Anastasiadis, sayın Akıncı Türkiye tarafından cesaretlendirilir ve desteklenirse , 41 yıldan beridir müzakere edilen çözümün mümkün olduğuna inanıyorum. Hatta en kısa zamanda mümkün olabilir, diyor.
Ancak , Rum, tek egemenlik, tek devlet, tek vatandaşlık ve tek uluslararası temsiliyet dedikçe, siyasi çözüm mümkün değildir. Anastasiadis siyasi bir çözüm istiyorsa Rum Ortodoks Kilisesi ile olan bağlarını kesmek durumundadır. Aksi halde Kıbrısta siyasi çözüm hayal olur…Anastasiadisin izlediği yol yanlıştır. Anastasiadis,hem iki bölgeli, iki toplumlu federal bir devlet istiyor hem de arkasından bütün göçmenler evlerine dönmeli diyor . Bu nasıl bir çelişki!..
Rumlar, “…Tüm göçmenler evlerine dönmeli, garanti anlaşmaları iptal edilmeli , işgal ordusu geri dönmeli ve de Türkiyeden gelenler geri gidecek, çözüm gelecek…” dedikleri sürece kendi hareket alanlarını daralttıklarının farkında değiller!...
Yakın geçmişte ,Rum Dışişleri Bakanı Kasulidisin “Kıbrıs Rum tarafı olarak nüfus veya mülkiyet aracılığıyla Kuzey kesimin şeklini değiştirmek niyetinde değiliz” demesi Güneyde tepkilere yol açtı. Simerini gazetesinin haberine göre Kasulidisin sözlerini KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncının tezleriyle ayni çizgide bulan Rum siyasi partiler “O zaman insan hakları , BM anayasası ve Avrupa normları nasıl uygulanacak” sorusunu yönelttikleri açıklamalarında , çeşitli kaygılarını dile getirdiler.
Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis , Kıbrıs sorunu çözülmezse KKTCnin tanınmayacağını , siyasi açıdan yükseltilmeyeceğini ve KKTCnin Türkiyenin ili haline geleceğini söyledi….
“Anlaşılan o ki diplomasi dışında gizli anlaşmalar da var” iddiasında bulunan DİKO , Cumhurbaşkanı Akıncı, sarih nüfus ve toprak çoğunluğundan söz ederken Kasulidisin , Kuzeyin niteliğinin değiştirilmeyeceğini açıklamasının , bu konuda bir anlaşma olduğunun net göstergesi olduğunu savundu.
Geçen gün Fileleftheros gazetesi “Kıbrıslı Türkler haritada ‘Düz Çizgi İstiyor” başlıklı haberinde Türk tarafı toprakla ilgili olguların 2004den bu yana değiştiği ve Annan Planı üzerinde tartışılamayacağını belirterek daha az topraktan söz ediyor… Omorfo (Güzelyurt) meselesinin Kıbrıs Türk tarafının müzakere kozu mu yoksa kırmızı çizgisi mi olduğu süreç içerisinde ortaya çıkacak. Başkan Anastasiadis, Omorfo olmadan toprakta anlaşmaya varılamayacağını, Kıbrıs Türk tarafının sızdırdığı; işgal altında olmayan ara bölgenin ve kapalı Maraşın iadesini kabul etmeyeceğini iletiyor. Rum tarafı Toprağın mülkiyetle birlikte müzakere edilmesi gerektiğinde ısrar ediyor.”
Rumların değişmeyen hedefi Enosistir. Rum liderliği Federasyon da istemiyor. Rum liderliği gerçekte Kıbrıs Türk halkı ile bir ortaklık devleti kurulmasını da istemiyor. Rumun gerçek amacı Kıbrısı Yunan yapmaktır. Rumlar Enosisi gerçekleştirme adına ellerinden geleni yapmaktadırlar. Bu geçmişte de böyleydi, şimdi de öyledir…
1968 yılından beri süre gelen görüşmelerden bir sonuç alınamamışsa bunda Rumların bitmez ve tükenmez Enosis istek ve arzularından kaynaklanmaktadır.
Kıbrıs sorunu Rum Yunan ikilisinin ısrarla ve inatla izlediği Megali İdea politikasının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Rum-Yunan ikilisi sağcısıyla solcusuyla , komünist AKEL Partisi dahil tüm partiler Milli davalarının arkasındadırlar ve Rum Ortodoks Kilisesinin çizdiği yoldadır.
Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs konusunda değişmez bir tek politikası vardır. O da “Enosis Politikası”dır. Hiçbir Rum lideri Enosise kapalı olan , Enosis garantisi olmayan bir anlaşmaya imza atamaz. Rumların hedefi, KKTCni ortadan kaldırmak ve “Birleşik Kıbrısı gerçekleştirmektir…
Günümüzde müzakere masasındaki kavga da budur. Kıbrıs sorununun temelinde olan kavga eşitlik ve egemenlik mücadelesidir. Bu kavga uzun yıllardan beri devam ediyor ve edecektir. Kıbrıs Türk halkı self-determinasyon hakkını kullanarak bugünlere gelmiştir. Kıbrıs Türk halkı bağımsız ve egemen devletinden ve de anavatanımız Türkiyenin etkin ve fiili garantisinden vazgeçmeyecektir.Rumlar unutmamalıdırlar ki Kuzeyde KKTC uluslararası Hukuka göre var olan ve tanınma hakkı olan bir devlettir .
Rum liderliği görüşme masasında zamana oynamaktadır . Görüşme masasında ‘sözde Federal devlet kurulması konuşuluyor , ancak Rumların amaçları Kıbrısta gerçek bir federal devlet kurmak değildir. Gerçek Federal devletler uyum içinde olan ve de geleceği paylaşmak düşüncesi içinde olan uyumlu Kurucu Devletler arasında kurulabilir. Kıbrısta böyle bir ortam var mı? Rum liderliği böyle bir düşünceyi paylaşabiliyor mu?
Anastasiadis Rum Ortodoks Kilisesine rağmen bir adım atabilir mi , bunu Mayıs-Haziran aylarından sonra göreceğiz!…