banner913
banner932
banner1012

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin tarihçesi ve milli mücadeledeki yeri ½


Metin FAHRİOĞLU

Metin FAHRİOĞLU

Okunma 23 Nisan 2016, 11:08

 

I.Dünya Savaşı sonunda  Osmanlı İmparatorluğu ile  İtilaf Devletleri arasında imzalanan Mütarekename  30 Ekim 1918 akşamı  Mondoros Limanında  demirli Agamemnon zırhlısında imzalanmıştı…

Mondoros  Anlaşmasından  sonra  13 Kasım 1918de İtilaf Devletlerinin kuvvetleri İstanbula girdi. İtilaf Devletleri  15 Mart 1920de İstanbulda  “Sıkı Yönetim”  ilan etmişler , ardından 150 aydını tutuklamışlardı. Ertesi gün  16 Mart 1920de İstanbul  işgal edilmiş,  18 Mart 1920de  çalışmalarına ara veren  Osmanlı Parlamentosu   Meclisi Mebusan  Padişah  Vahdettin tarafından 11 Nisan 1920de kapatılmıştır.

Mebusan Meclisinin  kapatılması hukuki bir  otorite boşluğu yaratmıştı.  Erzurum Kongresinde  (23 Temmuz-7 Ağustos 1919 ) alınan kararlardan birisi şöyle idi:“Merkezi hükümet (İstanbul hükümeti) vatanın, istiklalini  muhafazasını  sağlayamadığı taktirde  bu maksadı sağlamak için geçici  bir hükümet kurulacaktır” deniliyordu.

Bu karar Sivas Kongresinde  (4-11 Eylül 1919) şu şekilde  teyit edilmiştir:  “Merkezi hükümet milli iradeye  tabi olmalıdır. Milli meclis toplanmalıdır” deniliyordu.

İstanbuldaki Mebusan Meclisinin kapatılmasının ardından  ortaya çıkan iktidar boşluğunu  doldurmak maksadıyla    Erzurum ve Sivas Kongrelerinin  kararlarına uygun olarak Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Temsil Heyeti Başkanı Mustafa Kemal 19 Mart 1920de  tüm Valiliklere , bağımsız Sancaklara ve Kolordu Komutanlıklarına  gönderdiği bir talimatta  : “Memleket işlerini idare etmek ve denetlemek üzere  Ankarada  olağanüstü  yetkilere sahip bir meclis toplanacaktır” dedikten sonra  bu meclis için  seçimlerin nasıl yapılacağını açıklamış ve “seçimlerin  en geç 15 gün içinde Ankarada  çoğunlukla toplanmayı  sağlayacak şekilde tamamlanmasını istemiştir.

Daha önce  22 Nisan olarak  düşünülen  meclisin açılış günü kutsal bir güne rastlanması için 23 Nisan Cuma gününe  ve Cuma namazından sonraya alınmıştır. Hacı Bayram-ı Veli Camii Şerifinde Cuma  namazının ardından  kurbanlar kesilmiş ve   23 Nisan 1920 günü   ilk toplantısını yapan BMMdeki  mebusların  mesleklerine göre dağılımı  şöyledir:

 115 memur, emekli, 61 sarıklı  hoca, 51 kumandan, subay, 46 Çiftçi 37 tüccar, 29 avukat, 15 doktor, 10 aşiret reisi, ağa, 8 tarikat şeyhi, 6 gazeteci ve 2 mühendis. Bu suretle BMM üyeleri 2 kaynaktan gelmiş  oluyordu. Biri, Aralık 1919da yapılan seçimlerle  son Meclis-i Mebusana  seçilenlerden  Ankaraya  gelebilenler.  Diğeri ise  Mustafa Kemalin Ankarada toplanacak  meclis için  yaptığı çağrı  uyarınca  (19 Mart 1920) yapılan  seçimlerle gelenler. Meclisin ilk oturumunda 115 Mebus vardı. Sonradan gelenlerle bu sayı 365e çıktı. (18 Ağustos 1920).

23 Nisan günü yapılan  ilk oturuma  en yaşlı üye  sıfatı ile  başkanlık eden Şerif Bey açılış konuşmasında  “Büyük Millet Meclisini açtığını söylemişti. Meclis önce BMM  olarak  açılmış   ancak ayni gün alınan kararla  başına Türkiye  kelimesi getirilerek TBMM olmuştur.

24 Nisanda yapmış olduğu konuşmasında Mustafa Kemal  yeni devletin kuruluşunu şöyle açıklıyordu:

“TBMM  yalnızca bir  yasama ve denetleme organı değil, ülkenin ve milletin  kaderiyle  bilfiil ilgilenen bir heyettir . Kendi içinden seçeceği bir heyeti hükümet işlerini  yürütmeye  memur etmesi gerekir.”

Mustafa Kemalin  Mecliste     bu çerçevede verdiği önergede  “Yeni  bir hükümet teşkili zorunludur” ifadesi aslında  yeni bir devletin ilanından başka bir şey değildir.

24 Nisan tarihinde yapmış olduğu  konuşmanın ardından  yapılan seçimlerde Mustafa Kemal oybirliği ile  TBMM başkanı  olarak seçildiğinde  henüz 39 yaşındaydı…. Mustafa Kemal Paşa , kendi öncülüğünde kurulan TBMMnin başkanlığını Cumhurbaşkanı seçildiği gün olan 1923e kadar sürdürdü.

Mustafa Kemal  Paşa   22 Nisanda yayınladığı bildiri ile “..23 Nisanda Büyük Millet Meclisi açılarak  çalışmaya başlayacağından o  günden sonra bütün sivil ve askeri makamların  ve bütün ulusun buyruk alacağı  en yüce  merci , adı geçen meclis olacaktır…” diyordu.

23 Nisan 1920de  egemenlik İstanbuldan Ankaraya (Saltanattan ulusa) geçmekle kalmıyor  egemenliğin kaynağı   ve yapısı değişiyordu.   Dinsel ve geleneksel   Osmanlı egemenliği yerine  ulusal egemenliğe geçiyordu.

Osmanlı Devletinin karşısında bütün siyasi ve hukuki yetkileri elinde toplayan Türkiye  Büyük Millet Meclisi  bir devrim Meclisi olarak tarihi bir sorumluluk  yükleniyordu.

 

TBMM , açılışından iki gün sonra , sadece  yasama değil, yürütme gücüne de sahip olacak hukuki ve siyasi  yapısını  düzenleme çalışmalarına başladı.  2 Mayıs 1920de Bakanlar Kurulunun seçilmesi hakkındaki yasa   çıkarıldı.  11 bakandan oluşan  “Meclis Hükümeti” , 5 Mayıs 1920de   TBMM Başkanı  Mustafa Kemal Paşanın   başkanlığında  ilk toplantısını yaptı. TBMMnin açılışı ile birlikte  , milli egemenliğe  dayalı yeni Türk Devleti doğmuş oluyordu…..   YARIN DEVAM EDECEK

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.