Kıbrısta iki halk arasındaki nüfus dengesi, geçmişten günümüze hep belirleyici olmuş ve yaşamsal önem taşımaktadır.
Bu gerçeği kavrayan Yunanistan, diğer adalar gibi Kıbrısı da ilhak etmek amacı ile, 1878den başlayarak, adadaki nüfus üstünlüğünü ele geçirmeğe çalışmış ve başarılı olmuştur.
Halen Yunanistan, Rumların nüfus üstünlüğünü ileri sürerek, adanın kuzeyini ilhak etmeye çalışmaktadır.
Rumlar sırf çoğunluklarını öne sürerek 1960 anlaşmasının uygulanmasını engelledi, 1963te de, Kıbrıs Cumhuriyetine el koydu ve bizi ortaklıktan attı.
1963-74 döneminde sırf nüfusumuzun daha az olması nedeniyle, 103 köyden ayrılmak zorunda kaldık ve Rum-Yunan saldırıları karşısında daha çok zarar gören taraf olduk.
Avrupa Birliği, nüfus üstünlüklerine dayanarak sadece Rumları temsil eden güneydeki yönetimi, tüm ada adına üyeliğe aldı.
Kıbrıs sorununun çözüm görüşmelerinde de, Rumlar nüfus üstünlükleri nedeniyle, siyasi eşitlik yerine bize, daha çok imtiyazlı azınlık statüsünde haklar vermek istemektedirler.
Ayrıca KKTCde tarım, turizm, sanayi, inşaat kesimlerinde iş gücü ihtiyacımızın Türkiyeli emekçiler tarafından karşılanması, sadece yerli nüfusla ekonomimizin ayakta duramayacağını göstermektedir.
Son yıllarda vatandaşlığa alınmaması ve çalışma izinlerinde çıkarılan zorluklar nedeniyle, 70 bin Türkiyeli emekçinin ülkemizden ayrılmak zorunda bırakılması sonucu, on binlerce konut ile iş yerinin atıl kaldığı, piyasada emekçi sıkıntısı çekildiği ve ekonomimizin zarara sokulduğu biliniyor.
Mevcut gerçekler nedeniyle, çeyrek asır ülkemizde yaşayan Türkiyeli soydaşlarımıza vatandaşlık verilmemesi ve KKTC nüfusunun artmasının engellenmesi, çıkarımıza değildir.
1950li yıllardan başlayarak olağan üstü fedakarlıklarla her konuda bize yardım eden ve halen varlığımızı sürdürmemizi sağlayan anavatan yetkililerinin, nüfusumuzun artmasının engellenmesi ve elimizin zayıflatılması karşısında sessiz kalması beklenemez.
İşte bu nedenle KKTC yöneticilerine, neden vatandaşlık vermeyerek nüfusumuzun artmasını engellediklerinin sebebinin sorulması normaldir.
1963ten sonra güneye giden tüm Yunan asıllılara vatandaşlık hakkı tanıması, 2004de güneyin ABye girmesi ile Yunanistandan her isteyenin güneye yerleşme hakkına sahip olması ve güneydeki nüfusun 1 milyona dayanması karşısında, neden KKTC nüfusunun artması engellenmektedir?
Rum-Yunan tarafının bize karşı kullandığı nüfus üstünlüğü kozunun etkisiz duruma sokulması için, nüfusumuzun artması gerektiği neden dikkate alınmıyor?
Olası çözümden sonra Bir milyona yaklaşan Rum nüfus içinde azınlık kalarak zamanla yok olacağımız neden önemsenmiyor ve nüfusumuzun artması istenmiyor?
Nüfusumuzun artması durumunda Rumların bizden daha fazla hak talebinde bulunamayacağı ve olası anlaşmayı bozmasının zorlaşacağı neden dikkate alınmıyor?
Bana göre anavatan yetkilileri neden vatandaşlık verilmediği yerine, neden KKTC nüfusunun artmasının engellendiğinin hesabını sorması gerekirdi.
Çünkü KKTC ayrı bir ülke olmakla beraber, varlığının sürdürülmesi, büyük fedakarlıklarla Türkiye tarafından sağlanmaktadır.
Bu nedenle anavatan yetkilileri, Kıbrıs Türk halkının elini zayıflatacak ve geleceğini risk altına sokabilecek uygulamaların hesabını sorma hakkına sahiptir.