Yeraltı su kaynakları tüketilen, tüm baş pınarları kurutulan, yeterli yağış almayan, su kıtlığı nedeniyle bitki ve yaban varlıkları yıldan yıla azalan, tarım, sanayi, turizm kesimleri sıkıntı içinde olan, halkımıza yeterli miktarda ve kalitede su temin edilemeyen ülkemize su getirmesi olağan üstü değerli ve büyük bir hizmettir.
Her şeyden önce ülkemizin bulunduğu coğrafyadaki tüm ülkeler, sulama ve içme suyu sıkıntısı içindedir. Bu nedenle bize anavatanın su getirmesi büyük bir avantajdır.
‘Suyumuza bile el konulacağı safsatası ile bize yapılan iyiliği önemsizleştirmeğe çalışanların,haklı görülebilecek tarafları yoktur.
Çünkü KKTCde halen, yeterli miktarda ve kalitede ihtiyacımızı karşılayacak su kaynağına sahip değiliz.
Halen tarımda kullanılan sular, aşırı tuzlu olduğu için verim ve kalite çok düşük olmakta ve üretici gereken düzeyde kazanç elde edememektedir.
Daha da önemlisi, mevcut aşırı tuzlu sularla tarımsal üretimin sürdürülmesi durumunda, bir süre sonra biriken tuz nedeniyle topraklarımızda artık bitki yetiştirilmesi mümkün olamayacak.
Öte yandan tüm belediyelerin, yerleşim yerlerine verdiği sular hem yetersiz, hem de içmeye ve kullanmaya elverişli kalitede değildir.
Halen oteller, sanayi kuruluşları hatta vatandaşlar şebekelerdeki suyun yeterli olmaması nedeniyle, ihtiyaçlarını tankerle su satan girişimcilerden karşılamaktadır.
Turistik tesisler ve yerleşim yerlerindeki vatandaşlar, içme suyu ihtiyacını genellikle 19 litrelik damicanalar ve şişelenmiş su satın alarak karşılamaktadır . 19 litrelik Plastik damicanalarda satılan su yaklaşık 6 TL olup, tonu 300TLye mal oluyor.
Yeni su kuyusu açılmasına izin verilmeyeceği ve ülkemizdeki su kuyularına sayaç konulması konusuna gelince, böyle bir uygulamanın yapılması genel çıkarlarımız bakımımdan kaçınılmazdır.
Hatta bu uygulamanın, yeraltı sularımız ve baş pınarlarımız devre dışı kalmadan yıllar önce yapılması gerekirdi.
Halen başta İsrail olmak üzere bir çok kurak ve su kıtlığı içinde olan ülkelerde, yeraltı sularının başıbozuk kullanılmaması amacı ile, kuyulara sayaç konulmakta ve yeraltından çekilecek azami yıllık su miktarı kontrol altında tutulmaktadır.
Böylece yer altı su kaynaklarından, yağmurla beslenmenin üzerinde su çekilmesi ve tuzlanıp kuruması önlenmektedir.
Anavatandan su getirilmesi yerine denizden su arıtılmasının daha isabetli olacağını ileri sürenler ise büyük yanılgı içindedirler.
Çünkü denizden su arıtılması doğasal çevrede sebep olacağı olumsuzluklar nedeniyle dünyada iyi bir seçenek olarak kabul edilmiyor.
Ayrıca arıtılmış su, içinde canlıların muhtaç olduğu mineraller bulunan doğal su ile kesinlikle kıyaslanamaz.
Kısaca belirtmek gerekirse, anavatandan su getirilmesinin olumsuz gösterilmesi, hele su konusunu istismar ederek anavatana karşı haksızca kötüleme kampanyası yürütmesi, iyi niyetli davranışlar değildir. Bu hatalı davranışlar, bizi vefasız göstermekte ve imajımıza gölge düşürmektedir.
Bu nedenle halkımızın çıkarı bakımından gereksiz, dayanaksız , haksız, kırıcı ve hiçbir faydası da olmayan tartışmalar yerine, suyun en verimli şekilde değerlendirilmesine odaklanmalıyız.