banner913
banner932
banner1012

"Metodolojinin değişmesi şart"

banner1020

Cumhurbaşkanı Akıncı, Crans-Montana'dan sonra parametreleri sorgulayan tek kelime etmediğini çünkü yıllarca görüşülenlerden süzülerek oluşan parametrelerin çöpe atılacak bir şey olmadığını ama metodolojinin değişmesinin şart olduğunu vurguladı.

banner974
"Metodolojinin değişmesi şart"

banner971

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs'ta bundan sonra ne olacağının belirlenmesi için BM'den bir görevlinin gelip niyet araştırması yapacağını belirterek, eğer müzakere süreci başlatılacaksa asla geçmişteki gibi olmayacağını söyledi.

Akıncı, bundan sonraki sürecin, stratejik süreci ortaya çıkarmak için ve paket yaklaşımıyla olması gerektiğini ifade etti.

AB çatısı altında 2 devletin de Rum lider Nikos Anastasiadis'e sorulması gerekenler arasında yer aldığını kaydeden Akıncı, Kıbrıs müzakerelerindeki parametrelerin değil ama metodolojinin değişmesi gerektiğini vurguladı.

Akıncı,  anlaşsalar da anlaşamasalar da Kıbrıs'ta barış içinde yaşamak istediklerini vurguladı, "Savaşlara doyduk, yeni kan dökülmesini istemiyoruz. Geriye ne şık kalıyor? Uzlaşarak anlaşarak ileriye bakabilmek. Eğer federal yapıyı içselleştiremiyorsan, senin azınlığın değilsem, bir başka ülkeye bağlanmak da istemiyorsam ne kalıyor geriye? Bir devletin varlığı ekonomik olarak güçlenmek ve sen de istersen AB içinde buluşmak... Bundan daha iyisi var mı? Varsa söylesin biri..." dedi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bu akşam Kıbrıs Türk televizyonlarının ortak canlı yayınında haber editörlerinin konuğu oldu.

7 TV kanalında 20.30-22.00 saatleri arasında yayınlanan programda Akıncı, BRT’den Efdal Keser'in moderatörlüğünde, Genç TV’den Aysu Basri Akter, Sim TV’den Hıfsiye Ruh, Kanal T’den Hasan Hastürer, Kıbrıs TV’den Aslı Elder, Ada TV’den Nihan Yücel ve Diyalog TV’den Mert Özdeş’in sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan yayında önce iç konularla, ikinci bölümde de Kıbrıs sorunuyla ilgili soruları yanıtlayan Akıncı, Anastasiadis'in dün yaptığı açıklamada "müzakerelerin bu koşullarda başlayamayacağı" söylemini değerlendirdi ve İsviçre'deki görüşme sürecini hatırlatarak bugüne nasıl gelindiğini özetledi.

Sonuç alınamayan 5'li konferansın düzenlenmesinde Kıbrıs Türk tarafının son derece önemli rolü olduğunu kaydeden Akıncı, "Gelinen noktada izlenimimiz, Rum liderliği yetkiyi paylaşmayı içselleştiremiyor. Ağızlarından hiçbir zaman ortak federal devlette bir Kıbrıslı Türk'ün de Cumhurbaşkanı olacağını duymadık" dedi.

Akıncı, harita sunarken halka açıklıkla "çözüm istiyorsak karşılığında bir şey vereceğiz, verebileceğimiz topraktır" dediğini ama Anastasiadis'in çıkıp toplumuna bir şey söylediğini hiç duymadığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum lider Anastasiadis, Crans-Montana'da süreç çöker çökmez önerilerini geri çekince kendisinin de BM'den haritayı geri istediğini ve 8 Aralık'ta da aldığını anlattı.

Müzakerelerin başladığı 15 Mayıs 2015 öncesinde 11 Mayıs akşamı Ledra Palas'ta dönemin BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin de yer aldığı yemekte baş başa görüştükleri bölümde Anastasiadis'e, "Herhalde müzakere ederken sen de Akdeniz'de kazı falan yapmazsın, çünkü aksi halde bu iş yarım kalır" dediğini açıklayan Akıncı, Anastasiadis'in böyle bir şey yapmayacağını söylediğini ifade etti.

"SENİN HAKKIN VARSA BİZİM DE VAR"

Cumhurbaşkanı Akıncı, Barbaros gemisi geldi diye müzakereleri askıya alanın Anastasiadis olduğunu belirterek, "Şimdi de benzer durum var, müzakereler başlayamaz dediği odur. Doğal zenginliklerin federal devletin yetki alanında olmasında hemfikiriz ama şu  anda federal devlet yok. Senin hakkın varsa bizim de var" dedi.

Bundan sonraki sürece değinen Akıncı, Türkiye'nin sondaj gemisi aldığını, eğer Rumlar 10'uncu parselde Exxon Mobil'e kazı yaptıracaksa kendilerinin de TPAO'ya verdiği yetkinin yerine getirme hakkı olduğunu vurguladı.

MÜZAKERELER ANASTASİADİS'İN ZİHNİYETİ NEDENİYLE İMKANSIZ

Cumhurbaşkanı Akıncı, "Masanın kurulabilmesi için zaten Anastasiadis'in zihniyet dönüşümünü göstermesi lazım" diyerek, Anastasiadis'in zihniyeti yüzünden yaşanan siyasi eşitlik, mobil telefon haberleşmesi, elektrik bağlantısı, öğrencilerin ulaşımı gibi sıkıntılardan örnekler verdi ve "Müzakerelerin başlaması bunlardan dolayı imkansız" ifadelerini kullandı.

Mustafa Akıncı, BM Genel Sekreteri'nin iki liderin bir araya gelerek niyet belirtmesini beklediğini kaydederek, "Ben geçen gün Spehar'a da söyledim: 'Aynı şeyi söylemek yetmez, aynı şeyi kastetmek de lazım'... Anastasiadis 'Guterres çerçevesinde görüşmeye hazırız' diyor ama Annan Planı haritasını istiyor. Bunu istersen Annan Planının diğer yönlerini de kabul ediyor musun?" diye sordu.

Tüm bu tavırları "maksimalist"  diye nitelediğini hatırlatan Akıncı, BM Genel Sekreteri'nin muhtemelen kendileriyle görüşmek üzere birini görevlendireceğini, bu kişinin iyi niyet misyonu bağlamında nabız yoklayabileceğini, tüm bunları Anastasiadis'e sormasını isteyeceğini ifade etti.

Doğal gazla ilgili Rumların, Kıbrıslı Türklerin hakkı olmadığı söylemlerine karşılık Akıncı, "Tanınmadığımız için mi? O zaman yaşamaya da mı hakkımız yok?" diye sordu ve özetle şunları dile getirdi:

"Yeni gelişmeler içinde yeni bir hukuksal yapı kurmak için 50 yıldır müzakereler yürüttük, kuramadık. Kuramadık diye bütün haklarımızı kayıp mı ettik? En büyük hukuksuzluk budur. Dünya bizi tanımıyor ama biz kendimizi tanıyalım ve bilincinde olalım, bunun mücadelesini de verelim.

Son yaşanan olaylarda kimse 'Kıbrıslı Türklerin hakkı yok' diyemedi. Rumlar da, ENI şirketi de diyemedi.

Rum tarafı çok ciddi bir yanlış yapıyor. Kıbrıs Türklerini ve TC'yi geleceğin ortakları olarak algılasalar hepimizin önüne yeni bir yol açılacak. Bu onlar için de en iyisi olacak."

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs'ta acıları, gözyaşını, barutu yaşadıklarını; şimdi barışın nimetlerini yaşamak istediklerini kaydederek, "Ama bunlar söylemle olmuyor. Bana göre vicdan da, duygular da önemlidir. Daha ne yapılabilirdi de yapmadık diye düşünüyorum, inanın bulamıyorum" ifadelerini kullandı ve müzakere sürecinde BM ile sıkı çalışmalara değindi.

"ÇOK UMUTLU BAŞLADIM AMA OLMADI"

Akıncı, müzakere sürecine çok umutla başladığını ve bu umudunun sahte olmadığını belirterek, "Büyük Han'da kahve içerken de diğer tarafta zivaniya içerken de çok umutluydum. Çünkü ilgili kişi (Anastasiadis) Annan Planı'na 'evet' demiş yüzde 25'in içindeki biri. Herhalde Hristofyas'la olmayan Anastasiadis'le olacak, biz de katkı yapacağız bu çözüme dedim ama olmadı. Hristofyas dönüşümlü başkanlığı kabul etti, Anastasiadis kabul etmemek için bin bir dereden su getirdi" diye konuştu.

Gelinen aşamada, Anastasiadis'le çok içten, samimi, yüz yüze görüşme yapmaları gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, "Müzakere anlamında değil ama yüz yüze, bundan sonrası için ne düşünür, ne yapacağımız bunları konuşmamız lazım. Benim ona söyleyeceklerim, sorularımız olacak. Bu bizim tarihi sorumluluğumuzdur" dedi.

Akıncı, Kıbrıs'ta bulunacak bir çözümden ve varılacak barıştan herkesin kazanacağını vurgulayarak aksi halde kaybedenin sadece Kıbrıslı Türkler de olmayacağını, Rumların da kaybedeceğini ve Doğu Akdeniz'deki ortak zenginliğe sahip olamayacaklarını bilmeleri gerektiğini söyledi.

"BUNDAN SONRA ASLA GEÇMİŞTEKİ GİBİ OLMAYACAK"

Henüz Anastasiadis'le bir görüşme planlanmadığını, BM'den gelecek görevlinin niyet araştırması yapacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, "Bundan sonra eğer bir müzakere süreci olacaksa bu asla geçmiştekileri gibi olmayacak. Gidelim gelelim müzakerecileri yollayalım dönemi bitti... 50 yıl yaptık, yeter. Sonuç almak istiyoruz. Eğer bu ön koşulsa, BM Genel Sekreteri'nin ön koşuludur. 28 Eylül belgesine bakın. Bundan sonraki süreç stratejik bir süreci ortaya çıkarmak için ve paket yaklaşımıyla olmalı. Genel Sekreter'in raporunda da paket anlayışı var. Guterres çerçevesi de budur" diye konuştu.

"ÖZERSAY'IN GİRİŞİMLERİNİ DEĞERSİZLEŞTİRMEMEK LAZIM"

Cumhurbaşkanı Akıncı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay'ın yurt dışı girişimleri konusundaki soruya karşılık sürecin çok hızlı geliştiğini, yapılanların bir kısmının kamuoyuna açıklandığını bir kısmının açıklanmadığını, bunun anlayışla karşılanması gerektiğini söyledi.

"YAPILANLAR SADECE BİR ŞİRKETİN ELEMANLARIYLA SINIRLI DEĞİLDİ"

Özersay'ın kendisini de bilgilendirerek gittiğini ifade eden Akıncı, "İstişare ederek an be an yürüttü. Bu gayretli çalışmaları değersizleştirmeye çalışmamak gerekir. Figüranlık filan lafları doğru yaklaşım değil. Orada yapılanlar sadece bir şirketin elemanlarıyla da sınırlı kalmadı, o kadarını söyleyebilirim. Bu çalışmalara destek olmak lazım köstek değil..." dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, hedeflerinin adada kapsamlı çözüme ulaşmak olduğunu, doğal gaz olayını da şimdiden komiteler kurarak konuşmakta fayda gördüklerini kaydederek "Mesele doğal gazı çıkarıyoruz, payınızı veriyoruz meselesi değil. Doğal gaz ve diğer doğal kaynaklar merkezi federal hükümetin yetki alanıysa, orada bir tek toplumun kararı söz konusu olmayacak birlikte karar üretilecek. İşte bu çok önemli bir güven artırıcı önlem... Gerginlik değil ortak kazanım" dedi.

"Çözüm konusu bağlamında bu isteksizlik devam edecekse en azından ara formül konusunda adım atılabilir mi" dediğini ve çift taraflı adım bekleyen telefonlarda roaming, elektrik gibi bekleyen birçok güven artırıcı önlem bulunduğunu kaydeden Akıncı, iki toplumun iletişimini iyileştirmenin yararını vurguladı, bu yüzden zihniyeti önemsediğini, bir değişime, anlayış farklılaşmasına ihtiyaç olduğunu anlattı.

2020'DE ADAY MI?

2020 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olup olmayacağı sorusu da yöneltilen Akıncı, bu soruya karşılık "Daha iki yıl var, 2 yıllık süre sonunda ne olur şimdiden söylemek için çok erken" dedi ve "İki yıl siyasette az zaman değil. Şu anda meşgul olduğum konu da o değil. Rum tarafında niyet farklılaşması görürsek Kıbrıs sorununda ciddi gelişmeler yaşanabilir" ifadelerini ekledi.

Akıncı, Crans-Montana'da çöken görüşmelerden sonra hiçbir şeyin kalındığı yerden aynı biçimde devam edemeyeceğini söylediğini hatırlatarak, "Ucu açık sonuç odaklı olmayan bir süreç yaşanamaz" dedi.

"PARAMETRE ÇÖPE ATILACAK BİR ŞEY DEĞİL AMA METODOLOJİNİN DEĞİŞMESİ ŞART"

Cumhurbaşkanı Akıncı, Crans-Montana'dan sonra parametreleri sorgulayan tek kelime etmediğini çünkü yıllarca görüşülenlerden süzülerek oluşan parametrelerin çöpe atılacak bir şey olmadığını ama metodolojinin değişmesinin şart olduğunu vurguladı.

Hükümet programına Kıbrıs sorunuyla ilgili bir şey yazılmasa da süreç ilerledikçe ortak akılla hareket edileceğini belirten Akıncı, "Ben hükümet partileriyle farklı biz çizgide değilim... Türkiye'yle sürekli temas halindeyiz, bu konularla ilgili sıkıntı yok. Benim planlanmış bir ziyaretim yok ama bugünlerde öncelik hükümetin gitmesidir" dedi.

AB ÇATISI ALTINDA 2 DEVLET

Cumhurbaşkanı Akıncı, AB çatısı altında 2 ayrı devlet söylemiyle ilgili soruyu da yanıtladı ve "Anastasiadis'e soracağız bakalım bu 2 ayrı devlet konusunda ne düşünür. Çünkü zaman zaman mesajlar geliyor. En büyük destekçisi Hrisostomos bazen söyler, sonra çark eder. Anastasiadis'in çevresine verdiği mesajlar kulağımıza gelir... Bunları hep soracağız" diye konuştu.

Kıbrıs'ta iki toplumun var olduğunu ve Rumların gasp ettiği devletten Kıbrıslı Türklerin silah zoruyla dışlandığını anlatan Akıncı, eğer şimdi ortak devlet kurulamayacak noktaya gelindiği kanaati her iki tarafta da hasıl olursa, bu topraklarda ne yapacaklarsa uzlaşarak yapacaklarını söyledi.

Akıncı,  anlaşsalar da anlaşamasalar da Kıbrıs'ta barış içinde yaşamak istediklerini vurguladı, "Savaşlara doyduk, yeni kan dökülmesini istemiyoruz. Geriye ne şık kalıyor? Uzlaşarak anlaşarak ileriye bakabilmek. Eğer federal yapıyı içselleştiremiyorsan, senin azınlığın değilsem bir başka ülkeye bağlanmak da istemiyorsam ne kalıyor geriye? Bir devletin varlığı ekonomik olarak güçlenmek ve sen de istersen AB içinde buluşmak... Bundan daha iyisi var mı? Varsa söylesin biri..." dedi.

Akıncı, BM parametrelerini bir yere atmadığını yineleyerek asgari müştereklerde buluşulamıyorsa bunun engelleyicisinin Kıbrıslı Türkler olmadığını kaydetti, 2004'te de Crans-Montana'da da 'ehveni şer buysa oturup bunu da konuşalım' dediğini anlattı.

Dönüm noktasında mı olunduğu sorusuna karşılık ise Akıncı, her konunun kendi dinamikleri ve her gelinen kavşakta değerlendirileceğine işaret etti; "Şu andaki kavşağımız Anastasiadis'in gerçek niyeti nedir, Genel Sekreter bizden cevap bekliyor, onun cevabı nedir, bizim nedir... Adım adım gideceğiz. Merhaleleri bir çırpıda aşmamak da doğru siyasettir. Hele bir fırsat verelim birbirimize. Seçimlerden çıktı, bizimle yeni bir ilişkiyi nasıl görüyor, nasıl bir paradigma sunacak toplumuna ve bize, yeniden bir güven ilişkisi kurabilecek miyiz? Çünkü bu süreçte en büyük yarayı güven aldı..." ifadelerini kullandı.

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.