banner913
banner932
banner1012

Atina’da Restleşme

banner1020

TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarihi Yunanistan ziyaretine karşılıklı restleşmeler damga vurdu. Erdoğan, Kıbrıs konusunda “Süreçte minderden kimlerin kaçtığını çok iyi biliyorum. Bütün belgeleri rahatlıkla verebilirim” diye konuştu. Erdoğan’a yanıt veren Yunanistan Başbakanı Çipras ise, “43 yaşındayım ve bu durum 43 yıldır devam ediyor, çünkü yasa dışı bir işgal olmuştu. Biz, yabancı askerlerin olmayacağı bir Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmasından yanayız” dedi. Bunun üzerine Erdoğan “Ben de 63 yaşındayım. Ciddi bir tecrübem var. İki de bir Kıbrıs'taki askerlerimiz konuşuluyor. Tamam da Yunanistan asker bulundurmadı mı?” diye sordu

banner974
Atina’da Restleşme

banner971

 

“Minderden kimlerin kaçtığını çok iyi biliyorum”

TC Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Çipras arasında Kıbrıs konusunda tartışma yaşandı. Erdoğan, “Süreçte minderden kimlerin kaçtığını çok iyi biliyorum” diye konuştu

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Atina'daki görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan ile Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopoulos arasındaki görüşmeye damga vuran 'Lozan' konusu bu basın toplantısında da gündeme geldi. Erdoğan, "Bu anlaşmanın yeniden yapılandırılması, güncellenmesi söz konusu olamaz" diyen Çipras'a yanıt verdi.

İki lider arasında Kıbrıs konusunda da tartışma yaşandı. Erdoğan, "Takip ettiğim süreçte minderden kimlerin kaçtığını çok iyi biliyorum" diye konuştu.

İki lider arasında 'Lozan' açıklamaları sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Peki Lozan sadece Ege’yi mi kapsıyor? Batı Trakya’daki azınlıkların hukuku yok mu? Şimdi buradaki azınlıkların hukukunu bu anlaşmayla biz nasıl teminat altına alacağız? Şu anda 150 bin Müslüman Türk Pomak azınlık var. Bunların hukukunu herhalde araştırmak, korumak özellikle de Yunanistan’daki görevi olsa gerek. Bakın çok enteresandır. Şu anda 15 bin Euro kişi başına milli geliri var Yunanistan’ın, ama Batı Trakya’da 2 bin 200 euro. Bu fark korkunç bir fark. Bu oradaki insanların hangi şartta yaşadığını göstermesi bakımından önemli" diye konuştu. 

Karşılıklı Lozan açıklamaları sonrası bir soru sırasında araya giren Çipras, "Kendisi Lozan anlaşmasının yeniden düzenlenmesini istemiyor. Böyle bir şey yapmak için Japonya gibi 9 ülkeyi bulmak gerekir. Yunanistan’ın toprak bütünlüğüyle ilgili olarak herhangi bir durum söz konusu değil. Kendisi Lozan anlaşmasıyla ilgili güncellemeden bahsediyor, bunun hayata geçirilmesinden bahsediyor. Bu anlaşmanın doğru şekilde uygulanmasından bahsetti. Trakya konusuyla ilgili şunu söylemek istiyorum. Bizim ülkemiz Yunanistan vatandaşı Müslümanlarla ilgili hassas davranmakta. Azınlık konularıyla ilgili, yaşam standardıyla ilgili daha fazla adımlar atılması gerektiğine de katılıyorum. Fakat reformlar başka ülkeleri ilgilendiren bir konu değil. Biz reformları uygulayacağız ve bu bizim meselemiz. Yine Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın Ege’deki fikir ayrılıklarıyla, Kıbrıs’taki fikir ayrılığından bahsettiğini duydum.
Ben 43 yaşındayım ve 43 yıldır bu mesele hala tartışılıyor. Yine bu çerçevede kimin suçlu olduğuna dair bir tartışma söz konusu. Ama bu durum 43 yıldır devam ediyor, çünkü yasa dışı bir işgal olmuştu. O sebeple ortaya çıktı.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise şunları söyledi:

“Atacağımız diğer adım özellikle Kıbrıs konusunda da yine söylüyorum. Adil ve kalıcı bir çözümü bulmamız gerekiyor. Tabi yaş itibariyle 43 yıldır bunu böyle devam ediyor demesi, 63 yaşında olduğuma göre ben de aynı şeyi yaşıyorum. Ben burada ciddi bir tecrübeye sahibim. Takip ettiğim süreçte de minderden kimlerin kaçtığını çok iyi biliyorum. Bütün belgeleri rahatlıkla verebilirim. Buna dikkat edersek çok şeyi aşarız diye düşünüyorum.

Asker bulundurma deniyor tamam da Yunanistan asker bulundurmuyor mu? Annan planı uygulanmış olsaydı bu noktaya gelmemiş olacaktır.

Asker sayısı belli düzene oturtulmuştu. Ama referandumda kim ters hareket etti? Güney Kıbrıs ters hareket etti ve bugünlere geldik.

Ortak açıklamada ilk olarak Çipras konuştu. Çipras konuşmasından şunları söyledi:

Lozan anlaşması azınlık konularına değinmekte. Tahriklerde kışkırtmalarda bulunmadan konuşabilmeliyiz. Tabi aramızda bir güven ilişkisi oluşturabilmeliyiz. Bunun zor olduğunu biliyoruz esasında. Bu ilişkiler halklarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye çıkacak. Hem Ege’de hem Doğu Akdeniz’de istikrara katkıda bulunacak.

Ama bu modernleştirme sadece Lozan Anlaşması’na kati saygı çerçevesinde gerçekleştirilebilir. Ve bu anlaşmanın yeniden yapılandırılması, güncellenmesi söz konusu olamaz. Bunu açık ve net şekilde söylüyorum. Cumhurbaşkanıyla açık ve net şekilde konuştuk. Biz anlaşmazlıkların arkasına gizlenmeyi değil çözmeyi düşündük. Birbirimizi karşılıklı olarak anlamak durumundayız.

“YABANCI ASKERLERİN OLMAYACAĞI BİR KIBRIS CUMHURİYETİ KURULMASINDAN YANA OLDUĞUMUZU SÖYLEDİM”

Buna paralel olarak cumhurbaşkanı ile birlikte Kıbrıs sorununun adil ve kalıcı çözüm bulunmasının hem Kıbrıs hem bölgemiz için ne kadar önemli olduğunu görüştük. Bizim tarafımızdan, bizim tezlerimizi savundum. Ve bu çerçevede yabancı askerlerin olmayacağı bir Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmasından yana olduğumuzu söyledim. Ve bu çözümün BM genel sekreterinin çerçevesinde bulunması gerektiğini söyledim. Türkiye ve AB arasında imzalanan anlaşmayı konuştuk. İki ülke yetkili makamlarının daha yakın işbirliğini konuştuk. Türk halkının 3,5 milyondan fazla mülteciyi barındırmakla ilgili yoğun çabasını takdirle karşılıyorum.

Çipras'tan sonra konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Kıbrıs konusunda şunları söyledi:

“Ben Kıbrıs meselesinde aktif rol oynamış bir siyasetçisiyim. Bu işin en zirve nokta, Davos’taki görüşmede Kofi Annan benden rica etmiştir. Demiştir ki bu konuda ne düşünüyorsunuz? Ben size soruyorum dedim. Ben 3 kez teşebbüs ettim başarılı olamadım, girmek istemiyorum dedi.

Beni 1 hafta 10 gün sonra aradı, başlayabiliriz dedi. Tabi Yunanistan garantör ülke, Türkiye de garantör ülke, İngiltere de garantör ülke. Çalışmalara başladık. Final çalışmasını da İsviçre’de yaptık. Kofi Annan, başbakanlar orada bir araya geldik. O zaman Karamanlis Yunanistan başbakanıydı. Görüşmeler bittikten sonra son ana geldiğimizde, hatta Güney Kıbrıs tarafı masadan çekilmek istedi. Annan dedi ki “Ben söz verdim, bu işi bitireceğiz” dedi. Ve imzalar atıldı ayrıldık iş referandum safhasına geldi. İşte bildiğiniz gibi yüzde 65-70 Türkler evet dedi, ama Güney bir o kadar hayır dedi. Ve oradan AB’ye Güney Kıbrıs girdi. Bu ana kadar böyle bir şansı söz konusu değildi.

Bakın şimdi yine Cenevre’de yine bir araya geldiler. Dışişleri bakanları, garantörler konuştular konuştular. Masadan kim çekildi? Güney Kıbrıs çekildi. Dışişleri Bakanım burada. Hep beraber o süreci yaşadılar. Adil kalıcı bir çözüme kavuşturalım istiyoruz. Ama güney Kıbrıs’ın böyle bir sorunu yok. Haklı olduğumuzu görüyorlar, bakıyorsunuz kaçamak bazı yollara başvurup diyorlar ki “yine olmadı”


Tarihi ziyarette Lozan resti

Erdoğan ile Yunan mevkidaşı Pavlopulos'un düzenlediği basın toplantısına "Lozan" tartışması damga vurdu. Pavlopulos anlaşmanın gözden geçirilmesine gerek olmadığını söylerken, Erdoğan ise bazı konularda güncellemenin şart olduğuna işaret etti

Pavlopulos’tan Kıbrıs mesajı: “Yunanistan çözüm arayışındadır. Adil çözümün en kısa zamanda gerçekleşmesini umuyoruz. Her bir AB üyesinin başka bir AB üyesinin egemenlik hakkına giremeyeceğini unutmamız gerekiyor

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarda  bulunmak üzere  Yunanistan'ın başkenti Atina'ya  geldi. Erdoğan'ın ziyareti 65 yıl aradan sonra Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk ziyaret olma özelliğini taşıyor.

Tarihi ziyaret tarihi anlara sahne oldu.
Yunan Parlamentosu önündeki Meçhul Asker Anıtı'na çelenk bırakan  Erdoğan, Yunan mevkidaşı Pavlopoulos tarafından Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda resmi  törenle karşılandı. Erdoğan ve Pavlopoulos  baş başa görüşme öncesi açıklama yaptı. Açıklama Lozan restleşmesine dönüştü. 

Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos'un "Lozan Anlaşması'nın güncellenmesine gerek yok" sözlerine Cumhurbaşkanı Erdoğan sert yanıt verdi. Erdoğan, "Özellikle Lozan konusunda zannediyorum hala anlaşılmayan bazı incelikler var. 94 yıl önce yapılmış bir anlaşma ve bu anlaşma sadece Türkiye ile Yunanistan arasında yapılmış bir anlaşma değildir. Ama Yunanistan'da, Batı Trakya'da Müslümanların başmüftüsünü hala oradaki din adamları seçememiştir. Bu nasıl oluyor da Lozan'ın uygulamada olduğunu söylüyoruz. Demek ki Lozan uygulamada değil. Lozan'ın uygulanabilirliğini bu şekilde ortaya koymamız lazım. Siyaset hukukunda 'anlaşmanın güncelleşmesi' şartı var" dedi.

Lozan anlaşmasına vurgu yapan Yunan Cumhurbaşkanı  Prokopis Pavlopulos, sınırların bu anlaşma ile kesin olarak belinlendiğini dile getirdi ve  şunları söyledi: 

 "Lozan Antlaşması'ndan bahsetmek istiyorum. Antlaşma ikili ilişkilerimizi belirlemektedir ve sınırlarımızı belirlemektedir. İkili ilişkiler açısından hiçbir boşluk bırakmayan, muğlak bölge taşımayan bir anlaşmadır. Bunun tartışılacak, gözden geçirilecek bir antlaşma olduğuna inanmıyoruz. Bu anlaşmada iki ülkede yaşayan azınlıklar belirlenmiştir. Bu anlaşmayla Yunanistan'daki azınlıklar dini temelde belirlenmiştir. Yunanistan bu anlaşmadan doğan tüm haklarını korumaktadır." 

Kıbrıs konusuna da değinen Pavlopulos, "İkili ilişkilerden söz ederken, ikimizin de ortak meselesi olan Kıbrıs meselesine değinmeden de geçemeyeceğim. Bu konuda Yunanistan'ın çözüm arayışında olduğunu ve adil çözümün en kısa zamanda gerçekleşmesini umuyoruz. Kıbrıs meselesine değinirken, her bir AB üyesinin başka bir AB üyesinin egemenlik hakkına giremeyeceğini unutmamız gerekiyor" ifadesini kullandı.

Daha sonra konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, Yunanistan Cumhurbaşkanı'nın Lozan Anlaşması ile ilgili sözlerine sert yanıt verdi. Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları şöyle: 

“Özellikle Lozan konusunda zannediyorum hala anlaşılmayan bazı incelikler var. 94 yıl önce yapılmış bir anlaşma ve bu anlaşma sadece Türkiye ile Yunanistan arasında yapılmış bir anlaşma değildir. Bu anlaşmanın 11 taraf ülkesi vardır. Düşünün ki Lozan anlaşmasında Japonya bile var. İngiltere var, Portekiz var vesaire...94 yıl içerisinde dünya adeta yeniden inşa ediliyor, yeniden kuruluyor. 

Türkiye ile Yunanistan arasında da bu arada birçok şey gelişti, değişti. Mesela Lozan'da, buradaki Türklerle ilgili Müslüman ifadesinin geçtiğinden bahsediyorsunuz. Doğrudur, aynı zaman AİHM'de Türk ifadesi orada geçmektedir. Bu kararlarla orada vardır. Mesela bir başka özelliğe geleceğim.

Oradaki insanların yaşam koşullarının ne noktada olduğu konusuna da iyice bir göz atmak lazım. Batı Trakya'da yaşayan Müslümanlar inandıklarını Lozan'a göre yaşayabiliyorlar mı? Batı Trakya'daki Müslümanlar bugün, kendi seçtikleri başmüftüyle değil atanan bir başmüftüyle yönetilme gayreti var.

Türkiye'de patrik, atanan bir patrik değil, seçilen bir patrik. Sensinot meclisi tarafından seçilir, meclis üyelerinin Türk vatandaşı olması gerekir. Sayı azaldığı için, biz patrikin bize verdiği isimleri meclis üyeleri olması için vatandaş yaptık. Patrik'i bu meclisi üyeleri seçmektedir. Ama Yunanistan'da, Batı Trakya'daki Müslümanlar'ın başmüftüsünü hala oradaki din adamları seçememiştir. Bu nasıl oluyor da Lozan'ın uygulamada olduğunu söylüyoruz. Demek ki Lozan uygulamada değil. Lozan'ın uygulanabilirliğini bu şekilde ortaya koymamız lazım. Bunu birçok Yunan Başbakanıyla görüşmüşümdür. 

Yunanistan'ın açıklanan kişi başına milli  gelirine baktığınız zaman 18 bin dolar civarındadır. Batı Trakya halkının  ortalama kişi başına milli geliri 2 bin 200 dolar civarındadır. Yatırım  noktasında, atılması gereken adımlar noktasında gerekli olan destekler onlara  verilmemektedir, bir ayrımcılık orada söz konusudur. Türkiye'de benim Rum  vatandaşlarıma yönelik böyle bir uygulama göremezsiniz. İbadethaneleri noktasında  en ufak bir ayrımcılık göremezsiniz ama Batı Trakya'da bırakın bunları, Türk  kelimesinin yazılmasını dahi hazmetmek mümkün değil. 

Bence bizim bir defa bunları aşmamız lazım. Benim güncellenmesi gerekir dediğim konu, işte bunlardır. Tabi askeri konularda sıkıntılar yaşanıyor. NATO'dan siz çıktınız, tekrar NATO'ya girişinizi biz sağladık. Biz engel olsaydık siz NATO'ya giremezdiniz. Ama biz öyle bakmadık, komşu diye baktık. Bugün de öyle bakıyoruz. 

KIBRIS SORUNU 

 Kıbrıs'la ilgili görüşmede siz yoktunuz ben içerisindeydim. Yunanistan gibi Türkiye de garantör ülke. Final görüşmelerinin bizzat içerisinde oldum, Koffi Annan'la beraber süreci birlikte yürüttük. Oradaki görüşmelerde, çözüme gitmek gerekirken, orada alınan kararlar yürürlüğe girmedi.

Kıbrıs'ta Türkler referandumda yüzde 60 evet oyu verdiler ancak Güney'de Rumlar hayır oyu verdiler. AB'nin verdiği sözler de yerine gelmedi. Verecekleri desteklerin hiçbirini uygulamaya sokmadılar. Bugün bile bunlar yerine gelmiş değil. Bizler bu noktadaki sadakatimizi aynen sürdürüyoruz.

Bizim hedefimiz şu; Kıbrıs'ta kalıcı, adil bir  çözüm bulalım, aynı şeyi Ege'de bulalım. Bunlar, 'Lozan'da şöyle olmuş, böyle  olmuş...' Tamam eyvallah ama biz o zaman olması gerekenleri şöyle bir an önce  yapalım. Kolay değil, 94 yıl geçti bu arada, 94 yılda birçok şey değişti. Eğer  bunlar gözden geçirilirse, birçok şeyin olması gerektiğini, inanıyorum ki  taraflar da kabul edecektir.

Bizim özellikle arzu ettiğimiz şeylerin başında, Batı Trakya'daki soydaşlarımızın hakkının korunması gelmektedir. Biz 65 yıl sonra buraya farklı bir heyecanla geldik. Batı Trakya'ya bir ziyaret yapmayı da uygun gördüm. Birileri de bunu provoke etmeye çalıştı. Her toplumda artılar, eksiler vardır. Ama bunların 65 yıl sonra buraya bir Cumhurbaşkanı geliyorsa, bunun kontrol altında tutulması gerekir diye düşünüyor. Bunları aramızda çok daha detay görüşme şansımız da olabilir. Bu ziyaretimiz çok çok daha farklı, çok çok daha zengin, çok daha barışa yürümesi tarafların özel gayretlerini gerektiriyor. Aramızdaki tüm ilişkileri süratle yoğunlaştırıp, güçlendirmemiz lazım. Turizmdeki gelişmelere baktığımızda, sizden bize gelenler, bizden size gelenler hatrı sayılır şekilde çoğalıyor.

Aramızdaki yüksek düzeyli stratejik konseyi güçlendirerek devam ettirmemiz lazım. Benim arzum, biz bardağın boş tarafıyla uğraşmayalım. Bardağın dolu tarafına bakıp, münasebetlerimizi güçlendirelim. Bu ziyaretimizde inanıyorum ki 65 yılı bir kenara koyup, ileriye bakma ziyareti olacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözleri sonrası tekrar konuşan Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopulos, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kıbrıs'la ilgili sözleri üzerine, "Sayın Cumhurbaşkanı, bana Kıbrıs konusunda cumhurbaşkanı mahiyetiyle bir karşılaştırma yaptınız. Ancak Yunanistan’da anayasa gereğince cumhurbaşkanı statüsü Türkiye’de sizin sahip olduğunuz yetkilere sahip değildir" dedi.

 Pavlopulos Erdoğan'ın Lozan çıkışı ile ilgili de "Hem profesör hem devlet adamı olarak, biz anlaşmanın veya hukukun, hukuk ilkelerinin güncelleşmesi, reformu mümkün değildir. Biz hukukta, bir hukuk ilkesinin anlamını tekrar yeni bir anlam kazandırmak anlamında varolan sözleşmeye yeni bir metin ekleyebiliriz, yeni anlam ekleyen bir metin ekleyebiliriz. Fakat izin verirseniz anlaşmayı güncelleştirme, gözden geçirme, reform etme gibi bir kavramı kullanmıyoruz genellikle" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pavlopulos'ın sözlerine üzerine "Bunu cevapsız bırakmak da kendime saygısızlık olur. Bunun cevabını vermem lazım. Ben hukuk profesörü değilim ama siyasi hukuku iyi bilirim. Siyaset hukukunda da, bu belki hukukta yoktur. “Anlaşmanın güncelleşmesi” diye bir şart vardır ve bunu da biz yaparız. Yeter ki ülkeler bu konuda mutabık kalsınlar. Ve bunun dünyada çok örnekleri var" dedi. Erdoğan, "Ben tabi bugün sizler bu konuyu açtığınız için bunlara girdim. Sizler bu konuları açmamış olsaydınız sayın Çipras’ı kabulümde bu konulara girerdik. Ama öyle de olsa sizler Yunanistan ben de Türkiye adına bu konuları görüşmüş olduk" ifadelerini kullandı.

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.