banner913
banner932
banner1012

Bir yılda 22 verem hastası

banner1020

Ülkede kayıtlı verem hastası sayısı azaldı. 1989’da kayıtlı 70 olgu varken, 2016 yılında 20, 2017 yılında 29, 2018 yılında ise 22 oldu

banner974
Bir yılda 22 verem hastası

banner971

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Göğüs Hastalıkla Çalışma Grubu, ülkede verem savaşının bazı sorunlara karşın başarılı olduğunu ve bu anlamda verem dispanserinin rolü önemli olduğunu vurguladı.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Göğüs Hastalıkla Çalışma Grubu doktorları Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Derlen Özgeç Ruso ile Dr. Fatma Canbay, yaptıkları yazılı açıklamada, verem dispanser polikliniğinin Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi'nde olup, dispanserde sunulan bütün hizmetler ve ilaçların ücretsiz olduğunu kaydetti.

Dispanserin tanı konulan ve tedavisi planlanan hastaların tedavilerini sürdürüp tamamlamada , hastanın temaslılarının muayenesinde ve koruyucu tedavide başka bir kurumun yapamayacağı kritik bir görev yürüttüğüne işaret edilen açıklamada, önümüzdeki dönemlerde de verem savaşının başarılı şekilde yürütülmesinin mümkün olduğu belirtildi. 

Açıklamada, “Bunun için Sağlık Bakanlığı’nın konuya önem vermesi, verem savaş dispanserinin çalışmasının sürdürülmesi, konuya hakim bir ekibin bu işi yürütmesi, veremin tanısının, tedavisinin, ilaçların, takibinin, temaslı muayenesinin, koruyucu tedavilerin ücretsiz olması, Sağlık Bakanlığı’na ait laboratuvarın modernizasyonunun yapılması gerekli ve önemlidir” ifadelerine yer verildi.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Göğüs Hastalıkla Çalışma Grubu, Verem Haftası nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, günümüzde Tüberküloz (verem) hastalığının dünyadaki durumu geçtiğimiz yıllar ile karşılaştırıldığında, küreselleşen bir yaşam, sosyal dinamiklerdeki değişmeler, dünyadaki sosyoekonomik çalkantılar, bazı ülke ve bölgelerdeki yoksulluk, savaşlar, başta Göğüs Hastalıkları uzmanları olmak üzere hekimleri ve sağlık otoritelerini, durumun hassasiyeti konusunda uyardığını kaydetti.  

Geçmişte “ince hastalık” olarak nitelendirilmiş olan “verem” hastalığının, son yıllarda halk arasında da tıbbi ismi olan “tüberküloz” ile anıldığına dikkat çekilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Hastalığın sebebi Mycobacterium Tuberculosis isimli bir basildir. Hemen hemen tüm organlarda hastalık yapabilse de en sık akciğer tüberkülozuna neden olması ve bu durumdaki bulaştırıcılığı sebebiyle, sadece hasta için değil tüm toplum için bir sağlık problemidir. Bu nedenledir ki tüberküloz ile mücadele öncelikle bir ‘halk sağlığı sorunu’ olarak algılanmalıdır.

Tüberküloz,  tedavisi bilinen bir hastalık olmasına karşın tüm dünyada en yaygın görülen bulaşıcı hastalıklardan biri olması nedeni ile önemli bir toplum sağlığı sorunu oluşturmaktadır.”

2006 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün tüberkülozlu hasta sayısını azaltmak adına “stop tüberküloz stratejisi” belirlediğine işaret edilen açıklamada, stop tüberküloz stratejisinin amaçları şöyle sıralandı:

“Yüksek kaliteli tanı ve hasta odaklı tedaviye erişimi sağlamak, tüberküloz hasta yükünü azaltmak, risk grubu altındaki kişileri ve sosyoekonomik düzeyi düşük kişileri korumak, yeni tanı ve tedavi modalitelerinin gelişimini sağlamak, bunlarım etkili ve zamanında kullanılmasını sağlamak, tüberkülozdan korunmak, tüberküloz bakım ve kontrolünde insan haklarının korunmasını sağlamaktır.”

Dünya sağlık örgütünün 2011 yılı küresel tüberküloz raporuna göre; dünyada tahmin edilen tüberkülozlu hasta sayısı 8,7 milyon olduğu ifade edilen açıklamada, “Toplam 5,8 milyon hastaya tanı konulmuş ve tedavi verilmiştir. 8,7 milyon hastadan 1,4 milyon hastaya tanı konulamaması nedeniyle tedavi verilememiştir ve bu nedenle ölümler olmuştur. Bu verem ölümlerinin en sık nedenleri AİDS, diğer hastalıklar ya da verem tedavisinde kullanılan en önemli iki ilaca direncin olmasıdır. Hastalık tüm dünyayı etkilemekle birlikte hastaların %85’i; Afrika'da (%30) ve Asya'da (%55) izlenmektedir.

Hindistan ve Çin’deki tüberküloz olguları tüm olguların %25’ini oluşturmaktadır. Asya, Hindistan ve Çin dünyadaki tanı konulan hastaların %40’ını oluşturmaktadır” ifadelerine yer verildi.  

Tanı alan hastalarda tedavi başarısının yüzde 91 olduğuna işaret edilen açıklamada daha önce tedavi almamış, balgam mikroskobisinde mikrop görülen olgularda tedavi oranının daha yüksek olduğunu belirtildi.

Açıklamada, ülkede de her geçen yıl kayıtlı verem olgu sayısının azaldığı belirtilerek, ülke durumu şöyle özetlendi:

“1989 yılında kayıtlı 70 olgu varken, giderek olgu sayısı azalmakta olup, son 5 yılda kayıtlı olgu sayıları 2013 yılında 32, 2014 yılında 35, 2015 yılında 39, 2016 yılında 20, 2017 yılında 29, 2018 yılında 22’dir. Dış göçlerin artması nedeni ile çalışma izinleri için verem taraması yapılmaktadır.

Kayıtlarda veremli hasta sayısı azalmasına karşın, tanı alan olgularda yabancı uyruklu hasta popülasyonunun arttığı izlenmektedir. Ülkemizde askeri personele de verem taraması yapılmakta olup; 2017-2018 yılları arasında 1,018 askeri personel taranmış, 45 olgu ileri tetkik için göğüs hastalıkları birimine sevk edilmiştir. 45 olgudan 3 olgu verem tedavisi almıştır.”

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.