banner913
banner932
banner1012

Koalisyon sancısı

banner1020

Seçim sonuçlarının ardından ortaya çıkan koalisyon belirsizliği konusunda Türkiye’den mesaj geldi. TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, KKTC’deki bazı partilere gönderme yaparak “Umarım 'koalisyona girmeyiz' gibi açıklamalar bir kenara bırakılır, hükümet kurulur” dedi

banner974
Koalisyon sancısı

banner971

ÖZYİĞİT: BIRAKIN BİZ KARAR VERELİM

TDP Genel Başkanı Özyiğit ise, Çavuşoğlu'nun yorumuna “Halk iradesine saygı göstersinler ve bıraksınlar da Hükümetin nasıl kurulacağına biz karar verelim” diye yanıt verdi

ÖZERSAY: UBP İLE KOALİSYONDA NASIL HESAP SORACAĞIZ?

UBP ile koalisyon kapılarını kapatan HP Başkanı Özersay ise kararından geri adım atmadı. Özersay “Bizim için mesele, “hesap soracağımız” yönündeki sözümüzü tutmaktır. Özgürgün gibi servetini izah edemeyen kişiyle ve bazı bakanlar hakkında ciddi iddiaların olduğu bir partiyle koalisyon ortaklığı yapıp nasıl hesap sorabileceğiniz meçhuldür” diye konuştu

DP, KAPILARINI AÇIK  BIRAKTI

Öte yandan DP MYK ve PM dün akşam toplandı. Toplantıda hükümet kurma çalışmalarını yürütmek için DP Genel Başkanı Serdar Denktaş’a yetki verildi. Denktaş, partilerle görüşmeleri yürüterek sonucu tekrar PM’de değerlendireceklerini söyledi

“Koalisyona girmeyiz açıklamalarını bırakın”

TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, KKTC’deki seçim sonuçlarıyla ilgili bazı partilere gönderme yaptı ve “Umarım 'koalisyona girmeyiz' gibi açıklamalar bir kenara bırakılır, hükümet kurulur. Biz de KKTC ile ilgili atacağımızı adımları atarız” dedi

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, KKTC’de pazar günü yapılan seçimlere işaret ederek, “Hükümet kurmada karamsarlık var. Umarım 'koalisyona girmeyiz' gibi açıklamalar bir kenara bırakılır, inşallah hükümet kurulur. Biz de KKTC ile ilgili atacağımızı adımları atarız ama Kıbrıs müzakereleriyle ilgili ne yapacağımızın kararını da birlikte vermemiz gerekiyor. 2018 de bu bakımdan kritik bir yıl olabilir” dedi.

Çavuşoğlu, KKTC’de son seçimlerin ardından başkanlık seçimlerinin tartışılmaya başlandığını belirterek, "KKTC'de de başkanlık sistemi tartışılıyor. Olabilir. Önemli olan demokrasinin işlemesidir. Önemli olan güçler ayrılığıdır. Biz başkanlık sistemine geçtik. Bunun şimdiden faydasını görüyoruz, gördük." dedi.
KKTC’deki erken genel seçim sonuçları ve adadaki çözüm sürecine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, Çavuşoğlu, burada demokratik bir seçimin yapıldığını fakat sistemin oldukça karmaşık olduğunu belirterek, bu durumun parti dayanışmasını da ortadan kaldırdığını söyledi.
Çavuşoğlu, seçim sonuçlarının ardından tek başına iktidarın çıkmadığını hatırlatarak, iki, üç ya da dört partili koalisyonun olabileceğini ve bir tıkanmanın olması halinde erken seçime gidilebileceğini belirtti.
KKTC'de bir an önce hükümetin kurulmasının gerekliliğine dikkati çeken Çavuşoğlu, Türkiye'nin KKTC'ye her zaman destek verdiğini kaydetti.
Çavuşoğlu, KKTC'deki son seçimlerin ardından başkanlık seçimlerinin tartışılmaya başlandığını belirterek, "KKTC'de de başkanlık sistemi tartışılıyor. Olabilir. Önemli olan demokrasinin işlemesidir. Önemli olan güçler ayrılığıdır. Biz başkanlık sistemine geçtik. Bunun şimdiden faydasını görüyoruz, gördük." dedi.
Bakan Çavuşoğlu, "Kıbrıs müzakereleri için de veya Kıbrıs'ta atacağımız adımlar için de bir an önce hükümetin kurulmasında fayda var. Her ne kadar müzakereyi cumhurbaşkanı yürütse de." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, Kıbrıs müzakereleri sürecinde 2017 yılında Cenevre'de ve temmuz ayında Crass-Montana'da geçen süreçte yürütülen müzakerelerin çerçevesini belirleyen konunun, iki liderin Şubat 2014'te yaptığı ortak açıklama ve BM ile belirlenen parametreler olduğunu belirtti.
Türkiye'nin bu parametrelerle ilgili herhangi bir sorununun olmadığı, KKTC'nin de bu parametreleri kabul ederek müzakerelere başladığını ve Türkiye'nin de destek verdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Gözlemim şudur ki bu parametrelerle Rum kesimi hiçbir zaman bir çözüme yanaşmayacak yani Rum kesimi herhangi bir iki kesimliliğe dayanan, yani siyasi eşitliğe dayanan bir çözüme yanaşmayacak." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, bunun sebebinin Rum kesimin zihninde KKTC'ye göre daha iyi olduğu düşüncesinin yer aldığını belirterek, şunları kaydetti:
" ‘Kuzeye göre daha iyiyiz. Dolayısıyla biz bir devletiz’ diyor ve ‘neden biz bu gücü Türklerle paylaşalım’. Türklere yönelik zaten düşünceleri ortada. ‘Neden biz yani yönetim gücü bir devletimiz var bunu neden Türklerle paylaşalım. İşte dönüşümlü başkan olacak, neden bir Türk bizim başkanımız olacak, dönüşümlü bile olsa. Bizim ekonomimiz iyi, biz bu ekonomiyi Türklerle niye paylaşalım? Bizim işte şu gibi imkanlarımız var bunları Türklere niye verelim?’ Anlayış bu. Halktaki anlayış bu, kilisedeki ve siyasi partilerin çoğundaki anlayış bu. Böyle bir durumda Rum kesimi bu parametrelerle hiçbir zaman çözüme yanaşmayacak. Hatta ve hatta son Cenevre'den Ocak 2017'den Temmuz 2017'ye kadar Rum lider Anastasiadis iki kesim ve iki lider arasındaki mutabakatlardan, anlaşılan konulardan geri adım atmaya başladı."
Türkiye'nin tüm samimiyetiyle kalıcı bir çözüm için görüşmelere gittiğini belirten Çavuşoğlu, AB, Birleşmiş Milletler ve gözlemci ülke olarak İngiltere'nin de bunu gördüğüne dikkati çekti.
Çavuşoğlu, "Ertesi gün Hamburg'a gittiğim zaman İngiltere Başbakanı (Theresa) May, (AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude) Junker ve diğerleri gelip bize teşekkür ettiler çünkü dürüstçe İngilizler ve AB'nin temsilcileri (AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica) Mogherini ve (AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans) Timmermans orada Türkler ve Türk tarafı çözüm isteyen taraftı diye anlatmışlar ama bu bizim çözüm isteyen taraf olmamız sonuç getirmiyor. Çünkü müzakere ettiğiniz bir taraf var." dedi.
Söz konusu parametrelerle çözüm olmayacaksa parametrelerin belirlenmesi gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin, KKTC ile seçimlerin ardından yeni yol haritasının belirlenmesine ilişkin görüş alışverişinde bulunacağı yönünde mutabakata vardığını kaydetti.
Bu süreçte, KKTC tarafından Türkiye'yi hazmedemeyenlerce Türkiye'yi rahatsız eden bazı açıklamaların yapıldığını belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile yaptığı toplantıda bir mutabakata varıldığını, seçim sürecinde bir açıklamanın yapılmaması ve seçimlerin ardından neler yapılacağının birlikte kararlaştırılacağı yönünde görüş birliğine varıldığını hatırlattı.
Çavuşoğlu, "Maalesef o süreçte medya ve mülakatlar yoluyla bazı şeyler oldu. Bunları biz doğru bulmuyoruz ama şimdi onları bir kenara bırakalım. Seçimler oldu, hükümet kurulsun, parametrelerin neler olacağını göreceğiz." diye konuştu.

 

“Halk, UBP’ye hükümet ol görevi verdi”

UBP Genel Sekreteri Dursun Oğuz, halkın UBP’yi birinci parti yaparak ‘hükümet ol’ görevi verdiğini vurguladı

UBP Genel Sekreteri Dursun Oğuz, BRT’ye bundan sonraki süreçte UBP’nin tavrını açıkladı.

Resmi süreç başlamadan siyasi partilerden olası koalisyon senaryolarına ilişkin açıklamalar geldiğini belirten Oğuz, bunu doğru bulmadıkları mesajı verdi.

Partisinin süreç başlayınca gerekleri yerine getireceğini belirten Oğuz, halkın UBP’yi birinci parti yaparak önemli bir görev; hükümet ol görevi verdiğini anımsattı.

Oğuz, bu aşamada diğer partilerin hükümet konusundaki tavırlarını paylaştığını anımsatarak, süreç başlayınca her şeyin netleşeceğini söyledi.

Ülkenin bekleyen birçok sorunu bulunduğunu, yeni yıl gelmesine rağmen hala bütçenin beklediğini ifade eden Dursun Oğuz, partilerin bunu iyi değerlendirmesi gerektiğini ifade etti, tüm partileri sorumlulukla davranmaya davet etti.

“Özgürgün ne ektiyse onu biçiyor”

HP lideri Özersay: “Bizim için mesele, “hesap soracağımız” yönündeki sözümüzü tutma isteğimizdir. Özgürgün gibi servetini izah edemeyen kişinin başında bulunduğu ve bazı bakanlar hakkında ciddi iddiaların olduğu bir partiyle koalisyon ortaklığı yapıp nasıl hesap sorabileceğiniz meçhuldür”

Halkın Partisi Başkanı Kudret Özersay "UBP ile koalisyon kurmama" yönünde aldıkları kararı eleştirenlere sosyal medya üzerinden yanıt verdi.

Özersay "Özgürgün ile ilgili izah edilemeyen bilgiler ve diğer iddialar ortadayken kendisiyle bir hükümet kurup da kimden neyin hesabını soracağız?" dedi.

Kudret Özersay’ın açıklaması şöyle:

“Seçim öncesinde söylediğimiz sözün arkasında durarak, seçimden sonra UBP ile koalisyon kurmayacağımızı ve bu nedenle de görüşmeyeceğimizi açıklamamız üzerine bize karşı bazı eleştiriler yapılmaya başlandı. “Görüşseydiniz, şartlarınızı masaya koysaydınız da kabul etmezse UBP kabul etmesindi!” diyenler oldu. Olabilir, normaldir. Peki bu eleştirilerin tutar yanı var mıdır? Gelin bu konuya bir bakalım:
1- Sanırım bazıları siyaseti yalan söylemek olarak görüyor ve özellikle seçim dönemlerinde söylenenlerin, seçim geçince unutulacak şeyler olduğu noktasından hareket ediyor. “Ne olacak canım, UBP ile kurmayacağınızı söylediniz ama o, seçimden önceydi, seçim geçti bitti” gibi yaklaştıkları için bizi anlamakta zorlanıyorlar. Biz o sözü seçimde “laf olsun diye” söylemedik.
2- Peki neden söyledik? Çünkü bu sistemin düzeltilebilmesi için, yapanın yanına kar kalmaması, hesap sorulması gerektiğini düşünüyoruz, oysa Hüseyin Özgürgün gibi yaşadığı ani zenginleşmeyi ve servetini izah edemeyen bir kişinin başında bulunduğu, kısa süre öncesine kadar da hükümette yer alan bazı Bakanlar hakkında çok ciddi iddiaların olduğu bir parti ile koalisyon ortaklığı yapıp nasıl hesap sorabileceğiniz meçhuldür de ondan. Yani bizim için mesele, “bir siyasi partiye düşmanlık” değil, “hesap soracağımız” yönündeki sözümüzü tutma isteğimizdir. 
3- Ama dahası da var: Madem ki bu şartlarda UBP ile hükümet kurmayacağımızı söyledik, sayın Özgürgün hükümet kurma görevini aldığında bize gelirse neyi görüşmeye gelecek? Hükümet kurmayı değil mi? Peki kendisiyle hükümet kurmayacaksak ve hükümet kurmak için görüşmeye geliyorsa neden görüşüyoruz? Neden ülke zaman kaybetsin?
4- Hal böyleyken UBP ile hükümet kurmayacağız madem ki, hükümet kurma şartlarını neden masaya koyuyoruz? Hükümet kurmak için mi? Yok eğer hükümet kurmak için değilse, “hükümet kurmayacağız ama kurmak niyetindeyiz görüntüsü vermek için” mi? 
5- Seçim sürecinde Halkı kaale almayan, bizi kaale almayan, sorduğumuz hiç bir soruya yanıt vermeyen, bizimle TV programına çıkmayan Hüseyin Özgürgün bize “koalisyon kurmak için” geldiğinde, biz kendisiyle neden görüşeceğiz bana birisi söyleyebilir mi? Şimdilerde birileri “yahu Özersay yıllarca Rumlarla görüştü ama şimdi Hüseyin bey ile görüşmüyor” demeye kalkıyor! "Halkın Partisi ve parti başkanı olarak Özersay cüzzamlı mıydı ki seçimden önce görüşmediniz, karşısına çıkmadınız, sorduğu hiç bir soruya yanıt vermediniz" diye sormazlar mı sana? Birileri akıl tutulması yaşadığı için sormuyor olabilir ama biz sorarız! 
6- Diğer siyasi partileri ve Halkı kaale almayan birisi bizimle, yapmayacağımızı açıkça söylediğimiz bir şeyi yapmaya gelecek ve biz ona hürmet edeceğiz öyle mi?

Özetle biz, hesap sorabileceğimiz bir hükümet mümkün mü ona bakarız, çünkü halka bu sözü vererek destek istedik. Sayın Özgürgün ile ilgili izah edilemeyen bilgiler ve diğer iddialar ortadayken kendisiyle bir hükümet kurup da kimden neyin hesabını soracağız? Sayın Özgürgün ne ektiyse onu biçiyor, bu kadar açık ve net.

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.