banner913
banner932
banner1012

RUM-YUNAN İKİLİSİ MEGALİ İDEA HAYALİ İLE YAŞARKEN


Metin FAHRİOĞLU

Metin FAHRİOĞLU

Okunma 15 Şubat 2016, 14:11

Rumların , Yunanistan desteğinde 1955-1958 ve de 1963-1974 yılları arasında Kıbrıs Türk halkına  karşı yaptıkları silahlı saldırılar ve katliamlar sonrası yüzlerce Türk şehit olurken binlercesi yaralandı ve 503 kişi de kayboldu…..

Kıbrıs Türk halkı 1963-1974 yılları arasında 11 yıl boyunca TMT etrafında bütünleşerek , anavatanına güvenerek verdiği mücadele ile 1974 Barış Harekatının mutluluğuna erişti.  15 Temmuz 1974de Kıbrısta  Yunan Cuntası desteğinde  RMMO tarafından   Makariosa karşı düzenlenen darbenin  esas amacı Enosisi bir an önce gerçekleştirmekti.  Nitekim darbeyle başkanlık koltuğuna oturan   Nikos   Sampson     daha 2nci gününde  Kıbrıs Helen Devletini ilan etmişti.

Kıbrıs Türk halkının  yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı o günde anavatanımız Türkiye uluslararası anlaşmalara dayanarak 20 Temmuz 1974  Barış Harekatını düzenledi. Barış Harekatı ile Kıbrıs Türk halkı özgürlüğüne kavuşurken   Rum-Yunan ikilisinin  Enosis hayalleri de  tarihin derinliklerine gömülüyordu.

Anavatanımız Türkiye uluslararası anlaşmaların kendine verdiği hakları kullanarak 20 Temmuz 1974 Barış Harekatını düzenlememiş olsaydı bugün Kıbrıs Türk halkı Türkelide , Atlılarda, Muratağada, Sandallarda, Taşkentte olduğu gibi toplu mezarlarda olacaktı.

Ama bugün  Rum liderliği Kıbrıs sorunu 1974de başlayan bir işgal sorunudur diyor ve de  11 yıl boyunca devam eden    silahlı  saldırılarını ve yaptıkları  katliamları    unutturmaya ve gözden kaçırmaya  çalışıyorlar.

Ancak bu yaşananları Kıbrıs Türk halkı çocuklarına , torunlarına  anlatmazken , Rumlar  aile içinde, okullarda , Kiliselerde ve askeri kamplarda  gençlerini Türk düşmanlığı ile  yetiştirdiler ve yetiştirmeye devam ediyorlar.…

Bunun yanında Rum-Yunan ikilisi  KKTC ve Türkiye aleyhine yıllardan beri dünya kamuoyu nezdinde    etkin propagandalarda bulunuyorlar ve halen bulunmaya devam ediyorlar. Rum-Yunan ikilisi yalana dayalı bu politikaları sayesinde  BM Güvenlik Konseyinin 541(1983) ve 550(1984) sayı ve tarihli kararlarıyla  Kıbrısta tek meşru devlet ve tek meşru hükümet olarak tanınmasının ardından  1 Mayıs 2004 itibarıyla da ABne üye olmaya başarmıştır. Halbuki  Rumların bu üyeliği uluslararası anlaşmalara aykırı idi ve AB bunu bilerek ve isteyerek kendi menfaatleri doğrultusunda gerçekleştirmişlerdir.

Rumlar onlarca Kıbrıslı Türkü katlettikleri 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarının 52nci yıl dönümünde yalan söylemeye ve yaptıklarını inkar etmeye , Kanlı Noel saldırılarını unutturmak için her türlü yalanı söylemeye devam ediyorlar .

GKRY eski liderlerinden EOKAcı  Tasos   Papadopulosun   “Biz tek bir  Türkü öldürmedik” dediğini bilmeyen yoktur.

Dahası , Rumlar ,  çocuklarına ve torunlarına 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarını , 11 yıl süreyle  Kıbrıs Türk halkına  karşı giriştikleri katliamları anlatmadıkları gibi  günümüzde de  Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos da  31 Aralık 2015de bir  Radyo  kanalında  yapmış olduğu açıklamada “ çarpışmaların  sebebi Türklerdi… Türkler bize saldırınca  biz de kendimizi savunmak için  tepki  gösterdik, başka  ne yapmamız  gerekirdi … Bu acı bir gerçektir” ifadelerini kullanırken yüzü hiç mi kızarmamıştı!...

Hiç olmadan  Kıbrıs Türk halkına sahte  gülücükler ve dostluk mesajları verdiğiniz, birleşelim dediğiniz, öğretmenlerinizin  zeytin fidanı dağıttıkları  bugünlerde bu yalanları  söylemeyiniz, çocuk mu kandırıyorsunuz!...

Kıbrıs Türk halkı artık silahlı saldırıların yaşanmayacağı siyasi bir çözüm istiyor. Bu  da ancak Kıbrıstaki gerçeklerin kabulü ile mümkündür. Kıbrısta adil ve kalıcı  bir siyasi çözüm   Kıbrısta mevcut bağımsız ve egemen iki devletin karşılıklı olarak birbirini tanımasıyla mümkündür.

BM gözetiminde devam  eden görüşmelerden Rum zihniyeti nedeniyle  bugüne kadar siyasi  bir çözüme  varılamadı ve varılması da mümkün değildir. Toplumsal egemenliğimizi,  siyasi eşitliğimizi, egemenlimizi, bağımsızlığımızı , self-determinasyon  hakkımızı  ve de anavatanımız Türkiyenin etkin ve fiili garantörlüğünü tehlikeye  koyacak herhangi bir anlaşmayı kabul etmeyeceğimizi. Bir kez daha  dile     getiriyoruz….

 

Özgürlüğün ne demek olduğunu çok iyi bilen  Kıbrıs Türk halkı   şehitlerimizin canı ve kanı pahasına kurulan KKTCni yaşatmak ve tanınmasını sağlamak boynunun  borcudur…

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.