banner913
banner932
banner1012

27-29 NİSAN 2021’DE CENEVRE’DE GERÇEKLEŞTİRİLECEK 5+BM TOPLANTISINDA TARAFLARIN HEDEFLERİ ÇOK AÇIK VE NET İKEN


Metin FAHRİOĞLU

Metin FAHRİOĞLU

Okunma 17 Nisan 2021, 22:34

27-29 Nisan  2021 tarihinde Cenevre’de BM’nin öncülüğünde düzenlenmesi hedeflenen gayrı resmi  5+BM “Kıbrıs Sorunu” görüşmelerinde hedef; tarafların çözüm için  ortak bir vizyonları olup olmadığının kesin bir şekilde ortaya çıkmasını sağlamaktır.  5+BM  Konferansı öncesinde çalışmalar hız kazanırken  gün geçtikçe tarafların kendi açılarından  olumlu bir sonuç alınması yönündeki umutlar da dağılıyor!..
Konu ile ilgili olarak amaçlarının Kıbrıs’ta tarafları yeniden  bir araya  getirmek olduğunu belirten   BM Genel Sekreteri  AntonioGuterreshedeflerinin CransMontana’da yapılan müzakerelerin yeniden  başlatılmasına yardımcı olmak olduğu söyledi.
Kasım 2020’de BM yetkilisi JaneHollLute’nin Kıbrıs’ta ilgili taraflarla 5+1 (Kıbrıs Türk tarafı, Kıbrıs Rum tarafı, Garantör ülkeler  olan Türkiye, Yunanistan ve İngiltere ile BM)  toplantısını düzenleyebilmek için  gerekli koşulları yaratmak amacıyla  istişarelerine başladığını vurgularken 2 Aralık 2020 tarihli yerel basınımıza yansıyan haberlere göre BM diplomatı Lute ile  görüşen KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “Lute’un 5+1 Konferansı için zemin bulunup bulunmadığını görmek için  temaslar yaptığını ifade etmişti..
 “Konjonktür artık Kıbrıs’ta egemen eşitliğe  dayalı  iki devlet  modelini daha fazla  ortaya çıkarmaktadır” diyen KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “Federasyon  temelinde bir görüşmeyi konuşmak için  5+1 formatında  bir konferansa gitmeyeceklerinin  mesajının mı   verildiğinin” sorulması üzerine  sayın Ersin Tatar:
“Kıbrıs’ta  yeni gerçekler vardır. Artık egemen eşitliğe dayalı , yan yana  yaşayan  iki devlet  içerebilecek  bir antlaşma zemini bulabilmemiz için , öyle bir müzakere  sürecinin   başlayabilmesi için  5+1  formatında Konferans olmalı” dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar Lute’a, şu anda Kıbrıs’ta yeni bir dönemin başlamakta olduğunu , 52 yıldır  federal temelde yapılan görüşmelerden herhangi bir  sonuç  çıkmadığını, bunu en iyi bilenlerden bir  kişinin de CransMontana’da süreci yaşayan BM Genel Sekreterin olduğunu, artık egemen eşitliğe dayalı iki devlet  temelinde müzakere sürecine taşınması  gerektiğini aktardığını belirtti.
Kıbrıs Türk Halkının egemenlik hakkının bulunduğunu belirten sayın Ersin  Tatar:  Kıbrıs Türk Halkının kendi kaderini kendisinin tayin edeceği (self-determinasyon hakkını  kullanacağı) bir ortamın yaratılması açısından böyle bir  sürecin başlatılması gerektiğini anlattığını belirtti…
Garantör devletlerden biri olan ve iki toplumlu federasyon çerçevesinde hareket eden İngiltere’nin ise hedefi günümüzdeki çıkmaz endişesine karşın    27-29 Nisan 2021’de  Cenevre’de gerçekleştirilmesi hedeflenen  5+BM toplantısın  müzakere  sürecine dönüşmesini sağlamaktır..
27 Şubat 2021’de yerel basınımıza yansıyan haberlere göre; BM’nin Kıbrıs sorunu için yapılacak gayrı resmi 5+1  Konferansı ile ilgili olarak  GKRY Başkanı NikosAnastasiadis; BM Genel Sekreterliğinin açıklamasını “selamladığını” ve gayrı resmi konferansa , Kıbrıs sorununa  her iki toplumunda  faydasına olacak şekilde kalıcı ve işlevsel bir çözüm bulunabilmesi amacıyla  müzakerelerin yeniden başlamasına yönelik koşulların oluşturulabilmesi adına , tam siyasi irade ve güçlü bir kararlılıkla katılacağını ifade etmişti.
Yerel basınımızda da yer alan habere göre Anastasiadis: Kıbrıs  sorununun çözümünün Doruk Anlaşmaları, BM Güvenlik Konseyi kararları ve Avrupa ilke ve kriterleri  zemininde olması gerektiğine vurgu yaparken çözümün “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin işlevsel ve kalıcı , iki toplumlu, iki kesimli Federasyona dönüşmesini sağlaması ve 25 Kasım 2019’da Berlin’de gerçekleştirilen ortak görüşmede belirlenenin akabinde BM Genel Sekreteri’nin açıklamasında yer alan  parametreler içerisinde olması gerektiğini kaydetti..
KKTC’nin ve Anavatanımız Türkiye’nin bağımsız ve egemen eşit iki devlete  dayalı bir çözüm  hedefleri çok açık ve net olarak aylar öncesinden ortaya  konulmuştur.  Rumların öncelikli hedefi bağımsız ve egemen devletimiz  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ortadan kalkmasını  ve de Anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün iptalini sağlamaktır,  Kıbrıs Türk Halkını öncelikle  ‘azınlık’ hakları ile  siyasi eşitliğinin , egemenliğinin olmayacağı ‘sözde’ bir  federasyonun kurulmasını sağlamaktır.   Rum-Yunan ikilisinin esas  hedefi ve çabası her ne pahasına olursa olsun  en kısa sürede Megali idea hedefleri çerçevesinde  Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını sağlamaktır..
21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları ile yıkılan ve Rum devletine dönüşen  1960 Kıbrıs Cumhuriyeti, maalesef AB, AB ve diğer büyük güçler tarafından meşru Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınmaktadır..  Hedefleri,  GKRY’nin egemenliğinin tüm Kıbrıs’a yayılmasını, KKTC’nin  tasfiyesini, Kıbrıs Türk Halkının ‘azınlık’  hakları ile ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti’ne  yama olmasını, Türkiye’nin Kıbrıs’taki meşru hak ve çıkarlarını ortadan kaldırmasını sağlamaktır.
9 Mart 2011 tarihli  yerel basınımızda yer alan habere göre  TMT Mücahitler Derneği Genel  Başkanı sayın Yılmaz Bora ve heyeti , KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ı ziyaret etti.. Söz konusu ziyarette “38 yıldan beri var olan bağımsız ve egemen devletimiz KKTC tanınmadan masada yer almamalıyız” diyen sayın Yılmaz Bora:  27 Nisan 2021’de Cenevre’de yapılacak toplantıda tez olarak “ İki Devletli Çözüm” savunulacağına göre  toplantı başlamazdan önce “1968 yılından beri iki eşit taraf arasında başlayıp günümüze  kadar devam eden  görüşmelerde iki eşit tarafın” açılımının yapılmasının  istenmesi gerektiğini kaydetti.
12 Mart günü KKTC’de TDP Lefkoşa İlçe Merkezini  AverofNeofitu başkanlığındaki DİSİ Heyeti  ziyaret etti..  Görüşmenin ardından yapmış olduğu açıklamada  TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit:  “Kıbrıs Türk Halkının federal çözüm istencinin değişmediğini vurguladı. Ekim ayında gerçekleştirilen  Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından   Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin “iki devletli çözüm politikasını” ortaya  koyduğunu, ancak BM ve  ilgili tüm  tarafların BM Parametreleri çerçevesinde  çözüme  vurgu yaptıklarını anımsatan Özyiğit, TDP olarak kendilerinin de  “Federasyonun” en makul en gerçekçi çözüm modeli olduğunu savunduklarını kaydetti.. 
Sayın Cemal  Özyiğit’e sormazlar mı yıllarca devam eden görüşme sürecinde Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ı hep uzlaşmaz diye suçladınız. Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüm istemeyen Türk tarafı değil;dünden bugüne  Rum-Yunan ikilisidir.
Madem ki Rauf R. Denktaş uzlaşmaz  idi, KKTC’nin 2. Cumhurbaşkanı sayın Mehmet Ali Talat döneminde anlaşma ve uzlaşma niye sağlanmadı? İki devletli çözüm söylemlerini dile getirilmesinin ardından  25.11.2020’de sayın Mehmet Ali Talat: “Federasyon seçeneği hiçbir zaman tıkanmadı, yapılması gereken ama yapılmayan  Rum tarafını BM Parametrelerine  dönmeye zorlamaktır” demişti.  Unutmayalım ki  Annan Planına ‘evet’ denilen yolda önder olan  ancak  Hristofyas’ınEnosis hayali nedeniyle hedefine ulaşamayan KKTC’nin 2. Cumhurbaşkanı sayın Talat,  “Daha ne yapayım… Gidip kendimi Saray Önünde asayım mı demek durumunda kalmıştı!..
Madem ki Rauf R. Denktaş anlaşmaz ve uzlaşmaz idi, KKTC Meclisi’nin bilgisi dışında ‘harita’ veren,  verilmemesi gereken tavizler veren   sayın  Akıncı döneminde ‘federasyon’ görüşme sürecinde   neden anlaşma ve uzlaşma sağlanamadı? Uzlaşmaz olan Rum-Yunan ikilisidir. 7 Temmuz 2017’de CransMontana Konferansını sabahın erken saatlerinde  Rum-Yunan ikilisinin  terk etmesi sonrasında düzenlediği basın toplantısında   KKTC’nin 4’ncü Cumhurbaşkanı sayın Akıncı: “Bu bizim neslin son denemesiydi” demek durumunda kalacaktı…
Bu noktada konu ile ilgili olarak sayın Talat’a ve Akıncı’ya ve de Federasyona destek verenlere sormak lazım  Rum-Yunan ikilisi Enosis hayallerinden mi geçti de biz bilmiyoruz?
Tarihi gerçekler vardır. Rum-Yunan ikilisi bugün hala  Megali idea peşinde koşar ve Enosis’in gerçekleştirilmesini hedeflerken, Anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin iptalini dile getirirken, Kıbrıs Türk Halkının siyasi eşitlik, egemenlik haklarını kabullenemezken   siz hala daha Rumlarla Federasyon çatısı altında bir araya gelmekten bahsedemezsiniz beyefendiler!.
Yine  12 Mart 2021 tarihli yerel basınımızda yer alan haberlere göre;  Güney Kıbrıs’ta muhalefetteki DİKO Partisi Başkanı Nikolas Papadopulos’un Atina’da  gerçekleştirmiş olduğu  temaslarda  Yunanistan Cumhurbaşkanı KaterinaSaketlaropulu  Kıbrıs sorununa BM Güvenlik Konseyi kararları ve AB normları temelinde  bir siyasi çözüm bulunması  gerektiğinin altını çizdi..
Sonuç olarak; Kıbrıs’ta bağımsız ve egemen iki devlet vardır. Kıbrıs Türk Halkının Rum’a yama olması söz konusu olamaz.. Kıbrıs Türk Halkının Anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden vazgeçemez. Rum-Yunan ikilisi dün olduğu gibi bugün de  Enosis hayali ile yaşamaktadır.
Kıbrıs  Türk Halkının yolu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur. Hedefimiz Kıbrıs Türk ve Rum Halklarının yan yana barış ve huzur içinde  yaşayacağı bir siyasi çözüm olmalıdır. Bu da ancak;  bugün Kıbrıs’ta var olan bağımsız ve egemen  iki devletin birbirini karşılıklı olarak tanıması ile mümkündür…
Rum-Yunan ikilisinin hedefi Enosis’e giden yolu açmak olduğuna göre 27-29 Nisan 2021’de  Kıbrıs’ta  mevut gerçeklere uygun olarak  bağımsız ve egemen iki devletin  varlığının kabulü mümkün görünmemektedir.Kıbrıs Türk Halkına düşen görev;  bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sahip çıkarak  tanınması için  harekete geçmek olmalıdır..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..
 
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.