş olduğu çözüm önerileriyle   damga vurmuştur.
Bazıları kabul etse de etmese de Kıbrıs’ta bağımsız ve egemen iki devlet vardır. İki ayrı demokrasi vardır,   iki ayrı hükümet vardır,  iki ayrı kimlik vardır. Kıbrıs’ta sınırları belli olan  Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti  vardır. Kıbrıs’ta iki ayrı demokrasi vardır.
27-29 Nisan 2021 Cenevre Konferansı, yeni bir vizyon için bir zemin yoklamasıydı, gelecekte adil ve kalıcı bir siyasi çözüm olup olamayacağını görmek için yapılmıştır. KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın BM Genel Sekreteri Guterres’e  sunduğu  öneriler   Cenevre Konferansına damga vururken GKRY ise 55 yıllık bir vizyonla gelmiştir..  Gelinen noktadan sonra iki toplumun ortaklığı söz konusu olamaz.. Gelinen noktada Kıbrıs’ta  iki devletli siyasi çözüm için iki bağımsız ve egemen  devletin ilişkilerini konuşma zamanı çoktan gelmiştir.
Konu ile ilgili olarak “Yeni Bir Vizyona Bakalım” diyen  TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı sayın  Fuat Oktay: Konferansın yeni bir vizyon için  bir zemin  olup  olmadığını görmek üzere yapıldığını belirtti. Fuat Oktay:  “KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın  masaya getirdiği şey gerçekten de  yeni bir vizyon.  Kıbrıslı Rumlar masaya yeni bir teklif getirmediler, son 60 yıldır söyledikleri şeyle geldiler.” Demişti.
“KKTC’ni tanımadıkları için Kıbrıs Türk Halkının  eşit haklarını , KKTC’nin egemenliğini, bağımsızlığını tanımıyorlar, Rum liderliği tüm Ada’nın tek sahibi  olduklarına inanıyorlar.  Rum liderliğine göre  Kıbrıs’ta tek karar  alıcı ve tüm kaynakların sahibi onlardır. Türkler ve Rumlar eşit  haklara sahip olamaz. Rumların bu tutumu  kabul edilemez..
Dünya kamuoyu ve Rum-Yunan ikilisi şunu çok iyi bilmelidirler ki  “Ada’daki Kıbrıs Türk varlığını yok sayarak adil ve kalıcı bir siyasi çözüme varılamaz.” Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüm;  Kıbrıs’ta var olan “Eşit ve egemen iki devletin” varlığının kabulü ile  mümkündür.
Kıbrıs’ta adil ve kalıcı tek çözüm bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin tanınmasıyla  mümkündür..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa…
 
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.