banner913
banner932
banner1012

“Rumlar iş birliği yapmazsa Türkiye'nin faaliyetleri sürecek”

banner1020

Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu “KKTC'nin Rum tarafına hidrokarbonlar konusunda ortak komite kurulması önerisi öngördüğü şekilde bir iş birliği mekanizması kurulmadığı sürece KKTC'nin Türkiye Petrolleri'ne ruhsat verdiği alanlarda faaliyetlerimizi bir değişiklik olmadan kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi

banner974
“Rumlar iş birliği yapmazsa Türkiye'nin faaliyetleri sürecek”

banner971

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kıbrıs Postası için özel bir makale kaleme aldı. Çavuşoğlu, makalesinde Kıbrıs sorunundaki son gelişmeler, Rumlarla yürütülen müzakere süreci ve Doğu Akdeniz meselesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Çavuşoğlu, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin 1960 Antlaşmalarıyla, Kıbrıslı Türkleriyle Rumlar arasında siyasi eşitlik temelinde ortaklığa dayanarak kurulduğunu ancak 1963'te Kıbrıslı Rumlar tarafından şiddet kullanılarak gasp edilmesinin üzerinden yarım asırdan fazla zaman geçtiğini belirtti.

Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde 1968'ten bu yana yürütülen müzakere süreçlerinden Kıbrıs Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle sonuç alınamadığını hatırlatan Çavuşoğlu, "Kapsamlı çözüm müzakere süreçlerinin son ayağı olan Kıbrıs Konferansı'nın Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin sergiledikleri yapıcı yaklaşıma rağmen Temmuz 2017'de Crans-Montana'da sonuca ulaşılamadan kapanmasıyla birlikte son müzakere süreci de başarılı olamadı. Müzakerelerin sonuçsuz kalmasının esas sebebi Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıslı Türklerle iktidarı paylaşmayı reddetmesidir." ifadelerini kullandı.

Bakan Çavuşoğlu, Kıbrıs Konferansı'nın kapanmasından bu yana Rum tarafının bu zihniyetinde herhangi bir değişiklik olmadığını gördüklerinin altını çizerek Kıbrıslı Rum liderin kendisini halen üniter bir devletin başı, azınlıklara hak bahşeden bir lider olarak gördüğü ve Kıbrıs Türk tarafının siyasi eşitliğini kabul etmekten uzak bir tavır sergilendiği değerlendirmesinde bulundu.

"SIRF MÜZAKERE ETMEK İÇİN MÜZAKERELERE BAŞLANMASINI YARARLI GÖRMÜYORUZ"

Çavuşoğlu şöyle devam etti:

"Türkiye olarak, müzakerelerin, 2017 yılında Kıbrıs Konferansı'nın sonuçsuz bir şekilde sona erdiği noktadan devam edemeyeceğini söylüyorduk. Müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için neyin, hangi hedef doğrultusunda, hangi modaliteler çerçevesinde müzakere edileceğinin önceden belirlenmesi gerektiğini vurguluyorduk. Son 50 yıldır iki kesimli, iki toplumlu federasyon hedefine yönelik müzakereler sonuçsuz kaldı. Ucu açık, vizyonu ve amacı belli olmayan yeni bir egzersize girilmesine, sırf müzakere etmek için müzakerelere başlanmasını yararlı görmüyoruz. Türk tarafı olarak, hiçbir çözüm yöntemini dışlamıyor, herhangi bir çözüm yöntemini de dayatmıyoruz. Tüm seçeneklerin masada olması gerektiğini savunuyoruz. Bizim için çözüm modelinin adından ziyade mühim olan, çözümün Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliğini ve karar alma mekanizmalarına etkin katılımını ayrıca refah ve güvenliğini garanti altına alacak düzenlemeleri içermesidir."

Bundan sonra yeni bir müzakere süreci başlayacaksa, Ada'daki iki tarafın ortak bir vizyona sahip, ortak bir zeminde müzakereye hazır olduklarının önceden teyit edilmesinin gerekliliğine dikkati çeken Çavuşoğlu, Rum tarafının geçmiş mutabakatlardan geri adım attığı ve Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini kabul etmediği mevcut ortamda, böyle bir ortak zeminin bulunduğunu söylemenin zor olduğunu dile getirdi.

"Karşımızda AB üyeliğinin tüm nimetlerinden faydalanan, kendisini Ada'nın tek sahibi gören bir Güney Kıbrıs Rum yönetimi bulunuyor." diyen Çavuşoğlu, Rum tarafının Ada'nın ortak sahibi Kıbrıslı Türklerle siyasi eşitlik temelinde güç paylaşımına yanaşmadığı gibi, Ada'nın doğal zenginliklerini de paylaşmak istemediğinin altını çizdi.

Çavuşoğlu, "Güney Kıbrıs Rum yönetimi Doğu Akdeniz'deki tek taraflı hidrokarbon faaliyetleriyle Kıbrıslı Türklerin doğal kaynaklar üzerindeki asli haklarını hiçe saymakta ayrıca Türkiye'nin BM nezdinde kayda geçirilmiş bulunan kıta sahanlığında uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını da ihlal etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

"KIBRIS TÜRKLERİNİN HİDROKARBON KAYNAKLARI ÖNERİSİ İSABETLİ"

Ada'nın ortak zenginlikleri üzerinde herhangi bir karar alınırken, Kıbrıs Türklerinin de bu kararların alındığı mekanizmalara dahil edilmeleri gerektiğini en başından bu yana vurguladıklarını belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Kıbrıs Türk makamlarının 2011 ve 2012 yıllarında yapmış oldukları iş birliği önerilerini Rum tarafı geri çevirmiştir. Üstelik Güney Kıbrıs Rum yönetimi maalesef, hidrokarbon konusunu, Kıbrıs Türkleriyle paylaşması ve birlikte karar alması gereken bir unsur olarak görmemekte; Kıbrıs Türklerinin haklarını çözümden sonra vermek üzere korumaya aldığını iddia etmektedir. Rum tarafı Ada'nın zenginliklerini şimdi pazarlarken ve gelir elde etmeye başlarken, Kıbrıs Türklerinin bu haklardan yararlanmalarını kendilerinin engellediği çözümden sonraya bırakması ne bizim ne de Kıbrıs Türklerinin kabul edeceği bir durumdur. Bu nedenle Kıbrıs Türklerinin hidrokarbon kaynakları konusunda 13 Temmuz 2019 tarihinde yaptığı öneri son derece isabetli ve zamanlı olmuştur. Tam destek verdiğimiz bu öneri, Kıbrıs Türklerinin ve Kıbrıslı Rumların, Ada'nın eşit ortakları olarak, eşit haklara sahip oldukları hidrokarbon kaynakları konusunda, gelir paylaşımı dahil iş birliği yapmalarını ve bu kaynaklardan eş zamanlı olarak birlikte yararlanmalarını öngörmektedir. Bu önerinin hayata geçirilmesi, yeni bir iş birliği dönemi başlatacak, bölgesel barış, istikrar ve iş birliğinin gelişimine katkıda bulunacak ve Kıbrıs meselesinin çözümü için de uygun bir zemin yaratacaktır."

Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon sorununun iki boyutu bulunduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, birinin Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin kıta sahanlığı haklarının savunulması, diğerinin ise bizatihi Kıbrıs meselesi olduğunu kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu makalesinde, "Kıbrıs Rum tarafı Ada'nın eşit ortağı Kıbrıs Türkleriyle hidrokarbon kaynakları konusunda müşterek karar alma mekanizması içeren bir iş birliğine girmedikçe, 13 Temmuz önerinizin öngördüğü şekilde bir iş birliği mekanizması kurulmadığı sürece KKTC'nin Türkiye Petrolleri'ne ruhsat verdiği alanlarda faaliyetlerimizi bir değişiklik olmadan kararlılıkla sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE'Yİ DIŞLAMAYA YÖNELİK ORTAKLIK ARAYIŞLARI BAŞARISIZ OLMAYA MAHKUMDUR"

Doğu Akdeniz bölgesinde barış ve istikrardan yana olduklarının altını çizen Çavuşoğlu, Akdeniz'de en uzun kıyı şeridine sahip Türkiye'nin tarihi ve jeopolitik açıdan bölgenin istikrarı ve güvenliği için anahtar konumda olduğuna vurgu yaptı.

Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Bu çerçevede, bölgede Türkiye'yi dışlamaya yönelik ortaklık ve iş birliği arayışları başarısız olmaya mahkumdur. Bunu esasen bölgenin gerçeklerinin ve uluslararası hukukun doğal bir sonucu olarak görmek gerekir. Ada'daki statükonun devamından Kıbrıs Türk tarafının mağdur olduğu açıktır. Biz, Kıbrıs Rum halkınca reddedilen Annan Planı'nı kabul ederek çözüm yolunda her türlü gayreti sarf etmiş, kendisinden beklenen tüm fedakarlıkları göstermiş, olumlu ve yapıcı tutumunu 2017 Temmuz ayında Crans-Montana'da sona eren Kıbrıs Konferansı'nda da ortaya koymuş bulunan Kıbrıs Türklerinin çözümsüzlüğün bedelini ödemelerine müsaade etmeyeceğiz. Türkiye, Kıbrıs Türkünü hiçbir zaman yalnız bırakmamış, hak ve çıkarlarını korumak için her türlü çabayı göstermiştir. Bundan sonra da gerektiğinde hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacaktır."

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.