35 yıllık bağımsız, egemen KKTC Devleti o kadar kökleşmiş ki bunu isteseniz de değiştiremezsiniz. Hem zaten KKTC’de çoğunluk KKTC Devleti’nin tanınmasını ve devamını istiyor. Bu kesin... KKTC’nin en büyük siyasi partisi UBP’nin yeni lideri Sn. Ersin Tatar’ın “Artık iki ayrı devletli bir çözüm modeli konuşulmalıdır.” açıklaması önemli... Diğer taraftan, ülkenin önemli politikacılarından bir veya ikisi halâ “Statüko ortadan kalkmalı” görüşünde ısrarlı. Halbuki “Statüko”nun, yani bugünkü geçerli durumun ortadan kalkması, KKTC Devleti’nin tanınma yolunu kapatıp, Rumlarla “federasyon çözümüne” giden yolu açmak anlamına gelir. “Statüko”dan, yani bugünkü geçerli durumdan hemen sonra tanınma gündeme oturacak. Bu da kesin... Bu gerçekleri ortaya koyduk, şimdi geçelim AB meselesine...
Rumların “Türkiye, AB’nin ‘Kıbrıs Sorunu’na müdahil olmasına sıcak bakıyor” görüşü, bize göre gerçeklerle bağdaşmayan uyduruk bir haber... Rumların politikaları hep böyle kendilerine avantaj sağlayacak ve güya gündem yaratacak “gelişmelerle” dolu. AB’nin son açıklamasına bakalım. AB diyor ki: “Kıbrıslı Türklerin ekonomik yapısını güçlendirerek Kıbrıs’ın yeniden birleşmesine yardımcı olacağız.” Ehh, bu ne demek? Şu demek: KKTC ortadan kalkacak, Kıbrıslı Türkler Rum Kıbrıs Cumhuriyeti içine azınlık olarak entegre olacak...
Rumların oyunları bir Fransız komedisinden farksız. Rumlar değişik politik oyunlarına devam ededursun... Önemli olan bizim sağlam durmamız ve en önemlisi KKTC Devleti’ne sahip çıkmamız. Unutulmaması gereken bir gerçek var. Ne BM, ne AB, ne de herhangi bir yabancı devlet, 35 yıllık bağımsız, egemen KKTC Devleti’nin varlığını inkar edemez. Rum lider Anastasiadis, ikide bir Uluslararası Hukuk’tan söz ediyor. Acaba Anastasiadis KKTC Devleti’nin Uluslararası Hukuk çerçevesi içinde tanınma hakkına sahip olduğunu biliyor mu?...
Uzun lafın kısası : Artık KKTC Devleti olarak bu adada iki devletli çözüme yönelmemiz gerekecek. Bunu çoktan yapmamız gerekiyordu. Neyse, geç olsun da güç olmasın... Karşımızdakiler “federasyon çözümüne” ulaşmak için “ müzakere” sürecinin tekrar başlamasına yönelik büyük çaba harcamakta ve her türlü diplomatik yola başvurmaktadır. İşte bu girişimlere dur demek için iki ayrı devlet çözümünü gündeme getirmemiz gerekiyor. İki eski BM Genel-Sekreteri Cuelllar ve Gobi’nin de vurguladıkları gibi Kıbrıs adasında iki devlet çözümünden başka çözüm olmaz.
