banner913
banner932
banner1012

“İnsan psikolojisinin düzelmesinde hayvan sevgisinin yeri büyük”

banner1020

Ülkemizde son yıllarda yavaş yavaş gelişmeye başlayan evcil hayvan beslemenin insan psikolojisi içinde çok önemli olduğuna vurgu yapan Veteriner Hekim Güzen, insan psikolojisinin düzelmesinde hayvan sevgisinin büyük bir yeri olduğunu vurguladı

banner974
“İnsan psikolojisinin düzelmesinde  hayvan sevgisinin yeri büyük”

banner971

Nilsen KÜÇÜK

Bu hafta adanın başarılı veteriner hekimlerinden olan Sibel Güzen’le evcil hayvanlar, hayvan hastalıkları, hayvanların insanlar üzerinde oluşturduğu psikolojik etkileri ve birçok konuyla ilgili güzel bir söyleşi gerçekleştirdik.

1979 doğumlu olan Sibel Güzen evli ve bir çocuk annesi. 16 yıldır Veteriner Hekimlik yapan Güzen, yerli halkın hayvanları yeni yeni sahiplenmeye başladığını ancak yabancıların çok daha önceden hayvanları kendileri gibi sahiplendiğini ifade etti. Genel olarak insan psikolojisinin düzelmesinde hayvan sevgisinin büyük bir yeri olduğunu söyleyen Sibel Güzen, ancak bu bilincin ülkemizde yeni yeni oturmaya başladığını kaydetti.

Veteriner Hekim Sibel Güzen’le yaptığımız röportajımıza başlıyoruz;

Mesleği nasıl seçtiniz diye sorduğumuzda “Tamamen şans oldu. Bizim zamanımızda çok fazla meslek danışmanları yoktu, daha fazla Tıp, mimarlık, mühendislik, öğretmenlik tercihleri daha ağır basıyordu. Sınav günü benim hayvanları ne kadar sevdiğimi bilen teyzem veterinerlik bölümünü yazmamı önerdi. Ben de yazdım ve oldu. İyi ki de olmuş” diyor.

2001 yılında mezun olduktan sonra kliğini açmış ve kısa bir süre de devlette görev almış. 16 senedir Veteriner Hekim olarak görev yapıyor.

EVCİL HAYVANLARI YENİ YENİ SAHİPLENMEYE BAŞLAYAN BİR TOPLUMUZ

Hasta sahiplerine baktığınız zaman evcil hayvan besleme oranını nasıl yorumlarsınız?

“Yerli halkımız daha yeni yeni bilinçlenmeye başlıyor. Kedi köpeklerini ailenin bireylerinden biri gibi sahiplenmeye başlıyor. Tabi şimdi Girne bölgesinde olduğumuz için yabancı müşterimiz çok var. Onların farkı bu bilinçle ve kültürle adaya gelmiş olmaları. Kıbrıs’ta eskiden evcil hayvan dediğimizde evin içinde değil bahçesinde beslenen, sizin yediğiniz yemeklerin artıklarını verdiğiniz, aşı veya benzeri kontrolün yapılmadığı bir bilinç vardı. Bu 10 sene içerisinde yavaş yavaş değişim göstermeye başladı tabi ki’’ diyor.

İnsanlarda klişeleşmiş hayvanlara karşı olan bazı ön yargılar var. Pistir dokunma, tüyünü yutarsan ciğerine yapışır, yaklaşma ısırır gibi..

“Maalesef bu ön yargılarla büyüyen çocuklar büyüdükleri zaman hayvan sevgisi eksik olarak hayatlarını sürdürüyorlar. Tabi ki bazı şeyler insanlara çocukluktan kazandırılır. O bilinçte büyümeyen bir birey o sevgi eksikliğinin nasıl birşey olduğunu anlayamaz. Gönül isterdi ki bu eğitimler çocuklara ilkokuldan itibaren aşılansın ama okullarda öyle bir eğitim mevcut değil.

Peki hastalıklar kısmı?

‘’Kedi ve köpekten insana bulaşabilen hastalıklar var. Ama bu hastalıkları dışarıda yediğimiz iyi yıkanmamış meyve sebzeden daha kolay alabiliriz.’’ diyen Sibel Güzen, aşıları tam olan ve kontrol altında olan evcil hayvanlarımızdan herhangi kötü sonuç beklemenin çok da doğru olmadığını sözlerine ekliyor.

Peki evdeki hayvanlarımızın çocuklarımız veya bebeklerimiz üzerinde bir tehlikesi var mı?

Güzen “Ben hamileliğimde 9 ay kliniğimde çalıştım, doğurdum oğlumun beşiği köpeklerimin olduğu yerde yani oturma odasındaydı ve onların bir günden bir güne yerlerini değiştirmek aklımdan geçmedi. Oğlum şu anda 6 yaşında ve gayet sağlıklı. Sanırım bu sorunuza canlı bir örnek cevap olabilir. 

Sokak hayvanlarıyla ilgili bir bağlantınız veya özelde bir bağlantınız var mı?

Güzen “Bizim direk olarak yaptığımız bir çalışma yok ama sokak hayvanını getirdiğiniz takdirde %20, %40 arası indirim uyguluyoruz. Tabi gönül ister ki tüm sokak hayvanlarına ücretsiz bakabilelim ama biz de bir klinik yürütüyoruz, hayvanlara uyguladığımız ilaçları bedava almıyoruz” diyor. Sokak hayvanlarını yaralı bulan bazı vatandaşlar görevlerinin veterinerin kapısına geldiğinde bittiğini sandıklarını ifade eden Güzen, bu kişilerin sorumluluk almayıp tepki gösterdiklerini fakat tepki göstermeleri gereken kurum kendileri değil devlet olduğuna vurgu yapıyor.

LEİSHMANİA HASTALIĞI İÇİN KÜPDÜŞEN ZİNCİRİNİN KIRILMASI ÖNEMLİ

Peki belirgin salgın hastalıklar var mı?

Son dönemlerde en çok karşılaştıkları vakaların Leishmania olduğunu belirten Güzen “Bu da benim inancıma göre adada dün bugün görülen bir hastalık değil, çok uzun zamandır var fakat teşhisler daha yeni konulabildiği için insanlar bu hastalığı yeni türemiş sanıyorlar” dedi.

Leishmania’nın küpdüşenden bulaşan bir hastalık olduğunu ve tedavisi mümkün olan bir hastalık olmadığını ifade eden Güzen, sadece semptomatik tedavisi var olduğunu ve köpeğin bu paraziti ömür boyu taşıdığını kaydetti. “Sadece onu kontrol atında tutarsan köpeğin yaşama şansı artar. Bir de hastalığın hangi formda olduğu çok önemli. İç organlara yerleşmişse şansı deride olan hastalıktan tabi ki daha az oluyor’’ dedi.

Veterinerler arası iki görüş olduğunu belirten Veteriner Hekim Güzen,  bir kısım veterinerin direk köpeği uyutmaktan yana bir kısmının ise yaşatmak için çabaladığını söylüyor. Aslında özünde özveri isteyen bir hastalık olduğu için tamamen hasta sahibinin dikkatine kalmış bir durum olduğunu söyleyen Güzen, küpdüşen zincirinin kırılmasının çok önemli olduğunu vurguladı.

Güzen “Bazı uygulamalar var. Ayda bir üç ayda bir uygulama ilaç tedavisi ve hasta sahibinin o küpdüşen zincirini kırabilecek özveride olması köpekleri uyutmaktan bizi vazgeçiriyor. Leishmania sene de bir teşhis edilen bir hastalık olsa ben de uyutma taraftarı olabilirim ama bizim artık hergün karşımıza çıkan bir vaka haline geldi. Bu da bize adamızda çok ciddi bir şekilde yaygın olan bir hastalık olduğunu gösteriyor. Benim 1 köpeği 3 köpeği uyutmam bu hastalığa maalesef ki çözüm değil”

Leishmania’nın insan üzerindeki etkisi nelerdir?

Güzen “İnsanlarda şark çıbanı dediğimiz formda görülebiliyor. Bunu insanlar geçmeyen yaralar olarak gözlemliyor. İnsanlarda tedavisi mümkün olan bir hastalık. İç organlarda görülen vakalar daha tehlikeli olabiliyor fakat  bir hastalık vakasına burada rastlanmadı.”

“İNSAN PSİKOLOJİSİNİN DÜZELMESİNDE HAYVAN SEVGİSİNİN BÜYÜK BİR YERİ VAR”

Bir hekim olarak gözlemlediğiniz kadarıyla evinde kedi köpekle büyümüş çocuklarla diğerleri arasında fark görüyor musunuz sorusuna ise

 Sadece çocuklarda değil genel olarak insan psikolojisinin düzelmesinde hayvan sevgisinin büyük bir yeri  olduğunu söyleyen Güzen “Özellikle yurtdışında daha yaygın ama ben burada da rastladım, psikologlar hastalarının tedavilerinde kedi ve köpek sevgisinin önemini belirterek hastalarına tavsiyede bulunuyor” diyor.

Güzen, Avrupa ülkelerinin birçoğuna  gittiğinizde kedi ve köpeklerin insanlarla beraber onların yaşam alanlarında (cafe, restaurant, butik vs) dolaştıklarını görebileceğimize dikkat çekiyor…

“Kıbrıs’ta bu bilinç henüz tam oturmuş değil. Önce insanlardaki önyargıları yıkmak gerekir. Ama inanıyorum ki 10 seneye kadar biz de belirli bir noktada olacağız” diyen Güzen belirli kafelerde işyerlerinde, özellikle soğuk kış günlerinde sokak kedi ve köpeklerinin içeriye girmelerine izin verildiğini gördüğünü belirterek bunun daha da artacağına inandığını kaydetti.

Veteriner Hekim Güzen, hayvan sevgisinin de aslında eğitime dayalı olduğunu vurguluyor.

Belediyelerin güzel çalışmalar içinde olduğunu belirten Sibel Güzen, Veteriner Hekimler Birliği’nin son dönemde belediyelerle görüşüp işbirliği içerisine girmesinden sonra Mağusa, Girne ve Lefkoşa bölgelerine barınakların yapıldığını ve bunun sokak hayvanları popülasyonunu kontrol altına almak için çok güzel bir adım olduğunu söyledi.

Güzen “Belediyelerde güzel bir hareketlenme var. Çünkü bence belediyeler artık bu bilince vardılar. Daha önce hep göz ardı ediliyordu. Ama artık daha fazla kaçamayacaklarını anladılar J’’

Biraz da derneklerden söz etmek gerekirse..

Güzen, günümüzdeki derneklerde sıkıntı olduğunu, eskiden sadece tek bir dernek olan, sanayi bölgesinde olan ‘Hayvanları Koruma Derneği’ olduğunu  fakat şimdilerde birçok dernek isimleri olduğunu ancak çoğunun yasal olmadığını söylüyor.

Özel kliniklerin en büyük sorunu nedir?

“Benim özel kliniğim var. Ödemem gereken bir klinik, çalışanlarım ve ilaçlar var. Ayrıca kendim de geçinmek zorundayım. Biz 7/24 nöbetçi sistemiyle çalışıyoruz. Ve bu özveri bizim özel hayatımızdan, ailemize ayırdığımız zamandan çalabiliyor. Ama bu benim işim ve yaptığım işe saygı duyuyorum” dedi.

Ama gecenin bir yarısı sokak hayvanları için arayanlar olduğunu fakat muayene ücretini duyan bazı insanların hakaret boyutunu da aşıp kendilerine küfrettiklerini söyleyen Güzen “Bunlara çok zaman maruz kalıyoruz ve bizi artık zaman içinde yıpratmaya başlıyor.  Onlar bir gün bu durumla karşılaşıyor ama biz hergün bu vakalarla karşılaşıyoruz ve herbirine bireysel olarak yardım etmeye kalksam benim kliniğimi kapatmam gerekir. Çünkü ben devletten veya başka bir kurumdan bu hayvanlarla ilgili yardım veya destek almıyorum’’diyor.

“Kimse bir doktora vizite ücretin çok pahalı, sen ne zannediyorsun kendine diyemiyor ama iş veteriner hakime gelince insanlar bu yetkiyi kendilerinde görebiliyor” diyen Güzen, veteriner hekimlere karşı daha özverili olunması gerektiğine dikkat çekti.

ZİRAİ İLAÇ VE ZEHİRLER BİLİNÇSİZCE KULLANILIYOR

Zehirleme konusunda neler söyleyebilirsiniz? Bununla ilgili bir yasa var mı?

“Son 3 haftadır zehirlemeler arttı ve bazı bölgelerde çok yaygın şekilde zehir atılıyor. Bunların en baş sebebi zehire kolayca ulaşabilmek. Her yerde satılan ilaçlar bunlar ve bilinçsiz kullanıldığı zaman sadece hayvanlara değil, çocuklara ve insanlara ciddi zararlar verebilir en önemlisi öldürebilir! Tüm zirai ilaçların belli bir kullanım şekli var, hayvanları öldürmek için değil bazen ağaçlar için meyve sebzeler için insanlar bu ilaçları bilinçsizce kullanıyor. Bu ilaçlar zamanla toprağa karışıyor, yüzümüzü yıkadığımız suya karışabiliyor. Neden insanlar bebeklerinizi içme suyuyla yıkayın diyor? Bu kadar hastalığın artmasının bununla bir bağlantısı olup olmadığını bence uzmanlar bir daha düşünmeli ’’ diye vurguluyor.

Bu ilaçlar kullanım şekillerinden farklı kullanıldığında ölümcül sonuçlar oluşturabileceğini belirten Sibel Güzen, bu ilaç satışının kontrollü olması için bir yasa çalışması yapılması gerektiğini, ilaç alımlarının kayıt altında tutulduğu müddetçe kedi köpek zehirlemelerinin caydırıcı olabileceğini vurguladı.

Kedi köpeğimizin zehirlendiğini farkedersek ne yapmamız gerek?

Güzen “Atılan zehirlerden dolayı olan ölüm vakaları hayvanlardaki en acılı ölümdür. Çünkü bazı zehirler var ki onun karşılığında verebileceğiniz bir panzehir yok. Sadece acısını dindirmeye çalışıp şanslı ve dayanıklıysa o zehri vücudundan atmasını bekliyorsunuz. Ve gözünüzün önünde bütün kaslarının kasıldığını ve sonsuz bir acı içerisinde olduğu halde hiçbirşey yapamıyorsunuz.’’

İnsanların bu atılan zehirlerin çoğu renkli ve çocukların şeker olarak algılayabileceği türde olduğunu bilmediğini iddia eden Güzen “Çocuklar sürekli yerden birşeyler toplar. O zehir atılan bölgelerde oynayan çocuklar açısından çok büyük bir risk taşıyor! Çünkü insanlarda yaptığı etki hayvanlarınkinden çok da farklı değil” dedi.

Ve bir köpeğin hikayesini anlatıyor Veteriner Hekim Sibel Güzen:

“Hiç unutmam bir gün kliniğe bir tazı kırması köpek geldi. Sahibi yabancıydı. Çok kötü bir zehir türü içmiş. Ne yapsam olmadı, en sonunda hayvana sakinleştirici yaptım. Çok kötüydü, hem onu izlemek hem de hiçbirşey yapamamak. Çünkü bir panzehiri yok, sen sadece zehri vücuttan atmasını hızlandırmasına yardım edebilirsin. Ya vücuttan atacak ya da ölecek! Hayvan gözünün önünde kasılır, sakinleştirmene rağmen bütün kasları titrer ve o hayvan yatırken, 3 - 4 defa sakinleştirici yaptıktan sonra, en son sakinleştiğinde için cız dedi ve gözlerine baktım ve dedim ki ‘oğlum gerçekten çok acı çekiyorsan artık gitmene izin veriyorum.’ Anlattıkça aklıma geliyor ve yine ağlayasım var, gerçekten oturup konuştum! Ve o cümleyi söyledikten sonra o köpeğin bana bir bakışı vardı.’’

Bu sırada ikimiz de ağlamaya başlıyoruz.

‘’hayır ben savaşmak istiyorum der gibi. Ve bu olay olduktan yarım saat sonra kalktı ve oturdu. Bu olayı hiç unutmam ve o köpeğin bana o yakarış dolu çaresiz bakışı sürekli aklıma gelir.’’

 O kalktı kalkmasına ama sanırım benden bir sürü şey götürmüş olabilir bu hikaye.

Kıbrıs’a uygun olmayan köpek türler var mı?

‘’Kangal, Husky, St. Bernard gibi türler Kıbrıs’ta zorlanabilir. Adapte olmaya çalışıyorlar fakat hekimler tarafından Kıbrıs’a gelmeleri pek tavsiye edilmez.

‘’Egzotik hayvanlar tamamen apayrı bir daldır!’’

Egzotik hayvanlarla ilgilenen bir Veteriner birimi var mı? Siz müdahalelerde bulunuyor musunuz?

‘’Hayır. Talep çok olmasına rağmen müdahaleleri yapabilen Veteriner Hekim maalesef yok. Biz üniversitede okurken egzotik hayvanlar için de ders almak istedik ama düşünün ki o dersi verebilen eğitmen  bulunamadıJ bence Kıbrıs’ta ciddi bir eksiklik.’’

Veterinerliğin ucu bucağı olmadığını söylüyor Sibel Hanım. ‘’İnsanlar, veterinerlerin her tür hayvan hastalığından anladığını düşünüyor. Fakat tamamen büyük bir yanılgı. Her hayvanın metaolizması ve hastalıkları farklı oluyor’’ diye sözlerine ekliyor.

Bu hayvanların bazıları adaya kaçak getirildiğini belirtiyor ve ekliyor; ‘’bu hayvanlar için de çok kötü bizim için de çok kötü. Düşünün ki bir hastalığı problemi var ama onu anlayabilen bir hekim yok!’’

Eklemek istediğiniz birşey var mı?

Güzen “Bir yerde okumuştum ve çok hoşuma gitti.. ‘’Kedi ve köpek karne hediyesi değildir’’. Bu çok doğru bir cümle. Aldığınız evcil hayvanın sizin veya ailenizdeki bireylerin olduğu gibi ihtiyaç ve sorumluluğunun olduğunu bilmeniz gerekir. Çocuğum istedi alayım 2 ay sonra sıkıldım sokağa atayım demek çok çok yanlış.

Nefes alan, canlı, duyguları olan, belki konuşmayan ama gözleriyle sana birçok şey anlatabilen bir canlı! Sevgisinin karşısında senden hiçbir maddi beklentisi olmadan.”

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.